07 Şubat 2016 10:39

Çözüm Aramaya Ne Dersiniz?

Paylaş

Hürriyet Meslek Lisesi’nden Öğrenciler
Kayseri

Bilişim ve otomasyon bölümlerinde okuyan öğrenciler olarak yaşadığımız durumu Genç Hayat’a yazmaya karar verdik. Bizler her meslek liseli gibi zorunlu yaz stajına tabi tutuluyoruz. Fakat çalıştığımız iş yerlerinde, gerek kamu sektörlerinde gerekse özel işletmelerde, stajlarımızı tamamlamamıza rağmen ücretlerini alamadık.

ÇAYCILIKTA STAJ
Bizim düşüncemiz okulun bize verdiği zorunlu yaz stajımızı tamamlayıp emeğimizin karşılığını almaktı. Fakat hiç de istediğimiz gibi olmadı! Staj adı altında çalıştırıp, emeğimizi paraya çevirenler, bizleri hiç düşünmediler. Normalde mesleğimizi öğrenip geliştirebilmemiz için eğitim sisteminin zorunlu kıldığı bu stajı, bırak mesleğimizi öğretmeyi, alanlarımızın yanından bile geçirmediler. Staj sonraları ‘bizim okulda hademe bölümü, çaycı bölümü yok’ diye sohbet eder olduk.

“STAJINIZ YANAR”
Her meslek liselinin derdi olan ‘stajda ayak işlerinde kullanılması’ durumuna bir de ücretlerin verilmemesi eklendi. Ama ne yapalım onların atacakları imzaya mahkûmuz. Ve onların istedikleri işleri yapmak zorundayız. Diyelim ki yapmadık, ‘Stajınız yanar’ tehdidi ile karşı karşıya bırakılıyoruz. Eğer bu stajları tamamlayamazsak diplomalarımızı vermeyecekler. Bu takdirde ucuz işçi yetiştiren sistem bizleri ‘işsizler ordusuna’ katmak istiyor.
Bu problemler doğrudan sağlığımızı etkileyecek problemlerdi. Bir arkadaşımız staj yapıyor gibi gösterilip işçi olarak çalıştırılırken iki parmağını kaybetme tehlikesi geçirdi. Üstüne üstük hiç ilgilenilmeyip bir de emeğinin karşılığı verilmedi. İşletme sahibinin bahanesi de hazır: ‘iş yerim kapandı.’

NE YAPABİLİRİZ DİYE DÜŞÜNDÜK VE BULDUK
Sömürüye maruz kalan biz öğrenciler, kafa kafaya vererek “ne yapabiliriz?” diye düşündük ve bulduk. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bir dilekçe hazırlayıp, okulumuzda imza kampanyası başlattık. Staj yapan arkadaşlarımızın geneli bu kampanyaya yoğun ilgi duydu. Henüz yeni başlamamıza rağmen bulunduğumuz sınıfta epeyce rağbet buldu.
Tüm meslek liselerini kendi özelinde sorunlarına çözümler bularak, ‘neler yapabiliriz’in cevabının peşinde gitmeye çağırıyoruz. Biz denedik bir şeyler olacak. Siz de deneyin. Ne dersiniz?


SORU CEVAP

Geysu ÇATAK
Onur LAÇİN
Malatya Kültür Temel Lisesi

Geçtiğimiz günlerde Diyanet İşleri Başkanlığına Bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu “öz kızını öperken şehvet duymanın nikAha etkisi olur mu?” sorusuna skandal bir cevap verdi. Bu cevabın  ardından laiklik tartışmaları yeniden alevlendi. Biz de bu tartışmaları okuduğumuz liseye taşıyarak arkadaşlarımızla sohbet ettik.


ÖZGÜR BİR ORTAMIN TEMİNATI
Sohbet ettiğimiz arkadaşlarımızdan biri olan Feyza, “Bir ülkenin Laik olması bireylerin özgür ve barışçıl bir ortamda yaşamasının teminatıdır. Zorunlu din dersleri laikliğin önünde bir engeldir, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi adı altında Sünni inancı dersleri verilmekte. Üniversiteye giriş sınavlarına din dersi sorularının eklenmesiyle farklı mezhep ve inançtan öğrenciler için eşitsizlik arttı. AKP iktidarı din üzerinden siyaset üreterek, meydanlara Kuran-ı Kerimleçıkarak anayasayı çiğnemişti. Diyanet’in tepki çeken fetvası da AKP’nin zihniyetini gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.


ZORUNLU DİN DERSİ OLMAMALI
Bir başka kadın arkadaşımız Şeyda “Laiklik ülkede olması gerektiği kadar uygulanıyor. Devlet adamlarının halka karşı dini kullanmasında bir yanlışlık görmüyorum. Din derslerinin inanmayanlar için bir yaptırım olduğunu düşünüyorum, inançlı biri olarak din derslerinin zorunlu olmasında bir sorun görmüyorum ama üniversiteye giriş sınavlarında etkisi olması saçma. Sınavlar yüzünden uzun süredir haberleri izleyemediğim için diyanetin fetvası hakkında bir şey bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla Kuran’da böyle bir şey yok.” diye anlatyor düşüncelerini.


LAİKLİK GEREKLİ
Arkadaşlarımızdan İrem “ Laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır, bu olması gereken bir şey. Bence çoğunluğun Müslüman olduğu bir ülkede anayasada ülkemizin dini İslam’dır ibaresinin yer alması yanlış değildir. Zorunlu din derslerini doğru bulmuyorum; seçmeli olmalı. Diyanetin fetvasını da sizlerden duydum. Gerçekten böyle bir şey varsa çok sapkın bir düşünce. Kuran’da böyle bir şey olduğunu sanmıyorum.” diyor.


LAİK BİR ÜLKEDE DİYANETİN OLMAMASI LAZIM
Arkadaşlarımızdan Ceren’e geliyor konuşma sırası “Laikliğin tam olarak uygulandığını düşünmüyorum. Çünkü bir siyasetçinin elinde Kuran’la mitinge çıkması ya da namaz kılarken ki fotoğraflarının internette yayınlanıp toplum üzerinde algı oluşturmaya çalışması etik değil.


Laik bir ülkede diyanetin olmaması lazım. Son yayınlanan fetva sapkın bir düşünce nasıl doğru olabilir?”


‘DİN ÜZERİNDEN RANT SAĞLIYORLAR’
Son olarak Eylem arkadaşımız ise “Laiklik doğru bir uygulama ama bunun ülkemizde olmadığı kesin. Siyasetçiler dini kullanarak ülkemizde belli bir kesimden rant sağlamaya çalışıyor. Zorunlu din derslerinin farklı inançtan insanlardan insanlar için gereksiz bir uygulama. Diyanetin laik bir ülkede olmaması gerektiğini düşünüyorum.” Diyor. Diyanetin tepki çeken açıklaması her kesimden insanı rahatsız ederken siyasetçilerin dini kullanarak siyaset üretmesi insanları kutuplaştırıyor. Laik bir ülkede bulunmaması gereken Diyanet İşleri Başkanlığı ülkemizde toplumun şekillendirilmesi için kullanılıyor. Diyanet ayrılan bütçe eğitime ayrılan bütçeden kat ve kat fazla. Bizlerin talebi ise laik, bilimsel, parasız ve anadilde eğitim.

ÖNCEKİ HABER

Saati 1 Lira Bile Etmiyor!

SONRAKİ HABER

Fabrika Öncesi Eğitim: Meslek Liseleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...