08 Şubat 2016 12:49

‘Kendi ülkemizde mülteci gibi yaşıyoruz’

Kübra Övey 16 yaşından beri tekstilde çalışıyor. Çocuk işçi olarak işe başlamış, hiç sigortalı çalışmamış. Şimdi 23 yaşında ve artık “sigortalı bir iş” istiyor. “Kıdem tazminatını daha önce hiç duydun mu?”

Paylaş

Asgari ücret zammı ve ek zam tartışmaları, kıdem tazminatının fona devredilmesi, iş güvencesi... Şu sıralar ülke gündemindeki bu sıcak tartışmalar, Çağlayan’da çalışan işçilerin gündeminde kendine çok da yer bulamıyor. Zira Çağlayan’da işsizlik, patronlar açısından düşük ücret dayatmasının ve güvencesiz çalışmanın dayanağı durumunda. Bu dayatmalar kadın işçiler açısından daha zorlayıcı bir hal alıyor. Asgari ücret artışının ardından iğneden ipliğe her türlü ihtiyacımıza yapılan zamlarla daha da kararan tabloyu bize kadın işçiler anlatıyor. 
 

MUHTAÇ OLDUĞUMUZ İÇİN BU KOŞULLARDA ÇALIŞIYORUZ
Kübra Övey 16 yaşından beri tekstilde çalışıyor. Çocuk işçi olarak işe başlamış, hiç sigortalı çalışmamış. Şimdi 23 yaşında ve artık “sigortalı bir iş” istiyor. “Kıdem tazminatını daha önce hiç duydun mu?​” diye sorduğumda, çok şaşkın bir bakışla duymadığını söylüyor, “7 yıldır çalışıyorum ama tekstilde böyle bir hakkımız olduğunu bilmiyordum. Zaten olsa da işsizliğin olduğu, işçilerin çıkarıldığı Çağlayan’daki tekstil atölyelerinden bahsedecek olursak, çalıştığımız için dua ediyoruz. Hak ettiğimiz ücreti almıyoruz, biliyoruz bunu da... Ama 3 aydır sezon boşluğu diyorlar, işsiz kaldık. Sadece biz yaşamıyoruz bunu, diğer işçiler de aynısını yaşıyor” diyor. Asgari ücret artışının hayatında bir karşılığı olup olmadığını soruyorum Kübra’ya. “Biz asgari ücretin altında çalışıyoruz, sigortamız yok, sırf muhtaç olduğumuz için çalışmak zorunda kalıyoruz” diyerek Çağlayan’da çalışan birçok işçinin de kendisi gibi düşündüğünü söylüyor. Kübra tekstilde kadın işçi olmanın ne demek olduğunu ise şu cümleyle ifade ediyor: “Tekstilde kadın işçi olmak tacize maruz kalmak demek, arkanda seni koruyan kollayan yoksa ezilmeye mahkumsundur.”
 

İŞSİZ KALMAMAYA UĞRAŞIYORUZ
Asiye Meştek de 10 yıldır tekstilde çalışıyor. “Tekstil denilen bir şey kalmadı, bırakalım sigortayı, kıdem tazminatını, bizler işsiz kalmamaya çalışıyoruz. Biliyoruz ki işsiz kalırsak aylarca iş bekleyeceğiz. ‘Sezon boşluğu’ diyor patronlar bizlere her ay. Bazen iş olmadığı için evde bekliyoruz” diye anlatıyor. Kıdem tazminatını duymuş Asiye, ama “Bize hiç uğramadı” diyor. “5 yıl bir atölye de çalıştım, sigortamı yapacak diye oyaladı patron ama yapmadı, yıllarca boşa çalıştım. Asgari ücret 1300 TL alıp sigortalı olmak imkansız bizim işyerinde. 3 Moğolistanlı, 1 Suriyeli var, onlara daha da az ücret veriyorlar. Alay ediyorlar savaştan geldikleri için. Savaş bizi mahvetti diyorlar; işsizlikleri buna bağlıyorlar. Biz de kendi ülkemizde mülteci gibi yaşıyoruz işte... Kıdem tazminatı işçiler için iyi bir şey tabi, bizim olmasa da işçilerin bir umudu var, onu da almasınlar.” (EKMEK VE GÜL)

 

ÖNCEKİ HABER

Trafik sigortasında tavana eleştiri

SONRAKİ HABER

Çiğli Kurultay Komitesi tazminat için toplandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa