06 Ocak 2016 15:14

Ateş hepimizi yakmadan

Davutoğlu, Ak-Gençlik kongresinde yaptığı konuşmada gençlere ‘şehitlik aşkı’ taşımaları gerektiğini söyledi. AKP hükümeti Enver Paşa misali hayallere kapılmış üstelik top yekün gençliği de bu kirli hayalleri uğruna heba etmeye uğraşıyor. Bizleri Kürt-Türk diye bölmeye, birleşip daha güçlü olmamızı engellemeye çalışıyorlar.

Paylaş

Hazal OĞULKANMIŞ
Antep

Televizyon haber programlarında sürekli son dakika haberler geçiyor. Sonra spiker ‘askeri operasyonlar...’ ‘2 terörist etkisiz hale getirildi’ ‘ilçede sokağa çıkma yasağı’ ifadeleri ile dolu sunumlar yapıyor. Araya Erdoğan ya da Davutoğlu’nun konuşma videoları giriyor. ‘ev ev temizleyeceğiz’ ‘yüce milletimiz’ ‘Çanakkale şehitlerinin ruhu’ gibi cümleler dolduruyor kulaklarımızı. Evet arkadaşım ülkenin bir bölgesinde savaş var. Askeri yığınaklar, delik deşik olmuş evler, bodrum katlarında üşüyerek sokağa çıkma yasaklarının bitmesini bekleyen çocuklar, çatılarda keskin nişancılar, vurulan hamile kadınlar, yaşlı insanlar, küçük çocuklar var. Bu ülke Suriye değil, Irak değil... Bu ülke Türkiye. Bizim ülkemiz. Niye böyle oluyor diye soruyor olabilirsin. Bu yazıyı bu soruya cevaben yazıyorum ben de.
7 Haziran seçimleri dönemi sürecinde kendi saltanatlarının sallantıya uğradığını gören AKP hükümeti başta bölge olmak üzere ülkeyi kaos ve felaket ortamına sürükledi. Bataklığa saplanan Ortadoğu politikasına sıkışıp kalan hükümet, halkların kendi kaderlerini tayin etmelerini istemiyor. Kürt sorununun da Ortadoğu’dan bağımsız ele alınamayacağını düşünürsek bir yandan Kürt halkının taleplerini bastırmaya, mücadelesini ezmeye çalışıyor. Öte yandan seçimnlerin hıncını Kürt halkına sokağa çıkma yasağı ilan ederek, ev ev temizleyeceğiz deyip cezalandırarak çıkarıyor.
‘AKP’NİN İÇİ DIŞI BİR’
Ortadoğu’yu kan gölüne çevirenler, oralarda gerici, cihadçı örgütleri besleyenler ve destekleyenler milyonlarca insanın hayatlarından ve topraklarından edenler bugünler de ülkede ise her gün terörle mücadele adı altında sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelerde başta çocuklar ve gençler olmak üzere her gün sivilleri katlediliyor. “…Yazacak daha çok acı var. Karanlıktayım, karanlıktayız. ‘Kimse var mı’ diye seslenmeyin. 140 bin insan var, yardım edin...” demişti Cizre’de bir öğretmen. Egemen sınıflarının kendilerine vaat ettiği ölümlere karşı barış, demokrasi ve özgürlük isteyen gençleri hizaya getirmek üzere her türlü baskı yönetimi kullanıyor sermayedarların Türkiye temsilcisi AKP hükümeti.
ÇÖZÜM KATLİAMDA DEĞİL
AKP-Erdoğan iktidarı “terör ve bölücülükle mücadele” adı altında ısrarla sürdürdüğü bu kirli savaş politikaları ülke fiilen ikiye bölünme noktasına geldi. Hükümet, bu kirli savaş uygulamalarının üstünü örtmek için uzunca bir süredir “hendek” tartışması yapıyor, gençlerin saldırılardan kendilerini korumak için açtıkları hendekleri sorunun nedeni olarak gösteriyor. Oysa Öcalan’la müzakere masası devrilmeden, hava operasyonları yapılmadan, halka karşı askeri ve siyasi operasyonlar gerçekleştirilmeden önce hendekler yoktu. Hendekler, devletin kirli savaş politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Çözüm de kurşunda savaşta değil, bu operasyonların durdurularak eşit haklar temelinde bir barış için müzakerelerin başlamasında.
ENVER PAŞA MİSALİ
Davutoğlu, Ak-Gençlik kongresinde yaptığı konuşmada gençlere ‘şehitlik aşkı’ taşımaları gerektiğini söyledi. AKP hükümeti Enver Paşa misali hayallere kapılmış üstelik top yekün gençliği de bu kirli hayalleri uğruna heba etmeye uğraşıyor. Bizleri Kürt-Türk diye bölmeye, birleşip daha güçlü olmamızı engellemeye çalışıyorlar.
SAVAŞA DEĞİL EĞİTİME BÜTÇE
Savaşa ayrılan bütçe eğitime ayrılan bütçenin kat be kat fazlası. Pek çoğumuz geri ödemeli krediler alıyoruz. Genç işsizlik oranı ise almış başını gidiyor. Ama Davutoğlu kongre konuşmasında Fatih Sultan Mehmet’ten bahsediyor. ‘vatan millet sakarya’ propagandası ile milliyetçi duyguları kışkırtıyor. Karşı karşıya olduğunuz geleceksizlik tablosu ile yüzleşmemizi istemiyor. İşte bu nedenlerle sürdürülen savaş hepimizi yakıyor.  
MÜCADELE ETMEK ZORUNDAYIZ
Gençliğe ölümden başka bir şey veremeyen, onları kendi sömürü ve rant sistemine dahil edip geleceksizleştirmeye çalışan bu hükümet ve politikalarına karşı kendi taleplerimiz etrafında birleşerek ortak bir mücadele vermeliyiz... Son süreçlerde bize göstermektedir ki gençlik açısından bugün başta bölgede olmak üzere tüm Türkiye’de ve Ortadağu’da  kaos, felaket, katliam politikalarına karşı barış ve demokrasi mücadelesini vermek ve bunu yükseltmek zorunlu hale gelmiştir. Bugün bulunduğumuz her alanı bu mücadelenin bir parçası olarak görmeliyiz. Geleceğimizin katili bu düzene karşı inatla birlikte hareket etmeliyiz. Barışın sesini yükseltmek şimdi geleceğimiz için bir zorunluluk.

ÖNCEKİ HABER

-HENÜZ- BİR CAN KAYBI YOK

SONRAKİ HABER

2015'in mirasıyla 2016'ya giderken

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...