10 Şubat 2016 12:49

Yazarımız Ender İmrek'in davası yarın görülecek

Yolsuzluk operasyonlarıyla ilgili köşe yazısı nedeniyle gazetemiz yazarı Ender İmrek’e açılan ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ davası yarın görülecek. Davaya tepki gösteren gazeteci örgütleri “O zaman yapma bu kötülükleri, yaparsan birleri yazar bunları. Bunun adı da evrensel basın ve ifade özgürlüğüdür” diyor.

Paylaş

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla ilgili yazdığı köşe yazısı nedeniyle gazetemiz yazarı Ender İmrek’in cumhurbaşkanına hakaret davası yarın Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı 2. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 11.00’de görülecek. 

Yolsuzluk komisyonunun çalışmalarına getirilen yayın yasağını “Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet gizlenebilir mi?” yazısıyla eleştiren gazetemizin Yazarı Ender İmrek hakkında ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla açılan davanın duruşması yarın görülecek. İmrek, “İftira”, “hakaret” ve “küçültücü ifadeler” kullanmakla suçlanıyor. 

‘BUNUN ADI DA EVRENSEL BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜDÜR’

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay insanın eleştiriye tahammülü yoksa devlet yöneticisi olmaması gerektiğini, eleştirilmek istenmiyorsa, saygı görmek istiyorsa da dürüst olması, hırsızlığa yolsuzluğa bulaşmaması ve halkına baskı terör uygulamaması gerektiğini söyleyerek “Eğer bunları yaparsan, birileri bunları yazar, yazmazsa da toplumsal olarak suç işler. İmrek bir yazı yazmış ve kamuoyunun bilmesi gereken bazı gerçekleri kağıda dökmüş. Yani derler ya camı taşlayacaksan camlı evde oturmayacaksın” dedi. Abakay şöyle devam etti: “Sen hem hazineyi boşaltmaya, devlet malına göz koymaya kalkıyorsun, hem de yazılınca üzülüyorsun bozuluyorsun. O zaman yapma bu kötülükleri, yaparsan birleri yazar bunları. Bunun adı da evrensel basın ve ifade özgürlüğüdür. İmrek’in yaptığı budur. Tarih bunu kayda düşecektir. Bugünkü ve gelecek kuşaklar bunu görecekler ve görmelidirler, duruşmada da bu görülecek”

DÖRT GÜNDE BİR DAVA

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Kuleli ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2015 verilerine göre ortalama dört günde bir kendisini eleştirenlere dava açtığını ve bunların önemli bir kısmının da medya mensupları olduğunu vurgulayacak “Anlaşılan, vergi cezaları, el koymalar ya da rant rüşvetleriyle kontrol edemediği medya kuruluşlarını Saray’a bağlı yargı eliyle sindirmeye çalışıyor. Ve bu sistematik bir politika” dedi. Kuleli şöyle devam etti: “Erdoğan’ın otoriter tavrını ve iktidar gücünü sindirme amaçlı kullanmasını kabul etmiyoruz. Eleştirinin suç sayılamayacağını bir kez daha vurguluyor ve başta onlarca farklı medya kuruluşundaki üyelerimiz olmak üzere tüm gazetecilerden cesaretle gerçekleri yazmaya devam etmelerini istiyoruz. Birlikte güçlüyüz”

TÜRKİYE’DEKİ GİBİ BİR BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ YOK

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ise “Türkiye’deki gibi bir basın özgürlüğü yok” dedi ve basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü kapsamına giren haberler ve köşe yazılarının sıklıkla cumhurbaşkanına hakaret maddesi kapsamında dava konusu olmasının gazetecileri ve yazarları mesleklerini yapamaz hale getirdiğini vurguladı. Cemiyet halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için görev yapan gazetecilerin, açılan davalarla her an tutuklanma kaygısı içinde olduğunu, Avrupa Birliği raporlarına da giren otosansürün boyutlarının Türkiye’de hızla büyüdüğünü vurgulayarak “Gazeteciler ve yazarlar çalıştıkları kurumlarda birçok konuyu ‘İşten atılırım, hedef gösterilirim’ diye haber ya da köşe yazısı haline getiremiyor. Bu koşullarda iktidarın da ifade ettiği gibi ‘Türkiye’deki gibi bir basın özgürlüğü yok!’ söylemi  gazeteciler açısından negatif boyutuyla gerçekleşmiş oluyor” dedi. Cemiyet şöyle devam etti: “Eleştirel her haber ve köşe yazısı iktidarın kırmızı çizgisi haline geliyor. Gazeteciliğin halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için yapılan bir meslek olduğunu sürekli hatırlatmamız gerekiyor” 

Cumhurbaşkanının şikayeti üzerine dava açılan 29 Kasım 2014 tarihli yazısında İmrek şunları söylüyordu: “... Hangisinden başlayalım... Eski Başbakan Erdoğan’dan mı... Sabahın erken saatinde oğlunu arayıp, kızını, mahdumlarını; evdeki dolar ve avroları boşaltma operasyonundan mı...Ya da Reza Zarrab’ın çikolata kutusu içinde sunduğu dolarlardan mı... Altın taşımacılığından mı... ‘Çikolata ve takım elbise aldım, bu Türk geleneğinde var’ diyen eski AB Bakanından mı... Ayakkabı kutularından mı...700 bin liralık saati Türk geleneklerine göre hediye alan eski bakandan mı ‘Oğlum ne kadar para var’ diyen eski içişleri bakanından mı... TÜRGEV’den mi... TOKİ’den mi... Rüşvet ve yolsuzlukta boğazına kadar batan bir iktidar gerçeğini ne yapsanız gizleyemiyorsunuz. Gerçeklerin üzerini kapatmak öyle kolay olmuyor.” (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Ankara’da metro 30 yılda bitmedi, zarar etti, Faturası halka ödetildi

SONRAKİ HABER

Polise, muhtara müjde kadına ise hak gasbı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...