10 Ocak 2016 10:29

Barış Bloku kalıcı çözüm için yapılması gerekenleri tartıştı

Paylaş

Bölgede yaşanan savaşı durdurmak ve çözüm sürecine geri dönülmesini sağlamak için ortak bir adım atılması gerektiğini savunan Barış Bloku, neler yapılabileceğini konuşmak üzere Barış Forumu gerçekleştirdi. Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası (TMMOB) İstanbul Şubesi’nde gerçekleşen forumun moderatörlüğünü İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç ve Avukat Züleyha Gülüm yaptı.

Forumda, çatışmaların son bulması ve kalıcı bir barışın sağlanması için, savaşın ve savaşla birlikte insanlığa karşı işlenen suçların ulusal ve uluslararası düzeyde teşhir edilmesi, uluslararası kurum ve kuruluşların, demokratik kitle örgütlerinin harekete geçirilmesi, savaş dilini kullanan yaygın medyaya karşı barış dilini kullanan yeni medya alanlarının yaratılması, yaşananlara ilk elden tanıklık etmek adına heyetler halinde bölgeye gidilmesi yönünde ortak bir görüş hakimdi.

Barış Bloku bileşenlerinin yanı sıra sanatçılar, aydınlar ve akademisyenlerden oluşan Barış İsteyenler Grubu da foruma katılım sağladı. Yılbaşında halkla dayanışmada bulunmak üzere bölgeye giden heyetlerden biri olan Barış İsteyenler Grubu, Diyarbakır’dan döndükten sonra bölgedeki gözlemlerini aktarmak ve müzakere sürecine dönülmesini talep etmek için siyasi parti liderleriyle masaya oturmuştu. Gerçekleştirilen Barış Forumunda görüşmelerden edinilen izlenimler, bölgeden gelen heyetlerin tanıklıkları ve devletin ağır silahlarla saldırdığı kentler için neler yapılabileceği konuşuldu.

Forumun açılış konuşmasını yapan Barış Bloku Eş Sözcüsü Nuray Sancar, Barış Bloku’nun batıda kurulan bir örgüt olduğu ancak bunun batıyla sınırlı kalmaması gerektiğini vurguladı ve bireysel katılımların yapılması için çağrıda bulundu.

BAYDAR: DİYARBAKIR’A BEYAZ TÜRKLERİN CİCİ GRUBU OLARAK GİTTİK

Barış İsteyenler Grubu’nun ‘bir şeyler yapalım’ diyerek farklı kesimlerden bir araya gelen insanlardan oluştuğunu söyleyen Yazar Oya Baydar, “Biz Diyarbakır’a ‘beyaz Türklerin cici grubu’ olarak gittik. Valiyi de belediyeyi de ziyaret ederek bu kan ve zulmün durdurulup, masaya oturulmasını istedik” dedi. Öte yandan buradaki temasları sonucunda edindikleri bilgileri, gözlemleri batıya anlatmak istediklerini söyleyen Baydar, işe parti ziyaretleri ile başladıklarını anlattı. Baydar, görüşmelerden umutlu olduğunu ve aslında herkesin bu işin bir an evvel çözüme kavuşması isteğinde olduğunu ancak silahlar konuşurken bu işin çözülemeyeceği görüşünün hakim olduğunu aktardı. Ankara’daki ilk duraklarının HDP olduğunu belirten Baydar partilerle görüşmelerini şu şekilde özetledi: “HDP ile görüşmemiz brifing şeklinde geçti. Geçmişte sorun olan birçok konuda belgeli olarak bilgi verdiler. Demirtaş, karşıdan da bir koşul öne sürülmediği takdirde koşulsuz olarak konuşmaya hazır olduklarını söyledi. Ardından CHP’ye gittik. Kılıçdaroğlu bizi son derece ciddi şekilde dinledi. Yalnız buradaki ziyaretimizi bir kısım partili hoşnutsuz karşıladı. Milletvekillerinizi alın Sur’a gidin sonra gördüklerinizi İzmir’deki halka anlatın dedik. Bölgeden gelen arkadaşlarımızın anlattıklarından etkilendiler ama hayal kırıklığı yaşamamıza sebep olacak şöyle bir söz söylendi, ‘Ama bize 1 milletvekili bile vermediler.’ Son olarak Çankaya’ya giderek Başbakan Davutoğlu’yla 2 saat süren bir görüşme yaptık. İçişleri Bakanı Efkan Ala da oradaydı. Davutoğlu bizi dinledi, cenazelerin defnedilememesi meselesini Ala’ya not aldırdı. ‘Önce hendekler kapanır, sonra bakarız her şeye’ dendi. Başbakanlık Konutu’ndan ayrıldıktan sonra danışmanlar attıkları mailde görüşmenin çok iyi olduğunu, Başbakan’ın görüşmeden etkilendiğini ancak sınırları da olduğunu söylediler. Konunun ilk kez yaygın basına yansıması açısından da Başbakan ile görüşmemiz iyi oldu.” Görüşmenin ardından Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’tan randevu talebinin geldiğini söyleyen Baydar, “Yaptığımız en iyi görüşme oldu. Kurtulmuş, öz yönetim meselesinin tartışılabilir bir şey olduğu söylemlerimizi ilgiyle dinledi” dedi.

TOPLUM GENELİNDE SAVAŞA DAİR RAHATSIZLIK VAR

Forumda genel bir umutsuzluk havası hakim olmasına rağmen birtakım gelişmeler aslında durumun çok da vahim olmadığını gösterir nitelikteydi. Akademisyen Nazan Üstündağ, Barış İçin Akademisyenler grubunun devletin suçlarına ortak olmayacaklarını anlatan ve devleti hedef alan oldukça sert bir imza metni yayınladıklarını söyledi. Üstündağ, sert bir metin olmasına rağmen 3 gün gibi kısa bir sürede Türkiye’nin neredeyse bütün üniversitelerinden binin üzerinde imza geldiğini belirterek “Eylem türlerimiz karşılık bulamıyor ama mevcut durumla ilgili toplumun genelinde bir rahatsızlık da var” dedi.Öte yandan Hubyar Sultan Alevi Derneği’nden katılan Sait Aydın Deniz Alevilerin savaşı durdurmak için harekete geçtiğini ve birçok yerde açlık grevinde olduğunu hatırlattı. Alevi hareketinin 25 yıllık mücadele tarihinde kendi talepleri için bile yapmadığı bir eyleme büründüğünü söyleyen Deniz, Alevi hareketine göre biraz radikal karar alıp olayın ciddiyetini göstermek için böyle bir eylem yapıldığını söyledi.

GÜRKAN: SİYASET BLOKU OLUŞTURULMALI

Müzakere sürecine geçmek için yapılması gerekenlere dair konuşan Emek Partisi Genel Başkanı selma Gürkan, karşı bir siyaset bloku oluşturulması gerektiğini söyledi. Saldırıların geriletilmesi için siyaset blokunun acil bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Gürkan, bu çağrının parlamentodaki CHP ve HDP’ye de yapılması gerektiğini söyledi.

Forumun kapanış konuşmasını Barış Bloku Eş Sözcüsü Gençay Gürsoy yaptı. Gürsoy, “Doğru zamanda atılmayan adımın bedeli ağır oluyor. 7 Haziran’dan sonra CHP ve HDP seçimin yenilenmesini reddetseydi ve bunun için kitlesel eylemler yapsaydı her şey çok farklı olabilirdi” dedi. Gürsoy, Alevilerle iş birliğinin genişletilmesi ve geniş bir mücadele içine girilmesi gerektiğini ifade etti. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

3 çocuk annesi eşini öldürdü, 'bir daha suç işlemeyeceği' kanaatiyle indirim aldı!

SONRAKİ HABER

Kadınlar, #KatliamaDurDe'mek için nöbetlerine devam ediyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...