06 Şubat 2016 09:14

Antifaşist zaferin ‘Donetsk Resim Müzesi’ndeki izleri

Paylaş

Okay DEPREM
Donetsk

Faşist Nazi Almanyası karşısında Sovyetler Birliği’nin zaferinin 70. yıl dönümü olan 2015 yılı geride kalalı henüz sadece bir ay oldu. Bu görkemli yıl dönümünde, Donetsk Halk Cumhuriyetinin başkenti Donetsk’in Güzel Sanatlar Müzesi’ni ziyaret etmeden önce, II. Dünya Savaşı’na dair bu denli kapsamlı bir resim ve heykel koleksiyonunun beni karşılayacağını doğrusu tahmin etmemiştim. Şevçenko Caddesi ile Puşkin Bulvarı’nın kesiştiği noktada, kentin en büyük ve en eski müzelerinden biri karşınıza çıkar. Önce müzeyi kısaca bir tanıyıp, ardından da konumuz bağlamındaki pavyonun önemli eserlerine bakalım...      

ÖNDE GELEN PLASTİK SANAT MÜZELERİNDEN
1939 yılında açılan “Donetsk Güzel Sanatlar Müzesi”, 1941’den 45’e kadar Anayurt Savaşı sebebiyle kapalı kalacaktır. 1958’de “Stalino (Donetsk’in o dönemki adı) Yerel Tarih Müzesi” 1960 ile 65 yılları arasındaki dönemde ise “Stalino Resim Galerisi” ismiyle anılır. Bünyesinde toplam 15 binden fazla resim, grafik, yontu ile dekoratif ve el sanatlarına dair eser barındıran müze; 16. ve 20. yüzyıllar arasında en önde gelen Rus ve Ukraynalı ressamların, ayrıca pek çok yabancı ustanın çalışmalarına ev sahipliği yapıyor.

KADIN ASKERLERİN UMUT VE HAYALLERİ  
E. N. İsaçenko’nun “Düşünceler” adlı yapıtında (1970), iki Sovyet kadın asker yan yana uzanmaktadır. Tüfeklerinden muharebelere aktif olarak katıldıklarını kestirdiğimiz genç kadınlar dinlenme halinde derin düşüncelere dalmışlardır. Sayısız hayalleri varken, hayatlarının baharında acımaz savaş gerçeğinin ortasında bulmuşlardır kendilerini. Birisinin elinde tuttuğu çiçek, umut ile birlikte, yaşama tutunma çaba ve istencinin göstergesidir adeta.

ÖLÜM MEKTUBUYLA GELEN YIKIM  
 Savaşta inanılmaz sayıda kayıp veren Sovyet ülkesindeki ölümler de dokunaklı bir tabloya konu olmuştur. A. A. Yanin’in “Son Mektup” adını verdiği 1957 tarihli yapıtında, eşini savaşta kaybettiğini öğrenen bir kadının dramına tanıklık ediyoruz. Dermansız sol elinin güç bela tuttuğu mektup, büyük ihtimalle eşinin vefatını haber veren tebligattır. Yaşadığı yıkımla birlikte başıyla kolunun üzerine çöküverir tek başına loş odasında…   

DÖNÜŞLE BAŞLAYAN YENİ HAYATA İLK BAKIŞ  
Serginin devamında V. İ. Titsenko’nun “Dönüş” adındaki 1965 tarihli tablosuna gözümüz takılır. Artık savaş bitmiştir ve eve dönüş vakti gelmiştir. Göğsünde iki madalyası ve sade üniformasıyla bir askerin köyüne geri geldiğini izleriz. Arkasında ahaliden iki kişinin kendisini merakla seyretmekte olduğu Sovyet subayı; evinin bahçe kapısını açarken, ciddi çehresinde yansıma bulan meraklı bakışları yeni bir yaşamın başlamakta olduğuna işaret eder.   

SAVAŞIN BİTİŞİNİ MUŞTULAYAN NİHAİ GÜLÜMSEME   
A. A. Prokonenko’nun “İş bitti” isminde 1963 tarihli eserinde, muharebe meydanında son çatışmanın izlerinin henüz çok taze olduğu bir ortamda mutluluktan sanki uçan bir asker resmin odağındadır. Arkasında tank, hemen yanında yerde bir gamalı haçlı bayrak dururken, toprak üstü ise kovan, bomba ve şarapnel parçaları ile doludur. Bir elinde miğferi, diğerindeyse dipçiğiyle; nihai bir rahatlama vaziyetinde “nihayet artık bitti” der gibidir… 

‘1941 YILI’
“Büyük Zafer’in Yağlı Boya Tabloları” adlı serginin ilk çarpıcı tablosu Stolyarenko’nun 1968 tarihli “1941 Yılı” ismindeki tuvali. Harp daha yeni patlak vermiştir ve erkeklerin çoğu bir bir cepheye gitmektedir. O sırada bir köyde, geride kalanların çaresizlik ve yalnızlık duyguları suratına yansıyan genç bir kız resmin merkezinde yerini alır. Kızın ayaklarının çıplak, elinde sadece boş bir bardak olması da, işgal ile baş gösteren felaket ve yoksulluğun dışavurumudur.  

YÜZDEKİ İNANÇ   
E. K. Veydeman’ın “1941 senesinde milis” adlı 1960 tarihli eserinde, seferberliğin henüz ilk günlerinde, muharebe istikametine doğru yol alan milisler görülür. Tablonun ortasında ise, az sonra onlara katılacak olan bir milis adayı, ailesi ile vedalaşırken tasvir edilir. Eşinin ve oğlunun yaşadığı burukluk, boyunlarının bükük ona sarılışlarından anlaşılır. Onların aksine adamın bakışları ise, ümit ama daha çok kararlılık ve adanmışlık hislerini yansıtır.

NAZİLERİNKARŞISINDA DİK DURAN SOVYET KADINI
“Genç Muhafızlar” başlığını taşıyan A. P. Kiselev imzalı 1957 tarihli resimde, bir grup Sovyet kadınının bulunduğu karanlık mahzen gibi bir yerde birkaç Nazi askeri dikkati çeker. Aralarında bir Alman subay önündeki genç kadınlara doğru, elindeki kağıttan bir şeyler okumaktadır. Işığın üzerlerine vurduğu kadınların simalarında hem kin, sabır gibi hislerin dile geldiğine şahit oluruz, hem de ödün vermez bir ruh halinin sindiğine…

‘REICH’IN SONU’
A. G. Budnikov’un, 1967 tarihli “Reich’ın Sonu” adlı eserinde Nazi Meclis binası Reichstag önünde çok figürlü bir manzara karşımızdadır. Kubbesinde çoktan kızıl bayrağın dalgalandığı ve günümüzde Bundestag adını taşıyan binanın önünde esir Alman subayları görülür. Bu tarafa dönük duran Sovyet askerleri arasında, elinde tüfek tutan komutanlarının yüzündeki vakur ve mağrur dışa vurum, zaferi kotaran SSCB’nin haklı gururunu temsil etmektedir.

CEPHEDEN DÖNEN MADENCİLERİN HASRETLE KUCAKLAŞMASI
B. A. Yeremin’in “Madenciler geri dönüyor” şeklindeki 1985 tarihli çalışmasında, kasvetli bir gökyüzü altında dört erkek gözleriz. Birisi madenden gelirken, ikisi madenci birisi ise askeri kıyafette diğer üçüyse birbirlerini sımsıkı kucaklamaktadırlar. Kafaları öne eğik birbirlerine iyice sokuluşları tarifsiz bir hasret halinin dindiğine gönderme yaparken, yıpranmış ve yorgun eller ise katlanılan ıstırapların ve ödenen bedellerin bir özetidir.

ÖNCEKİ HABER

Ankara kara teslim oldu

SONRAKİ HABER

Demirtaş: Saray ve Ergenekon uzlaştı, katliam operasyonu yapıyorlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...