21 Ocak 2016 00:48

Burkina Faso'da cihatçılar eski rejimi geri istiyor

Paylaş

Elif GÖRGÜ
İstanbul

Yaklaşık iki yıldır demokrasi talebiyle gerçekleştirilen halk ayaklanmalarıyla gündeme gelen Batı Afrika ülkesi Burkina Faso’da geçtiğimiz hafta el Kaide tarafından düzenlenen otel saldırısı şaşırttı. Başkenti Ouagadougou’da, Splendid Hotel ve hemen karşısındaki Cappucinno isimli restorana düzenlenen saldırıda 29 kişi yaşamını yitirdi. Ölenlerden 18’inin yabancı uyruklu olduğu açıklandı. En az 30 da yaralı bulunuyor.

Yeni seçilen Devlet Başkanı Roch Marc Christian Kabore, “terörle mücadele” edecekleri açıklaması yaparken, ölenlerin arasında Fransa vatandaşlarının da bulunmasını gerekçe gösteren Fransa, ülkeye bir kriminal araştırma ekibi göndereceğini duyurdu. Burkina Faso, eski bir Fransa sömürgesi ve Fransa hükümeti askeri üsleri ve siyasi etkisiyle -eski sömürgesi olan bir çok Batı Afrika ülkesini de yaptığı gibi- Burkina Faso’yu da yönetmeye çalışıyor. Ancak bu konuda bölgedeki askeri varlığını artıran ABD ve ekonomik etkisini genişleten Çin ile rekabet etmesi gerekiyor.  

‘KOMŞU ÜLKELERDEN BURKİNA FASO’YA GELİYORLAR’

Ekim 2014’te 30 yıldır devlet başkanı olan ve görev süresini uzatmak isteyen Eski Başkan Blais Compaore’ye karşı ayaklanan halkın hem devlet başkanını devirdiği, hem de bir yıl içinde meydana gelen iki darbe girişimini engellediği Burkina Faso’daki bu terör saldırısının anlamını Volta Devrimci Komünist Partisine (PCRV) sorduk.

PCRV, ülkede kendiliğinden gelişen ayaklanmanın örgütlü bir mücadeleye dönüştürülmesi amacıyla sendikalar, siyasi örgütler ve kitle örgütlerinin yerel ve merkezi düzeylerde oluşturduğu ‘Direniş Komiteleri’nin de örgütleyicilerinden. Güvenlik gerekçesiyle ismini yayımlamadığımız PCRV yöneticisi, ülkedeki cihatçı örgütlenme hakkında şu bilgileri verdi: “Burkina Faso’da açıkça örgütlenen bir cihatçı grup bulunmuyor. Bu gruplar daha çok Mali ve Nijer gibi komşu ülkelerimizde ve Batı Afrika’nın Nijerya gibi diğer ülkelerinde bulunuyor. Fakat bu grupların ülkemizde gizli militanları var. Bu ülkelerdeki İslamcı grupların en büyükleri AQMI (Mağrip el Kaidesi), Ançardine (Ansar Dine-Dinin Yardımcıları), MUJAO (Batı Afrika Cihat ve Birlik Hareketi) ve Boko Haram (Eğitim Haram). Burkina Faso’daki son terör saldırısını Mağrip el Kaidesi yani AQMI üstlendi. Bu grup Cezayir kökenli fakat birkaç yıldır Mali’nin kuzeyinde de varlık göstermeye başladılar.”  

‘ESKİ REJİM CİHATÇILARA ARABULUCULUK YAPIYORDU’

PCRV yöneticisi, bu grupların bazılarının, devrik başkan Compaore’nin rejimi ile ilişkileri olduğunu belirtiyor: “Compaore, bu gruplarla Avrupa arasında, bazı Avrupa ülkelerinin rehin tutulan vatandaşlarının serbest bırakılması amacıyla gerçekleştirilen görüşmelere aracılık ediyordu. Bu nedenle bu saldırının ülkeyi eski diktatörlük rejimini destekleyenlerin lehine istikrarsızlaştırılmak için planlandığını düşünüyoruz. Cihatçılar, 4 ekimde bir Romanya vatandaşını kaçırdılar, 9 ekimde güneybatıda küçük bir kasabada bulunan bir polis bürosuna saldırdılar ve bu saldırılar Mali, Nijerya, Kamerun, Çad ve Nijer’deki benzer saldırılarla aynı süreçlerde yaşandı. Fransa, ABD ve Avrupa Birliği gibi emperyalist ülke ve güçler ise bu durumdan faydalanarak, terörle mücadele adı altında askeri birliklerini getiriyorlar, askeri üsler kuruyorlar”

‘HALK EYLEMLERİ DEVAM EDİYOR’

Darbe girişimleriyle kesilmiş de olsa bir yıl boyunca “geçiş hükümeti” ile yönetilen Burkina Faso’da, 29 Kasım’da devlet başkanlığı seçimleri yapıldı ve yeni devlet başkanı Roch Marc Christian Kabore oldu. Ancak Kabore hükümeti görevi yeni devraldı ve henüz ayrıntılı bir siyasi-ekonomik program açıklamadığı belirtiliyor.
İlerici Halk Hareketi lideri olarak seçimlere katılan Roch Marc Kabore, Blaise Compaore’nin 30 yıl süren diktatörlük rejimi sırasında büyük sorumluluklar almış bir isimdi. Başbakanlık, Meclis Başkanlığı, Demokratik Halk Kongresi Başkanlığı yapmıştı. Eski rejimin bir çok politik suçlarından, cinayetlerinden, yolsuzluk, ulusal kaynakların çok uluslu şirketlere satılması gibi ekonomik suçlarının da sorumluları arasında görülüyordu. Ancak Kabore’nin seçilmesi “Eski rejim döndü” anlamına da gelmiyor. Çünkü bir yıldır süren ve ana talebi “demokrasi” olan halk eylemleri buna izin verir gibi durmuyor. Burkina Faso halkı, bir yılda emperyalist ülkelerin de parmağı olduğu ileri sürülen iki darbe girişimini engelleyecek örgütlülüğe ve kararlılığa ulaşmış durumda.
 “Görevi yeni devralan hükümet de henüz politik ajandasını açıklamış değil. Ve gelir gelmez cihatçıların saldırısıyla karşı karşıya kaldılar” diyen PCRV yöneticisi, halk eylemlerinin ise seçimle durdurulamadığını belirtiyor: “Seçimler sırasında dahi halk eylemleri devam etti, durmadı. Çünkü seçim süreci yerel burjuvazi ve emperyalist ülkelerin iş birliği ile yönetildi ve seçimlerle, giderek yükselen halk ayaklanması dizginlenmek istendi. Seçimlerden gerçek bir değişim beklemiyorduk bu yüzden. Seçimin ardından da sendikaların, demokratik ve devrimci hareketlerin demokratik ve sosyal haklar için mücadelesi sürüyor.”

ÖNCEKİ HABER

Bir çocuğun gözüyle mülteci krizi

SONRAKİ HABER

Dünya markasında 'dünya kadar' sorun: Arçelik işçileri birliği tartışıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...