25 Ocak 2016 00:51

Ebru Nihan Celkan: İş cinayetleri yaşanırken rahat uyumasın insanlar

Paylaş

Hakan GÜNGÖR
İstanbul

İş cinayetleri, kadın hakları, doğanın talanı... Bu konuların hepsinin bir oyunda bir araya getirilmesi; tüm bunlara dair tartışmalar için önemli bir katkı anlamına geliyor. Bunların birbirinden ayrılmaz sorunlar olduğu ve çözümün de ayrı ayrı olmadığı konusunda güçlü bir oyun ortaya koymak zor iş. Ebru Nihan Celkan’ın yazdığı ve yönettiği, Bulut ve Emek Sahnesi’nin ortak projesi olan “Babil”, bir gökdelenin inşaatında olup bitenler üzerinden gerçekçi bir üslupla toplumsal sorunları sahneye taşıyor. Oyunda önce gökdelenin inşasına, sonra temizliğine, ardından da satış sürecine tanık oluyor seyirci. Tüm bu aşamalarda insanın ve doğanın nasıl hiç sayıldığı, inşanın çoğu zaman nasıl da insana ve doğaya rağmen sürdüğü gözler önüne seriliyor. Aylin Alıveren’in yardımcı yönetmen, Özlem Karadağ’ın dramaturg olarak katkı sunduğu Babil’de; ışık tasarımı Alev Topal’a, kostüm Çağla Yıldırım’a, dekor ise Murat Duraklı ve Serkan Kavurt’a ait. Defne Halman, Deniz Celiloğlu, İbrahim Ersoylu, Mensur Zirek, Murat Mahmutyazıcıoğlu, Pınar Yıldırım ve Zeynep Çelik Küre’nin oynadığı “Babil”i, işçi sınıfının sahnedeki temsilini ve oyunun ortaya çıkış sürecini, oyunun yazarı ve yönetmeni Ebru Nihan Celkan’la konuştuk.

TOPLUMSAL SORUNLAR BAŞROLDE 

Celkan, metni kaleme almasında birbiri ardına haberleri gelen iş cinayetlerinin etkili olduğunu belirtiyor. “İnşaat, son 10-12 yılın lokomotif sektörü. Maalesef çok hızlı bir gündemde yaşıyoruz ve iş cinayetleri basında yeterince yer bulmuyor. Oyun da iş cinayetlerinin ardındaki süreçte neler oluyor sorusu üzerine ortaya çıktı” diyor Celkan. Bir iş cinayetinin ardından inşaatın kaldığı yerden devam ettiğini söyleyen Celkan,“Bu trajik olayların üzerine hayatlar kuruluyor ve o hayatlarla devam ediyorlar. Sakat doğuyor bütün inşaatlar, bütün hayatlar. Burada bir bağ var, bu bağı nasıl gösterebilirim diye düşünürken böyle bir oyun yazmaya karar verdim” diye konuşuyor. 

Oyunda toplumsal ve siyasal sorunların başrolde olmasının ekip olarak tercihleri olduğunun altını çiziyor Celkan. Sahnelenen diğer oyunlarında da toplumsal barışa, kadına yönelik şiddete dikkat çektiklerini hatırlatıyor.  “Bizim çok güçlü bir dramaturji ekibimiz var. Ayşegül Altınay, Özge Ertan ve Fatih Artvinli’den oluşuyor. Her biri kendi alanında uzman, öğretim üyesi. Dolayısıyla onlardan çok destek gördük. Bu proje üzerinde Derya Kösecioğlu, Özlem Karadağ ve Aslı Odman’dan destek aldık. Projenin başından beri bizimle beraberlerdi. Toplumsal sorunlara dair vurgularda önemli yönlendirmeleri oldu” ifadelerini kullanıyor. 

‘O EVİ ALIRSAN SENİN DE ELLERİN KİRLENİR’

Oyunun ortaya çıkış sürecinde ekibe “Sizin oyununuzu izlemeye gelecek olan seyirci, bizim oyunumuzdaki üçüncü sahnedeki kişi, yani evi satın alanlar” dediğini belirten Celkan, “Aslında en büyük sözlerimiz onlara. Çünkü o evleri satın alırken, orada ne pahasına o evler oluştu, bunu sorabilirsiniz ve bunu sormak çok makul bir şey. Bu inşaatta işçi ölümü oldu mu, kaç işçi öldü gibi…” Oyun vasıtasıyla lüks konutlarda oturanlara “Neyin üstünde oturduğunuzun farkında mısınız” diye sormak istediklerini vurgulayan Celkan, “ Bazen bazı düşünce yapılarında tersten hareket ettirmek gerekir. Alt sınıfın örgütlenmesinin yanı sıra, üst sınıf için de sözümüz olmalı. Onların sorumluluğu çok fazla. Oyun, biraz da onlara sesleniş. Benim bir suçum yok diyemezsin, o evi alırsan senin de ellerin kirlenir” diyor.  
Oyunda gösterilen dünyada olup bitenlere yönelik en büyük itiraz bir kadından geliyor. Evi satan alan kadın ile kocası arasında geçen diyalog oyunun önemli kırılma anlarından biri. Para ve gücü elde etmek için her türlü değeri ayaklar altına almaya hazır olan adama, kadın karşı çıkıyor. Celkan, mücadele ve umudu öncelikli olarak kadınlardan mı bekliyor? “İktidarın en çok ürktüğü şey kadın, kadının sesi. Çünkü onunla nasıl baş edeceğini bilmiyor. Çatışmanın dilini değil, başka bir dili kullanıyor kadınlar. Diliyle, bedeniyle, her şeyiyle söylüyor sözünü. O beden bir anda mücadele alanına dönüşüyor ister istemez” diyor. Devletin kaç çocuk doğuracağından, ne zaman evleneceğine, nerede okuyacağına ve kimle beraber olacağına kadar kadına hayatın her alanında dayatmalarda bulunduğunun altını çiziyor Celkan. “Bedeni mücadele olan birinin korkusu olmaz özgürleştiği zaman. Mücadele çığlığını kadınlardan bekliyorum, kadınlardan geldiğini görüyorum. O yüzden de mutluyum” diye konuşuyor. 

‘SORULAN SORULAR UMUT ETKİSİ YARATACAK’

Celkan seyircilerin oyundan huzursuz çıktıklarını belirtiyor ve ekliyor: “Bu bizim istediğimiz bir şey. İş cinayetleri işlenirken, insanlar bir gece de huzurlu uyumasın yani… Oyun için teşekkür eden çok sayıda seyirci olduğunu da belirtiyor. Oyunu bazı açılardan umutsuz bulanların olduğuna değinen Celkan, “Yarattığı etki bakımından ben tam tersini düşünüyorum. Oyun bir yol, bir çıkış haritası göstermiyor. Ama şu son sahneyi izledikten sonra gidip ev alırken herhangi birinin bu oyunla ilgili soracağı bir soru oyunun yaratacağı, umut etkisidir. Bunu izleyip eskisi gibi rahat bir şekilde ev alamayacak insanlar” diyor. 

YAZILMASINDA GEZİ ETKİLİ OLDU

Ebru Nihan Celkan, Gezi direnişinin “Babil”in ortaya çıkmasında çok önemli olduğunu belirtiyor ve “Ben o süreci, 2013’ü yaşamamış olsaydım bu oyunu yazabileceğimi düşünmüyorum. Orada gerçekten de aslında itiraz eden kesimlerin ne kadar da farklı yerlerden geldiklerini, ne kadar da farklı itiraz motivasyonlarının birbirine benzer olduğunu gördüm.” Farklı mücadeleleri bir araya getirmek gerektiğine değiniyor Celkan ve şunları söylüyor: “Mücadelenin çok farklı vurguları olabilir. Bunda hiçbir şey yok. Öyle de olmalı zaten. En güzeli LGBTİ’lerin gökkuşağı bayrağındaki gibi, kendi rengimizi koruyarak yan yana durmak. Oyun da bunu kendi doğalında yapıyor. Ben özellikle bunu yapmak istediğim için değil, kendisi böyle bir duruma evrildiği için...”

ÖNCEKİ HABER

DİHA: İstanbul'da polis bir genci sırtından vurdu

SONRAKİ HABER

Yerleştikleri TOKİ’de de sorunlar bitmedi: Depremin ardından TOKİ’de de mağdurlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...