07 Şubat 2016 04:44

Tunus halkı yarım kalan devrimini tamamlamaya kararlı

Paylaş

Selma GÜRKAN*

Uluslararası Marksist Leninist Parti ve Örgütler Konferansı (CIPOML) bileşeni, kardeş partimiz Tunus Emekçileri Partisi’nin 30. kuruluş yılı nedeniyle yaptığımız Tunus ziyareti, iş ve sosyal adalet talebiyle gençlik hareketinin ivme kazandığı bir sürece denk geldi. Tunus’taki mücadele güçlerinin ve gelişen gençlik hareketinin heyecanını hissetmemek mümkün değil. Yaptığımız görüşmelerde hem Tunus Emekçileri Partisi’nin hem de Halk Cephesi’nin, gelişmeleri günü gününe izleme, hareketin taleplerini ve gelişim seyrini dikkatle takip etme,  mücadelenin taktiklerini bu gelişmeleri dikkate alarak belirleme yönünde oldukça titiz ve yoğun bir çalışma yürüttüklerine tanıklık ettik. Katıldığımız etkinliğin, devrim öncesi illegal koşullarda faaliyet yürüten partinin ilk kitlesel, açık şenliği olması nedeniyle epey coşkulu ve heyecanlı olması dikkat çekiciydi.

Dostlarımızın verdiği bilgilere göre Tunus’ta 19. yüzyıldan bu yana ortaya çıkan toplumsal hareketler hep çevre illerden başlayarak merkeze ilerlemiş ve hareketin seyrini daha sonra merkez belirlemiş. Bu son gençlik hareketi de bu kuralı bozmadan çevreden başkente yayılmış. Eylemler en yoksul ve işsizliğin en yoğun olduğu Gasrin’den başlayıp başkent Tunus dahil 16 kente, kentlerin en yoksul mahallelerine genişleme eğiliminde.  Devrim döneminde basın, düşünce, ifade  ve örgütlenme gibi temel siyasal haklarda önemli kazanımlar elde edilmekle birlikte hükümetin bu hakları geri alma girişimleri var. Halk bugün derin ekonomik ve sosyal sorunlarla karşı karşıya. Bu sorunları en çok yaşayan kesim ise gençler.  

5 YILDA HALK HAREKETİ GELİŞTİ

Halk Cephesi 2011’den bu yana halk hareketinin geliştiği tespitini yapıyor. Bu nedenle Tunus Emekçileri Partisi ve bileşeni olduğu Cephe “devrimci süreç bitmedi, devam ediyor” saptaması üzerinden çalışmalarını planlıyor ve bu saptamanın faaliyet üzerinde önemli bir etkisinin olduğunu gözlemliyoruz. 

Tunus halkının bugünkü kazanımlarında Tunus Emekçileri Partisinin ve birlikte hareket ettiği güçlerin öngörülerinin, devrim sürecinde mücadele dinamiklerinin birliğini sağlayabilmeleri ve bugün iktidar iddiasında bulunan Halk Cephesi’ni örgütlemeyi başarabilmiş olmalarının belirleyici etkisi olduğu açık. Haberleri izlerken, hükümet yetkililerinin açıklamalarında, iktidar ortağı partiler değerlenmelerinde Halk Cephesi’ne ve Tunus Emekçileri Partisi’ne yükleniyorlar.  İktidar partileri Halk Cephesi güçlerine sürekli saldırarak propaganda yapıyor. Basın toplantılarına ulusal basının ve dış basının katılımındaki yoğunluğu, basının Cephe’nin ve sözcüsü Hamma Hammami’nin görüşlerine özel bir ilgisine yoruyoruz.  15 siyasi parti ve hareketten vekillerle oluşan 217 kişilik Tunus parlamentosunda 15 sandalyeye sahip Halk Cephesi, etkin bir muhalefet yürütüyor. Hedeflerine bakılırsa muhalefette kalmakla yetinmeyeceklerini ve işçi sınıfı ve emekçilerin iktidar seçeneği olma iddiasını sürdürdüklerini söyleyebiliriz. 

HAMMAMİ GENÇLERİ UYARIYOR

Sermaye iktidarlarının yöntemleri değişse de politikalarında büyük bir benzerlik var. Eylemler sırasında yakıp yıkma ve yağma hareketlerinin arkasında Nahda hareketinin iktidarı var.  Ancak halka, bu eylemleri Halk Cephesi’nin yaptığı ya da yaptırdığı yalanını söyleyebiliyorlar. Cephe sözcüsü olarak Hammami’nin gençlere gece eylemlerinden, yakma, yıkma ve yağma eylemlerinden uzak durma çağrısı özel bir anlam taşıyor. Cephe gençlere sadece kendi taleplerini dillendirerek harekete geçme çağrısı yapmakta. 
Tunus devriminde kadınlar ve gençler önemli bir yer tutmuştu. Bugünkü harekette de bu başlangıcın önemli bir etkisinin olduğu çok açık.  Kadınlar mücadelelerinden Musavvat (Eşitlik) ismini taşıyan bir örgüt yarattılar. Gençlik de böyle bir birlik arayışında.  Halk Cephesi gibi kadın ve gençlik birliklerini cephe olarak inşa hedefleri var. 

Türkiye’yle çok benzerliği var Tunus’un. Elbette özgünlükleri de yok değil. Örneğin işçi ve emekçiler tek bir sendikal konfederasyonda birleşmiş. İşkollarında farklı sendikalar olsa da hepsi tek bir birlikte yer alıyor ve işyerinde çoğunluğu alan sendika görüşmeye oturuyor. Yani işkolu barajı yok. Tunus polisi de örgütlü. Onların ekonomik taleplerle gerçekleştirdikleri eylemine tanıklık etmek Türkiye’den gelen bizlere oldukça yabancı bir durumdu.  Yine Tunus halkı için laikliğin demokratik talepler içerisinde önemli bir yer tuttuğunu gözlemlemek mümkün. Arap coğrafyasında ve Ortadoğu’da emperyalistlerin güç ve paylaşım kavgasına dayanak yaptıkları mezhepçi, aşiretçi ve etnik ayrımcı politikasının, demografik yapısı, sosyal- kültürel özellikleri nedeniyle Tunus’ta karşılık bulacağı da oldukça kuşkulu. 

Tunus mücadele güçleri sadece Tunus içerisinde ilerici ve mücadeleci güçleri birleştirmekle yetinmemiş, Arap coğrafyasında emperyalistlerin paylaşım planlarına ve politikalarına karşı Arap birliğini oluşturmak üzere de kolları sıvamışlar hatta bu birliğin oluşmasında bir hayli yol almış görünüyorlar. 2016 Nisan’ında Tunus, Fas, Mısır, Suriye, Ürdün, Lübnan, Filistin, Suudi Arabistan ve Bahreyn gibi ülkelerden parti, hareket ve kişilerin katılımıyla Arap Cephesi birliğinin kuruluşunu ilan etmeyi planlıyorlar. 

Her yarım kalan iş tamamlanma potansiyelini de içerisinde taşır.  Biz de 1917 Ekim’inden bu güne yarım kalan işimizi tamamlama kararlılığı ve azmi ile Tunus Emekçileri Partisi’nin 30. yılını kutladık ve coşkusunu paylaştık. 

*Emek Partisi Genel Başkanı

ÖNCEKİ HABER

Siz benim neden sustuğumu nereden bileceksiniz!

SONRAKİ HABER

Mücadeleyi eksiltmeden dayanışma...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa