Türkiyeli Ve Yunanistanlı emekçiler: Sınırlar açılsın güvenli geçiş sağlansın

Ege denizinde geçtiğimiz hafta yarısı çocuk 46 mültecinin ölmesinin ardından Yunanistan-Türkiye sınırında ‘sınırları kaldırın’ eylemi düzenlendi. 

Sınırı geçerek Edirne’nin Keşan ilçesinde Barış Bloku ve kitle örgütleriyle ortak açıklama yapmak isteyen Yunanistanlı ve Türkiyelilerden oluşan bir heyetin sınırı geçmelerine izin verilmedi. Keşan’a gelmek üzere yola çıkan Türkiyeli ve Yunanistanlı heyetin, Türkiye tarafındaki askerler tarafından ‘Kamu güvenliği’ gerekçesiyle sınırda durdurulduğu öğrenildi. Karar üzerine Yunanistan Dış İşleri Bakanı ve Türkiye Büyükelçisi ile görüşen heyete yönelik tutum değişmedi. Yunanistan heyeti içinde Yunanistan Eğitim Emekçileri Sendikası, Yunanistan Kamu Emekçileri Sendikası, İnşaat İşçileri Sendikası, Yeni Sol Hareket (Nar), Mültecilerle Dayanışma Dernekleri ve Öğrenci Örgütü Temsilcileri bulunuyordu. 

TÜRKİYE’DE TALEPLER SIRALANDI

Etkinliğin Türkiye tarafında ise Keşan Belediye Salonu’nda, KESK Şubeler Platformu, DİSK Genel-İş ve Gıda-İş, Barış Bloku, EMEP, HDP, ÖDP, DİP temsilcilerinin katıldığı basın açıklaması gerçekleştirildi. Mültecilere yönelik politikalara dikkat çekilmesinin ardından talepler sıralandı. KESK İstanbul Şubeler Platformu adına konuşan Dönem Sözcüsü Hüseyin Özev, “Türkiye ve dünya kamuoyunda istila, kriz gibi sözcükler etrafında örgütlenen göçmen meselesi göçmeni hem kurbanlaştıran hem canavarlaştıran bir çerçevede ele almakta ve hak ihlalleri meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır” dedi. Barış Bloku adına konuşan Armağan Tulunay ise Ege Denizi’nin ölüm denizi haline gelmesine karşı buluştuklarını ifade ederek, “AB ülkeleri, Yunanistan ve Türkiye hükümetleri mültecilerin sınırlarından kayıtsız şartsız giriş çıkışlarına izin vermiyor. Avrupa’ya geçmek isteyenleri insan kaçakçıları ve tehlikeli deniz yolculuklarına zorluyorlar. Evros’ta olduğu gibi dikenli teller çekiyorlar” diye konuştu. İşçilerin, gençliğin ve halkın emperyalist savaşa karşı mülteciler ve göçmenlerle dayanışma göstermesinin acil ihtiyaç olduğunu vurgulayan Tulunay, taleplerini ise şöyle sıraladı:

“Mültecilerin kara ve deniz sınırları üzerinden emniyetli ve serbest girişlerinin sağlanması. Avrupa’da bulunan dikenli tellerin kaldırılması. Göçün kriminalize edilmesine son verilmesi, ekonomik ve politik mültecilerin tüm haklarının verilmesi. Sınırdışı etmeye son verilmesi. Sınırların militarizasyonuna son verilmesi, FRONTEX ve Yunan sahil güvenlik güçleri tarafından yönetilen kanlı operasyonun önlenmesi. AB’nin Erdoğan rejimine verdiği mültecileri sınırlandırma görevine son verilmesi.” 

‘SINIRDA ÇİT EGE’DE ÖLÜM DEMEK’

Yunanistan tarafındaki yürüyüşe Midilli (Lesbos) adasından katılan Michalis Sopatzoglou, “Bu çitin kaldırılması yaşamsal önemde. Çünkü bu çit mülteci aileleri Ege denizini geçmeye zorluyor ve hergün insanlar ölüyor” dedi. 
AP haber ajansına konuşan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Yunanistan temsilcisi Marie Elisabeth Ingres de, Türkiye-Yunanistan sınırında “güvenli geçiş bölgesi” oluşturulmasının önemli olduğuna vurgu yaptı. Ingres, “Bu kirizin başından beri MSF, sınırda yasal ve güvenli kabulün mümkün olduğunu söylüyor. Bugün insanların geçişi bloke edilmiş durumda ve kıtaya ulaşmak için yasadışı yollara yönelmekten başka seçenek bulunmuyor, kendilerinin ve ailelerinin hayatlarını tehlikeye atıyorlar” diye konuştu.  
Yunanistan sınırı Avrupa Birliği’nin sınır polisi olan ‘Frontex’ isimli özel birlikler tarafından ‘korunuyor’. 

Öte yandan Yunanistan tarafından önceki gün yürüyüş düzenleyen Yunanistanlı kitle örgütleri, can yelekleri ve battaniyelerle İpsala sınır kapısına kadar “Sınırları açın, güvenli geçişi sağlayın” diyerek yürüdüler. Sınırdaki çitin kaldırılmasını isteyen protestocular, “Bu çitler mültecilerin boğulması anlamına geliyor” uyarısı yaptı. (HABER MERKEZİ)