29 Ocak 2016 06:07

Erdoğan'ın Önder'e 17-25 Aralık mesajı: Sorumluluk bende, Kürtler oyuna gelmezse çözüm daha rahat olur

Paylaş

17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının yapılmasının ardından dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın HDP’nin İmralı heyetindeki Sırrı Süreyya Önder'le görüştüğü belirtildi. Erdoğan'ın Önder'e 17-25 Aralık’la ilgili gelişmelerde arkadaşlarının değil kendisinin sorumlu olduğunu söyleyip, Kürtlere de ‘oyuna gelmemeleri’ durumunda çözümün daha rahat bulunacağı sinyalini verdiği iddia edildi.

Mezopotamya Yayınları tarafından Avrupa’da basılan ‘Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa’ (İmralı Notları) kitabında BDP-DBP-HDP heyetlerinin 14 Mart 2015’e kadar Öcalan’la yaptığı görüşmelerin tutanakları yer almıştı.

Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı’nın kitaba dayandırdığı haberine göre, Sırrı Süreyya Önder, İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan’a Erdoğan’ın isteği üzerine yaptığı görüşmenin ayrıntılarını anlattı.

Önder, tutanaklara göre, Erdoğan ile konuştuğunu “Başbakan ile görüştüm. Son gelişmelerden (17-25 Aralık) yakınarak benim nasıl yorumladığımı sordu. Ben de bu savaştan ancak demokratik dönüşüm kabiliyeti gösterebilenin galip çıkacağını anlattım” diye anlatıp şunları kaydediyor:

“Gelişmelerde çalışma arkadaşlarının bir suçu olmadığını, bütün sorumluluğun kendisinde olduğunu söyledi. Tamamen dışarıdan planlanmış bir darbe teşebbüsü olduğunu, yöneldikleri bakanların manidar olduğunu ekledi. Kürtlerin (KCK’yi kastederek) oyuna gelmeyeceklerini düşündüğünü, kendisinin hangi koşullar altında çalışmış olduğunu biraz daha iyi gördüklerini, oyuna gelmemeleri durumunda çözüm için daha rahat olunacağını, oyuna gelinirse de kendilerinin bileceğini söyledi.”

Buna göre, Önder’in ifadelerine Öcalan da şu yanıtı veriyor: “Bu çok önemlidir. Sen bir daha görüşeceksin. (Gülerek) “Sen meydanlarda Apo’nun asılmamasına hayıflanırken Apo seni kurtardı, idamdan kurtardı” diyeceksin. Bana halen sen süreci yavaşlattın diyorlar. Oysa biz tam olarak çekilmiş olsaydık onu içeri atarlardı. Sonu Menderes gibi olurdu.”

Tutanaklara göre, Önder, Erdoğan ile telefonda konuştuğu diğer konuları da şöyle özetledi:

Önder: Kendisi CHP ile yapılan ittifak arayışlarını ima etti. Ben de bunun doğal olduğunu, çünkü bizzat kendisinden söz aldığımız hasta tutsaklar ve tutuklu vekiller meselesinde bile hiçbir gelişme olmadığını söyledim. (…)

Önder: Başbakan cevaben bir master planlarının olduğunu, bunu zamanı ve yeri geldikçe ve devlet kurumlarında görüş birliği oluştukça paylaştıklarını söyledi. Hafta sonuna kalmadan vekillerin çıkmış olacağını, Sabahat Hanım için arkadaşlarına ne yapabiliriz diye sorduğunu, onlardan mevcut mevcut yasal düzlem içinde bir şey yapılamayacağı cevabını aldığını söyledi. Bir anayasa değişikliği düşünüldüğünü, buna bizim de destek vermemiz halinde sorunun halledileceğini ekledi. Bu desteğin açık mı, kapalı mı olacağını şartları gözeterek karar vermemizi istedi. Yeniden yargılamaların önünü açacaklarını, bunun birçok sorunu çözeceğini söyledi.

'BAŞKANLIK ONUN DEDİĞİ GİBİ OLMAZ'

Öcalan: Başbakan’a deyin ki, başkanlık modelini de hızla tartışabiliriz. Ama onun dediği gibi olmaz, demokratik olacak. Demokratik Türkiye ve Kürt meselesinde hızla çözüme gidilmelidir. Dağdakileri, cezaevindekileri, tüm Kürtleri demokratik siyasete katacak konuları heyet ile tartışacağız.

Önder: Başbakan’a sizin 17 Aralık’tan önce “Onu Mursi gibi yargılayacaklar” sözünü aktardım. Ama şimdiki konumu Mübarek gibi olabilir.

Öcalan: Doğru, ona de ki, seni kafese koyacaklar. Mübarek gibi olabilir. O şansını yitirdi, ama hâlâ her şey kaybedilmiş değil. Eskiden on yılda bir darbe olurdu, beş yılda bir muhtıra olurdu. Şimdi sürekli darbe süreci var ama durumu kurtarabiliriz. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

DİHA Muhabiri Seçkin, Twitter paylaşımları sebebiyle gözaltında

SONRAKİ HABER

Karakoçan Belediye Başkanı gözaltında kalp krizi geçirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...