14 Ocak 2016 00:55

Kadın işçiler: Kıdem tazminatı çocuğumun geleceği

Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan kadın işçiler, kıdem tazminatı haklarının ellerinden almasına tepki gösteriyor: 'Tek umudum çocuğumun geleceği olan tazminat.'

Paylaş

Adile DOĞAN
İstanbul

Gülsen ve Dilara, Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde, farklı iş kollarında ve fabrikalarda çalışan iki kadın işçi. Kadın işçi olmanın zorluklarını gazetemize anlatan iki işçi de geçim derdi nedeniyle tüm zorluklara direniyor. “Tazminat tek umudum çocuğumun geleceği” diyen Gülsen kıdem tazminatı başta olmak üzere işçilere yönelik saldırılardan Hükümeti sorumlu tutuyor. Dilara ise “Haklarımızı vermeyen patronlar, Hükümet değil ki” diyor. Ama iki işçi de koşulların düzeltilmesi ve tazminatın kaldırılmaması talebinde birleşiyor.
“İşçilerin en önemli hakkı” dedikleri kıdem tazminatının fona devredilerek gasbedilmek istenmesine de tepki gösteren işçiler, “Tek umudum çocuğumun geleceği olan tazminat. Buna karşı birlik olmalıyız” dedi.
19 yaşında işçiliğe başlayan Gülsen, 12 yıldır tekstil fabrikalarında ter döküyor. İşe başladığında yeni evli olduğunu söyleyen Gülsen, “İlk altı ay sözleşmeli işçiydim. Sonra çalışmamı beğendiler ve beni kadrolu yaptılar. Ama kadroya çocuk doğurmama şartıyla kabul ettiler. ‘Çocuk doğurmayı düşünüyorsan şimdiden söyle ona göre tedbir alalım’ diye de alttan alta beni tehdit ettiler” dedi.

ANNE OLUNCA BASKILAR ARTTI

Bu nedenle ancak çalışma başladıktan 4 yıl sonra anne olabildiğini söyleyen Gülsen, sonrasında yaşadıklarını söyle aktardı: “Çok ciddi sorunlar yaşadım. Sadece bana değil hamile kalan diğer işçilere de aynı baskıyı uyguluyorlardı. Ben biraz daha eski işçi olduğum, işimi de iyi yaptığım için o dönem işten çıkarmadılar. Bir de tazminat ödemek istemiyorlardı. Nasıl olsa çocuk doğunca kendisi yapamayacak işi bırakacak diye düşünüyorlardı. Ben çok direndim, çalıştım. Çocuğuma komşum baktı. İşten çıksaydım zaten geçinemezdik. Niye tazminatı mı bırakayım diye düşündüm. Yılların emeği var. Öyle böyle 12 yıldır burada çalışmaya devam ediyorum.” Tazminatların kaldırılmasının tartışıldığını hatırlatan Gülsen, bu tartışmanın fabrikalarına yansımasını şöyle aktardı: “Patron yalakası ustabaşıları bile ‘Ne yapsak da tazminatlarımızı kurtarsak’ diye konuşuyor. Ben de çok endişeliyim. Bu fabrikaya yıllarımı verdim. Asgari ücretle resmen yaşam savaşı veriyorum. Tek umudum çocuğumun geleceği olan tazminat. Tazminat da elden giderse ne yaparız?”

ÇÖZÜM, BİRLİK OLMAKTAN GEÇİYOR

Yaşadıkları zorluklara karşı 3 yıl önce sendikalaşma girişimleri olmuş. Çalışmanın başındaki işçilerin patron tarafından işten atıldığını dile getiren Gülsen, “Geri kalan işçileri sindirdiler. Bugün herkes çok pişman, keşke sendikamız olsaydı diyor. O dönem ustabaşıları sendika düşmanlığı yaptılar. Şimdi ise, kendi aralarında konuşuyorlar. Sendika lafı edelim belki kovulur tazminatlarımızı kurtarırız diye. İşçi tutuştu çünkü işçinin en önemli hakkı elinden gidiyor” diye konuştu.  
Sorunların çözümünün işçilerin birlik olmasından geçtiğine dikkat çeken Gülsen, “Artık senin fabrikan onun fabrikası değil, bütün fabrikalar bir araya gelmeli. Kıdemimize sahip çıkmalıyız” çağrısında bulundu.

‘HAKLARIMIZI VERMEYEN PATRONLAR, HÜKÜMET DEĞİL Kİ’

Dilara ise 4.5 yıldır metal fabrikasında çalışıyor. Sözlerine Gülsen’e kızarak başladı: “Hem zam verilsin hem kıdem tazminatlıları kaldırılmasın... Bence çok şey istiyorsunuz. Sonuçta asgari ücrete 300 lira zam yapıldı onu bile beğenmiyorsunuz. Bu hükümet ne yapsa size yaranamıyor.”
Daha sonra kendi işyerini anlatan Dilara, “Sekiz saat çalışmamız gerekiyor ama hafta içi her gün mesailerle beraber 13-14 saat çalışıyoruz. Mesaiye kaldığımızda servis mahalleye çıkmıyor. E-5’te bırakıyor. Genelde yürüyoruz. Bir gün işe gitmediğimizde iki günümüz kesiliyor...” Dilara; en çok yapılan kesintilere kızıyor. Her ay mutlaka 60-70 liralarının “bir şekilde” kesildiğini anlatan Dilara, şöyle devam etti: “Ben de yeni evliyim. Çalıştığım fabrikada da hamile olan kadınları istemiyorlar. Zaten iş ağır olduğu için hamile olanlar çalışamaz. Ama bu konuda patronlar suçlu. Hükümet, Meclis ne yapsın? Haklarımızı vermeyen patronlar, hükümet değil ki.”
Bu kez Gülsen söze girip Dilara’ya şu soruyu yöneltti: “Peki kıdem tazminatının kaldırılmasını Meclis niye tartışıyor? Neden bununla ilgili yasa çıkartıyor?” Bu soruya “Ben de haber izliyorum ama bunu patronlar istiyor” yanıtını veren Dilara, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben de tazminatım kalksın istemem. Ama Hükümetin patronlara gücü yetmiyor.” Gülsen ise son sözünü söylüyor: “Patronlar istiyor AKP’de onların istediğini veriyor. Çünkü sadece patronların çıkarı için çalışıyor.”

ÖNCEKİ HABER

Mültecilere aşı yok, ilaç yok hastalık çok

SONRAKİ HABER

DBP Çınar İlçe binası ateşe verildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...