Türkiye’de Basın Özgürlüğü paneli: Öldürülmeyip tutuklandığına sevindik

ODTÜ Mezunlar Derneği ve Birgün Gazetesi,  ODTÜ Vişnelik Salonu'nda,  Türkiye’de Basın Özgürlüğü paneli düzenledi. 

Gazeteciler Hrant Dink ve Metin Göktepe’nin katledilmesinin yıldönümleri nedeniyle düzenlenen panelin, ‘Muhalif Medya Nasıl Ayakta Kalacak’ başlıklı oturumunda konuşan Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Güray Öz, devletin her zaman medyayla kavgalı olduğunu söyledi. Öz, “Devlet dediğimizde karşınızda yargı var ve o da tek bir partinin buyrukları ile hareket ediyor. Elindeki hukuk kurallarını hiçe sayarak hareket ediyor. Hukuk kuralları dinlense muhalif medya biraz nefes alabilecek. Ama yargı onları köşeye sıkıştırmış durumda. Olan yasaları medyanın aleyhine değiştirmek için teklif üzerine teklif veriliyor, basın yasasını değiştirmek için uğraşıyorlar" dedi. 

Muhalif medyanın yaşaması için sendikalaşmanın artması gerektiğini altını çizen Öz, “Muhalif medyadaki gazeteciler sembolik ya da değil ücret almalılar, sendikalaşmanın önü açılsın. Muhalif medya çalışanlarını koruyamazsa kendini de koruyamaz. Kendimizi koruma çabamız ancak yeni örgütlenme modelleri ile olur“ dedi. 

'DAHA FAZLA GAZETE SATSAK BOMBALANIRDIK'

Muhalif Kürt basının yılladır bedel ödediğini belirten Özgür Gündem Gazetesi Eş Genel Yayın Hüseyin Aykol, “Son 26 yılım Kürt muhalif basınında geçti. Onlar kapattı biz açtık, 50 ye yakın gazete açtık. Bu 26 yılda binala bombalandı, bir kısmı sürgüne gitmek zorunda kaldı, 70’e yakın arkadaşımız devlet tarafından öldürüldü. Gerçekten bu kadar ağır vakalarda sonra kelime bulmak kolay değil. Kameramanların önünde neredeyse bir arkadaşımızın kafasına sıkacaklardır. Geçenlerde bir arkadaşımızın tutuklanmasına sevindik. Gözaltında olduğunu kabul edip tutuklanmasına sevindik, tutuklandı yaşıyordu“ diye konuştu. 

'MUHALİF MEDYA BİRLEŞMELİ'

Muhalif medyanın dayanışma içinde olması gerektğini ifade eden Birgün Gazetesi Sorumlu Müdürü Barış İnce "Faşizm hep vardı, bugünkü rengi daha ürkütücü. Mezhepçi bir rengi var. Dahası tek adamda toplanmış halde. Devlet ve sermaye baskısı var. 80' lerden bu yana bütün basını sermayeye devrederken durumun böyle olacağı beliydi. Patronsuz gazeteler önemli ama nasıl yaşayacak. Özgür Gündem, Evrensel, Birgün küçüldüğünde kimseye faydası yok. Bizimde ortak ajanslarımız olsa ve haber gelse ama bunda bile ortaklaşamıyoruz" diye konuştu. 

GAZETECİLİK, 'TERÖRİSTLİK' OLDU

Gazetecilik yaptığı için "terör örgütü yöneticiliği"nden 27 yılla yargılandığını hatırlatan DİHA Ankara Temsilcisi Kenan Kırkkaya ise şunları söyledi: "İnsanların katledildiği bir ülkede basın özgürlüğünü tartışmak büyük bir lüks. Basın özgürlüğü de bugünkü durumdan bağımsız değil. Baskılar bugün bu kadar keskinleşmişken, basın mensularına baskı olmaması da olmazdı.  İHD ve TİHV raporlarına göre 200 den fazla sivil hayatını kaybettmiştir. Cizre’de tanktan başka bir şey görmüyoruz. ‘Bunları yansıtırsanız terörist olursunuz’ deniyor. Karşınızda terör yöneticisi var. 27 yılla yargılanıyorum."

‘GAZETECİLER ÖRGTÜSÜZ ÇALIŞINCA SUSTURULDU’

Tarafsız gazeteciliğin olmadığının altını çizen Evrensel Gazetesi Ankara Temsilcisi Cem Gurbetoğlu,"Birileri de oturmuş da 'biz muhalif medyadan nasıl kurtuluruz' diye düşünüyor. Ülkenin içinde bulunduğu durumu nasıl değiştiririz bu kısmına bakmak lazım diye düşünüyorum. Göktepe'nin çektiği fotoğraflara baktım. Yaşar Kemal yargılanırken çektiği fotoğraflara baktım. 'Cennazelerimizi istiyoruz' pankartı taşıyanları çekmiş Göktepe. Bugün de cenazeleri almak için günlerce uğraş  veriliyor. Göktepe’nin objektifi taraftı ve bugüne bakınca bize bir şeyler gösteriyor. Emekten yanayım diyenler de taraf olmalı. Gazeteciler taraftır. 'Tarafsızım' diyen gazetecilerin  ne kadar tarafsız olduğunu görüyoruz. Ciner grubununun işlettiği madende katliam yaşandı. Ciner grubunun çizgisi kırıldı. Sonradan ALO Fatih olmuş. Tapelerden okuduk" diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)