08 Şubat 2016 01:00

Savaşın kaderini Halep belirler

Paylaş

Yusuf ERTAŞ/ Ali KARATAŞ

Gazeteci, Raialyoum yazarı Abdulbari Atwan’ın  ‘hazırlanmış pişirilmiş’, sadece folklorik bir gösteri olarak tanımladığı Cenevre 3 beklendiği gibi toplanamadan dağıldı. Dikkatler bir kez daha Suriye topraklarında devam eden savaşa yöneldi. Rus savaş uçaklarının desteğindeki Suriye hükümeti güçlerinin sahadaki ilerleyişleri devam ediyor. Gözlemciler, kuşatma altındaki Halep’teki gelişmelerin Cenevre’nin çöküşüne yol açtığı görüşünde birleşiyor. Annahar yazarı Semir Saab “Halep Cenevre’ye galip geldi” diye yazıyor. Rus müdahalesinin savaşın dengesini Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın lehine değiştirdiğine dikkat çeken The Daily Star gazetesi de, “Suriye savaşı patlak vermeden önce Suriye’nin en büyük şehri olan Halep’in tamamen kontrolünün alınması Esad hükümetine stratejik bir ödül olacak” görüşünde.

AKP SİYASETİ İFLAS NOKTASINDA

Cenevre konferansının beklenenden çok daha hızlı çöktüğünü belirten Lübnanlı akademisyen Muhammed Nureddin, bir yandan Rus müdahalesi diğer yandan Şam’ın müttefiklerinin artan desteğinin, dengelerde büyük değişiklikler ortaya çıkardığına dikkat çekiyor. “Halep, Türkiye’nin Suriye’deki ve bölgedeki planının başkentidir”  diye yazan Nureddin, “Türkiye, Suriye’de hiç etkisinin kalmadığı bir kayba doğru ilerliyor. Bu nokta siyasetinin toptan iflas ettiğinin ilan edildiği nokta olacaktır” yorumunu yapıyor.

CENEVRE’NİN ÖNEMİ KALMADI

Suriyeli muhaliflerin Suriye’yi, Rusya ve İran ekseninden Batı ülkeleri, Türkiye ve Körfez ülkelerinin eksenine taşımaya çalıştıklarına dikkat çeken Semir Saab da, “Halep’in güney kırsalı, Lazkiye kırsalının büyük bölümü, Şeyh Miskin’den sonra Kuvayres’in alınması Nubbul ve el Zehra üzerinden kuşatmanın kaldırılması ve Doğu Guta’daki girişim nedeniyle önceki durum geçerliliğini yitirmiştir ve artık Cenevre’nin Suriye sahasında bir önemi kalmamıştır” diye yazıyor.

“Türk yetkililerin,  Suriye’de tampon bölge ya da uçuşa yasak bölgenin talebi üzerine tehditlerin tümü buharlaşmadı mı?” diye soran Saab, yeni askeri durumun siyaseten başka sözler söylemeyi gerektirdiğinin altını çiziyor.

AKP ASKERİ MÜDAHALEYE KALKIŞIR MI?

Suudi Arabistan’ın, Suriye’de bir kara harekatına katılmaya hazır olduğunu açıklamasının ardından bazı Körfez ülkeleri de Suriye’ye asker gönderebileceklerini açıkladılar. Suriye Dışişleri Bakanı Muallim’in, ülkeye izinsiz girmeye kalkışan “tahta tabutla geri döner” tehdidinin ardından Türkiye’nin de Suriye’ye bir müdahale hazırlığında olduğu öne sürülüyor. İddia Rusya tarafından ortaya atıldı.
Lübnan’da yayınlanan Albina gazetesi de Washington’un, Riyad ve Ankara’yı, Rakka’da bir kara savaşına katılmaya çağırdığını aktardı. Lübnan’da yayınlanan en Naşra yazarı Mahir Hatib. “Cenevre’nin düşmesi Türkiye’yi askeri müdahaleye sürükler mi?” başlıklı makalesinde, Moskova’nın sahada ilerleyişinin Türkiye’nin hoşuna gitmediğine vurgu yaptı ve “Türkiye müttefiklerinin çöküşünü izleyecek mi yoksa onlara destek vermek için bir adım atacak mı?” sorusunu sordu.

Türkiye askerinin Suriye’ye girmesi ihtimalinin olduğu lakin bu ihtimalin zayıf olduğu görüşünde olan Assafir yazarı Muhammed Nureddin de, Türkiye, “Askeri olarak girmeden önce başka çareler arayacaktır. Türkiye’nin askeri olarak girmesi basit bir denklemdir; Türkiye-Rusya savaşı” diye yazdı.


HALEP, CENEVRE’YE GALİP GELDİ

Semih SAAB
Annahar

Hiç kuşkusuz Suriye’de sahadaki değişim, Rus hava müdahalesi neticesinde oldu. Muhalif güçlerin dayandığı siyasi önermelerde de bir değişiklik ortaya çıktı.
Muhalif güçler; Suriye rejiminin değişmesi ile Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye ve Körfez Arap ülkeleri yanlısı bir sistemin kurulmasını talep etmişti. Yani Suriye’yi, Rusya ve İran ekseninden, Batı ülkeleri, Türkiye ve Körfez ülkelerinin eksenine taşımaya çalışmışlardı. Böylece bölgede siyasi haritanın bütünü değişime uğrayacaktı ve bu yeni kurulan rejim, Rusya ve İran’a karşı bir süngü olarak kullanılacaktı.
Ancak bu jeopolitik değişimin savunucuları, bunun gerçekleştirilmesinin imkânsız olduğunu anlayınca bu kez hedeflerini Suriye’yi yıkmaya yönelttiler ve Suriye’nin 2011 yılı öncesi durumuna dönmesine engel olmaya çalıştılar.
2011’den 30 Eylül 2015 tarihine kadar ABD ve Türkiye, Suriye’deki muhalif güçlerine desteklerini esirgemedi. Ancak Rusya’nın askeri hava müdahalesi, Suriye sahasında etkili oldu. Güç dayanışması önemli bir rol oynamış, tüm dengeleri alt üst etmiştir. Putin, bu askeri müdahalesiyle Suriye’de ve tüm Ortadoğu’da Rusya’nın çıkarlarını korumak amacıyla gerekirse askeri operasyonlar yapılmasını göze alacağına dair dünyaya mesaj vermiştir.
Tarihsel deneyimler bize, ne zaman Rusya askeri girişimde bulunsa Türkiye’nin hemen sınırlarına geri adım atmak zorunda kaldığını göstermiştir. Her ne kadar NATO, Ankara’yı desteklese de Türkiye istenmeyen sonuçları göze alarak Rus Ayısıyla bir askeri çatışmasına girmekten kaçınmaktadır.
Bunun yanı sıra Suriye semalarında uçan “Sukhoi”lardan sonra Türk yetkililerin, Suriye’de tampon bölge ya da uçuşa yasak bölgenin talebi üzerine tehditlerin tümü buharlaşmadı mı? Ve bugün Rusya’nın düşürülen uçağından sonra Suriye ordusunun Lazkiye’deki Türk sınırına kadar dayanmasıyla Türkiye’ye bedel ödetmiş oldu.
Yeni askeri durum siyaseten başka sözler söylemeyi gerektirmektedir. Halep’in güney kırsalı, Lazkiye kırsalının büyük bölümü, Şeyh Miskin’den sonra Kuvayres’in alınması Nubbul ve el Zehra üzerinden kuşatmanın kaldırılması ve Doğu Guta’daki girişimi nedeniyle önceki durum geçerliliğini yitirmiştir ve artık Cenevre’nin Suriye sahasında bir önemi kalmamıştır.


TÜRKİYE SURİYE’DE; 100 KİLOMETRENİN SAVAŞI!

Muhammed NUREDDİN
Assafir

Cenevre konferansı beklediğimizden daha hızlı çöktü. Aslında konferans gerçekleşmedi. Çökmesinin ana nedeni, siyasi durumun muhalefetin ve onun arkasında duran bölge ülkelerinin lehine olmamasıydı. Birleşmiş Milletlerin 2254 sayılı kararına göre, kimin kiminle görüşeceğini kimse bilmiyor. Hatta BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura da muhalefetin isimlerini bilmiyor. Sadece hükümetin heyeti belliydi. Silahlı muhalefete sponsorluk yapan devletlerde karışıklık olduğu da açıkça belliydi.
Kimse uluslararası bir kriz olan Suriye krizinin kısa sürede biteceğini beklemiyor. Ama şu gözlemleri kaydedebilir
1- TEMSİL KRİZİ
Cenevre 3’e hazırlık çok zaman aldı. En çok bu noktada hareketlenme olmuştu. Haftalar boyunca transferler, baskılar devam etti. Lakin konferanstan bir gün önce kimlerin katılacağını kimse bilmiyordu. De Mistura’nın hatası, neye mal olursa olsun bir konferans düzenlemek istemesi. Belirli kişilere davet göndermek yerine başkalarının sürece hükmetmesine izin verdi. De Mistura konferansa katılacak olanlara net kriterlerde getirmedi. Cenevre’ye kim geldiyse sadece kendi şahsını temsil için geldi. Örneğin PYD gibi alanda etkisi olan ve Suriye’nin yüzde  15’ine hükmeden bir hareket konferansta temsil edilmedi.
2- ALANDAKİ DURUM
Alandaki gelişmeler, takriben bir yıl öncesini hatırlatıyor. Geçen sene Suriye ordusu,  müttefikleriyle Nubbul ve el Zehra’yı kurtarmak için operasyon düzenledi. Ama Türkiye’den gelen binlerce savaşçı operasyonun başarısız olmasına neden oldu. Durum şu an farklı. Bir yandan Rus müdahalesi diğer yandan Şam’ın müttefiklerinin artan desteği dengelerde büyük değişiklikler ortaya çıkardı. Şam ve müttefikleri şu noktayı tekrarladılar ve bunda haklılar; krizin uzaması ve artan terör, Türkiye’nin sınırları bütün silahlılara ve silahlara açmasının sonucudur. Diğer yandan Şam’ın ve müttefiklerinin stratejisi değişti; Rus hava koruması başarı için zorunluydu. Rusya bunun bedelini 24 Kasım’da, Türkiye’nin uçağını düşürmesi ve pilotlarını öldürülmesi ile ödedi.
Suriye ordusunun meydandaki ilerlemesi bariz. Özellikle Lazkiye’nin kırsalında. Türkiye’nin histerisi Halep kuşatmasının tamamlanması ile doruğa çıktı. Çünkü Ankara, Halep kuşatmasının önemini biliyordu. Artık Halep ismi Erdoğan’ın dilinden düşmüyor. Çünkü Halep, Türkiye’nin Suriye’deki ve bölgedeki planının başkentidir.
3- TÜRKİYE VE 100 KİLOMETRE
Kimse bu 100 kilometrenin Türkiye için önemini tarif edemez. Bu 100 kilometre, Türkiye’nin Halep yönündeki özlemlerinin can damarıdır. Lakin Suriye ordusunun son operasyonları dengeleri değiştirdi ve Türkiye’yi çok zor durumda bıraktı. Türkiye’nin sınırı doğrudan aşması kolay değil. Alandaki bütün kuvvetler Türkiye’nin düşmanı ve Türkiye’nin herhangi bir hücumunu durdurmak için YPG Suriye güçlerine destek verecek. Gökteki ufuklarda Rus uçakları gözükecektir. Rus lider Vladimir Putin, Suriye hava sahasının ihlali konusunda Erdoğan’a meydan okumuştu.
Türkiye askerinin girmesi ihtimali var ancak zayıf. Askeri olarak girmeden önce başka çareler arayacaktır. Türkiye’nin askeri olarak girmesi basit bir denklemdir; Türkiye-Rusya savaşını başlatacaktır. Rus hücumunun gölgesinde ve Suriye’nin Moskova için kader noktası olduğu bir ortamda bu Türkiye’nin Suriye bataklığına batması anlamına gelecektir.
Türkiye, Suriye’de hiç etkisinin kalmadığı bir kayba doğru ilerliyor. Bu nokta siyasetinin toptan iflas ettiğinin ilan edildiği nokta olacaktır.


ABD’NİN ÖNCELİĞİ LİBYA

Abdulbari  ATWAN
Rialyoum

Birleşmiş Milletler'in 2254 kararı ile düzenlenen ve rejimin ve muhaliflerin heyetlerinin katıldığı Suriye Cenevre’sine katılanlara sorduğumda, harfi harfine dediler ki; “Hazırlanmış pişirilmiş”, sadece folklorik bir gösteri. Anlaşmaya varmanın herhangi bir imkânı yok.
Riyad heyeti “görüşmelerden” çekilme tehdidinde bulundu. Heyet istemeyerek Cenevre’ye vardığında 5 yıldızlı otel ikramı geldi. Riyad heyeti, Şam rejiminin iyi niyet jesti olarak kuşatma altında olan bazı bölgelerde kuşatmanın kaldırılması, tutukluların bırakılması, insani odaklı gıda dağıtımı yapılması ve rejim ve Rus uçaklarının bombardımanının son bulması için teminat istedi. Lakin Suriye iktidarı, herhangi bir teminat veya iyi niyet jesti istemedi. Aynı şeyi hükümetinin sözcüsü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de söyledi. Cenevre görüşmelerinin ana başlığı herhangi bir şart olmadan katılmak idi.
İktidar zeminde birçok kazanım sağladı. Kuzeydeki birçok köyü Rusya’nın hava koruması ile kazandı. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, BAE ve Umman’ı kapsayan bir geziye çıktı. Gezideki amaç, Suudi Arabistan’ın Suriye dosyasında baskısını azaltmak. Aynı dönemde Bakan Kerry, Libya’ya müdahaleye hazırlık konusu ile meşguldü. Bu müdahaleye hazırlık kapsamında Roma’da 23 dışişleri bakanının katıldığı bir konferans düzenlendi. Aynı plan çerçevesinde bu görevi yerine getirmek için özel kuvvetlerin ve uçakların oluşturulması için Brüksel’de savunma bakanları toplanacak.  IŞİD’in Libya’daki ilerlemesine öncelik vermek için görünen bir gelecekte Suriye dosyası rafa kaldırılacak. Cenevre buluşması sadece zaman kazanma.
Suriye krizinin başlangıcında iktidarın ve muhalefetin kendi lehine sorunu çözmesi mümkün olmadığı için “askeri çözüm mümkün değil” diyorduk. Lakin Rusya’nın askeri müdahalesinden sonra dengeler değişti. Askeri çözüm siyasi çözümün önüne geçti.
Amerika, Libya’da anlaşma ile veya fiili olarak başka bir askeri müdahaleye yeşil ışık yakacak bir hükümeti acilen kurmak istiyor. Suriye’de ve Irak’ta ise merkezinde Suriye ordusunun olduğu IŞİD’e karşı başka bir savaşın fitilini yakacak birlik hükümeti peşinde.

ÖNCEKİ HABER

Haber Nöbeti'ni devralacak 2. ekip: Bölgedeki gazetecilerin yaşadıklarına sessiz kalmayın

SONRAKİ HABER

Prof. Dr. Eren Deniz Tol: İtiraf ve çaresizlik deklarasyonu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...