02 Şubat 2016 00:54

‘4 bin iş, ardından evde maraton, sonuç fıtık’

Paylaş

Sevgi YALÇIN
Metal İşçisi

İkitelli Sanayi Bölgesi’nde çalışan işçilerin durumu diğer iş kolunda çalışan işçilerle aynı. Benim de çalıştığım sanayide, işyerinde işçiler uzun çalışma saatleri, düşük ücret, baskı, servis olmaması, yemek molasının yarım saat olması gibi sorunlar yaşanıyor.
Tabii kadın işçilerin erkeklere göre sorun ve sıkıntıları daha fazla. Evdeki işlerini de düşünürsek, kadın arkadaşlarla sohbet ettiğimizde durumu biraz daha net görüyoruz.

Durdu şunları söylüyor: “Sabah koştur koştur işe geliyorum, makinenin başında akşama kadar çalışıyorum, kolum omuzdan ağrıyor, boyun ve bel fıtığım var çok çalışınca, oturunca ağrı yapıyor, dinlenemiyorum. Sabah usta geliyor, öğlene kadar 4 bin iş çıkacak, diyor. Bu ağrılarla akşama kadar hızlı hızlı çalışıyorum. Akşam da eve gidince bir maraton başlıyor.”

‘KAMERALARDAN İZLENİYORUZ, TUVALETE GİDİNCE UYARI ALIYORUZ’

Meral ise “Karşımızda kamera var bizi izliyor. Bir ara tuvalete çok gidiyoruz diye uyarı aldık” diyor. Bu kez Hasibe abla söze giriyor: “Akşama kadar sayıyla çalışıyoruz, verdikçe daha fazlasını istiyorlar. Ben emekliyim, emekli maaşım güzel olsa, yetse, çalışmam. Ama mecburum 4 kişiyiz evde, kız nişanlı, ev kira, bir kişinin çalışması yetmez. Mecbur ben de kızım da çalışıyoruz. Faturalar var, kızın çeyizi var...” Dertleri sıraladıktan sonra ekliyor: “Asgari ücret 1300 lira oldu bakalım bize ne yapacaklar. Biz şu an asgari ücret alıyoruz, inşallah 1300 yaparlar.”

HADİ HADİ DİYE DİYE...

Kadınların aralarında konuştukları bir diğer konu ise, iş kazası geçiren Aysel’in durumu . Aysel kasım ayında iş kazası geçirdi. Önlem alınmaması, daha fazla üretim için makinenin çok çalışması ve ısınması nedeniyle üç parmağı kesildi. Sohbet ettiğimiz kadın işçiler o makinenin arızalı olduğunu, Aysel’in de makineyi bilmeden başına oturtulduğunu belirterek “Hadi hadi, çabuk çabuk diye diye işte böyle oldu” diyorlar. Aysel de “İyi ki elimi hemen çektim yoksa parmaklarım tamamen kopacaktı. Aldığım iki kuruş para bir de parmaklarımdan olacaktım” demişti.

Bugün aradan geçen iki aya rağmen makine hâlâ arıza veriyor. Aysel ona verilen iş sayısını hızlı hızlı çıkarmaya çalışırken, korktuğu başına geldi. Aysel’in üç parmağı makine altında kaldı. İkisi kırıldı, biri de tırnak kısmından koptu. Aysel şu an bir ay raporlu, parmaklarının ikisinde platin var. Ameliyat oldu, bu fıtrat mı? Kader mi? Yoksa gerçek olan, alınmayan önlem; daha çok kâr hırsı mı, daha hızlı daha hızlı bugün 4 bin yarın 6 bin iş istiyorum demek mi?

Kadınlar, “Aysel işe gelir mi artık” diye konuşurken, Durdu giriyor söze: “Gelmeyip de ne yapacak, evi kira, 2 çocuk 2 kendileri 4 boğaz. Kocası asgari ücretli. Yeter mi, mecbur çalışacak.”

Ben eminim ki birçok işyerinde benim aktardıklarıma benzer şeyler yaşanıyor ve konuşuluyor. Ama konuştuklarımız kendi aramızda kalırsa hiçbir anlam ifade etmez. İşyerlerimizde, kadın-erkek tüm işçilerle, bizlere uygulanan baskıya, sömürüye, iş kazası ve cinayetlerine, kıdem tazminatımıza göz dikilmesine karşı birleşip, mücadele etmezsek yarın bu hak gasplarının bedellerini çok daha ağır ödeyeceğiz.

ÖNCEKİ HABER

‘Burada kadın olmak zor’

SONRAKİ HABER

Cumhuriyetçilerde Trump'a soğuk duş, Demokratlarda yarış başa baş

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...