Bakan gerçekleri çarpıtıyor

Ordu Doğa ve Yaşam Alanlarını Koruma Platformu Üyesi Gül Ersan yaptığı açıklama ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun Ordu’da yaptığı açıklamalarda HES’lerle ilgili gerçekleri çarpıttığını belirtti.

Ordu’ya gelen Veysel Eroğlu’nun HES’lere karşı çıkanlara yönelik suçlama ve karalamalarla gerçekleri çarpıtmaya çalıştığını vurgulayan Ersan bakanın “çevreciler gezici ekip, yalan söylüyorlar” sözlerini hatırlatarak bakanın yalancılık suçlamasını ve yalanlarını kendisine iade ettiklerini dile getirdi.

Ordu’nun ilçeleri ve köylerindeki bütün halkın kendilerini tanıdığını söyleyen Ersan, “Biz, Ordu Doğa ve Yaşam Alanlarını Koruma Platformu çatısı altında öncelikle HES’lerin vermiş olduğu zararlara karşı mücadele ediyoruz. Gezici değiliz. Gezici de olabiliriz. Bu bakanı neden rahatsız ediyor ki? Ülkenin neresinden talan varsa, tepki göstermeleri bir insanlık görevidir. Ama bakan, (hükümet de) kendisi gibi düşünmeyenleri, kendi yaptıklarını onaylamayanları suçlama konusunda oldukça heyecanlı ve istekli” dedi.

SULAR ZEHİRLENİYOR

Bakan yaptığı açıklamada çevrecilerin “HES’ler suyu zehirliyor” dediklerini iddia ettiğini anlatan Ersan, “Ne platform üyeleri ne de başka bir çevreci grup böyle bir söz kullanmadı. Ama maden aramalarının ve arıtmalarının suyumuzu zehirlediklerini söyledik. Hatta bunu Melet Irmağı’nın zehirlenmesini kanıtlayarak ortaya çıkardık” diye belirtti.
Bakanın yine çevrecilerin bir yerlerden para ile beslendiklerini üstü kapalı olarak ima ettiğini belirten Ersan, şöyle konuştu; “Bu suçlamasını da kendisine iade ediyoruz. Ordu’da HES’lere karşı açmış olduğumuz davalarda ödememiz gereken harçlar için parayı nasıl topladığımızı, iki kuruşu nasıl bir araya getirdiğimizi ilçe ve köylerdeki halkımız yakından biliyor. Yüzümüz ak, gönlümüz rahat. Köylülerin gücüyle birlikte HES’leri engelleyeceğiz.”

SUYU TİCARİLEŞTİRECEKLER

Bakan açıklamasında HES’lerin suyu satmayacaklarını söyleyerek bir gerçeği de çarpıttığının altını çizen Ersan, “Suyun 49 yıllığına kullanım hakkını şirketlere verdikten sonra şirket her türlü kullanımında serbesttir. Çeşitli şirketlerin proje tanıtım broşürlerinde bunlar açıkça belirtilmektedir. Örneğin, Kabadüz- Esenyurt’ta yapılan Ordu HES, gazetelere ilan vererek Ordu’nun suyunu 2044 yılına kadar kendilerinin vereceğini duyurdu. Bu belgeler de yalan mı? Ayrıca bunu çevreciler söylemiyor; şirket söylüyor. Ama Bakan, makamını kullanarak gerçekleri çarpıtıyor” dedi.

HES’LER DOĞAYI TAHRİP EDİYOR

Bakanın bir iddiasının da yapılan HES’lerin bir noktada olduğu ve doğaya zarar vermediğiyle ilgili olduğunu söyleyen Ersan, “Hatta öyle bir iddiada bulundu ki, yol yapım sırasındaki görüntüleri HES’lerin çalışması olarak kullanılıyormuş. HES inşaatlarının yapıldığı her yerde doğaya ve yaşam alanlarına verilen zararı herkes görebilir, gözlerini kapatmadığı sürece” dedi.

Bakanın iddialarından en çarpıcı olanının ise Türkiye’nin elektriğe gereksinimi olduğu, dışa bağımlılıktan kurtulmanın yolu olarak da HES’lerin önemli olduğu yönündeki açıklaması olduğunu dile getiren Ersan, “Doğal gaza bağımlılığı halk yapmadı, yönetenler yaptı. Doğal gaz bağımlılığından kurtulmak isteyen bir hükümet Ünye’de ve diğer yerlerde Doğal gaz çevrim (yermik) santrallerini neden yaygınlaştırıyor? Madem elektriğe gereksinim var, neden Atatürk, Keban gibi barajlar gücünün çok altında çalıştırılıyor? Elektriğe gereksinimimiz varsa, Ege’de HES’lerde üretilen elektrik neden Yunanistan’a ve Bulgaristan’a satılıyor?​” dedi.

HES’E HALK KARŞI ÇIKIYOR

Ordu Doğa ve Yaşam Alanlarını Koruma Platformu üyelerinin, şirketlere ceza verdirdiğini, ‘Yürütmenin Durdurulması’ kararları çıkarttırdığını açıklayan Ersan şunları ifade etti; “Bakanı belki de en çok kızdıran olay, seçimde ağırlıklı oy aldıkları yerlerde halkın HES’lere izin vermemesidir. Halk hükümetin gerçek yüzünü pratikte yaşayarak görüyor. Ne yapıp yapıp, halkın topraklarını, suyunu şirketlere peşkeş çekmeye çalışıyorlar. Bakan ne kadar çırpınırsa çırpınsın, ne kadar çevrecileri karalamaya çalışırsa çalışsın amacına ulaşamayacaktır. HES yapılan yerlerdeki halk, bakanın açıklamasını televizyonda izlediklerinde, gazetede okuduklarında gülümseyerek, ‘Bu kadar da çarpıtma olmaz.’ diyorlar” (Ordu/EVRENSEL)