02 Ocak 2016 10:48

Yüksekdağ'dan Erdoğan'a: 'Rejim fiili olarak değişmiştir' diyerek Anayasayı siz çiğnediniz

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlıklarının kaldırılması konusundaki açıklamalarına HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'dan yanıt geldi: 'Bizim yolsuzluk dosyalarımız yok, bizim bütün sülalemizle içine girdiğimiz çamurdan kirli organizasyonlarımız yok.'

Paylaş

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Suudi Arabistan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilere bulunduğu açıklamalarda, HDP Eş Genel Başkanlarının yaptıkları açıklamalarının Anayasa suçu olduğunu suçlamasında bulunması ile birlikte "Dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle başlayacak süreç, terörle mücadele açısından ülkemizdeki havayı da olumlu yönde etkileyecektir" şeklinde sarf ettiği sözlerine HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'dan yanıt geldi. Partisinin Van İl Örgütü tarafından "Yarını bugünden kuruyoruz" şiarıyla düzenlenen konferansa katılan Figen Yüksekdağ, gündeme dair yaptığı açıklamaların yanı sıra Erdoğan'ın bu sözlerine yanıt verdi.

Konuşmasına Kürt halkına yönelik saldırıların son dönemde yoğunlaştığına dikkat çekerek başlayan Yüksekdağ, her şeye rağmen bu saldırılar karşısında direnenlerin kazanacağını söyledi.

Öz yönetim ve demokratik Türkiye talebiyle direnenleri selamlayan Yüksekdağ, "Bir tarafta yarınımızı enkaza dönüştürmeye çalışanlar var. Bir yandan aklıyla ve bedeniyle direnenler var. Direnenler tarihi yazacaklardır. Bugün tüm Türkiye hakları, kadınları, işçileri için yaptığınız bu mücadelenin temelini oluşturuyor. Diktatörlük ve tek adamlığın, bütün farklılıkların yok edildiği ve sömürüldüğü, Kürt halkının direnenlerin emeklerinin gömüldüğü, emeklerin sömürüldüğü bir yarın oluşturmaya çalışıyorlar. Halkımızın ve tüm toprakların geleceğini kötürüm yapmaya çalışıyorlar. Bu durumda tek yapacağımız direnmektir" diye konuştu.

Saldırılar ve ablukanın bizzat AKP ve Cumhurbaşkanı eliyle yapıldığını vurgulayan Yüksekdağ, bu saldırılar karşısında ses çıkartmayanların ise diktatörlerin ekmeğine yağ sürdüğünü söyledi.
Her yerde darbeye ve diktatörlüğe karşı direndiklerini, birleştiklerini ve topyekün savaştıkları dile getiren Yüksekdağ, "Bugün darbeye karşı yapılan Kürt halkının demokratik direniş tavrıdır. Bu çağrıları anlamayanlar, esas yok oluşu yaşayacaklardır. Bizler halkımızın kendi kendini yönetme tavrını demokrasinin ekseni olarak görüyoruz. Mesele hiçbir zaman hendek ve barikat olmadı. Ölümüne direnenler, o evrensel değerleri için savaşıyorlar. Demokrasiye çağrı yapılıyor. Bir darbe girişimine karşı tüm Türkiye halkının direnmesi halinde yıkılacaktır bu zihniyet. Demokrasi talebiyle birlikte buluşamazsak tüm Türkiye'nin ablukası yıkılmayacaktır" ifadelerini kullandı.

'BU HALK, ÇÜRÜMÜŞ ZİHNİYETTEN İCAZET ALMAK ZORUNDA DEĞİL'

Artık bu siyasi yapının ayakta duracak halinin kalmadığını, kendi geleceği ve çıkarlarından yana, bir avuç azınlığın, avenelerin geleceğini tesis etmek için ülkenin rejimini değiştirip dayatmaya çalıştığını belirten Yüksekdağ, "Siz eğer bu rejimi değiştirecekseniz, bu halkın, demokrasiden yana olanların da direnmeye, karşı koymaya hakkı vardır. Mücadele ederken de bu halk sizin gibi çürümüş bir yapıdan icazet almak zorunda değil" diye konuştu.

Özyönetimin ilan edildiği yerlerinde katliam yapılırken, AKP ve Cumhurbaşkanının terk derdinin bu suçlarını gizleyecek yeni bir Anayasa yapmak olduğunu söyleyen Yüksekdağ, devamında şunları söyledi: "Bugün halklara rağmen yeni Anayasa çıkarmanın derdindeler. Telaş ve panik içerisinde demokrasi talebi olanları çiğneyerek yeni Anayasa çıkarmanın derdindeler. Sözde bizi marjinal ilan edecekler. Rasyonel düşünme yeteneklerini bile yitirmişler. Siz bu halkı yok mu sayacaksınız. Soykırımdan mı geçireceksiniz. Özyönetim alanlarında siz şuan bunu yapıyorsunuz. Türkiye, Kürt halkının dört bir yana yayıldığı, bu milyonların iradesini ortadan kaldıramayacaksınız. Bizler bu koşullar içinde demokratik bir rejim, yöntemlerle yönetmeye çalışıyoruz. Bizleri hain ilan edenler, kendi yalanları içinde boğulacaklar. AKP ve Saray merkezi, esas tecridi onlar yaşayacaklar. Bizlerin bu gayrimeşru iktidarı muhatap almamız mümkün değildir. Bu halkın muhatabı olmaktan o masayı devirerek çıktınız."

'EL BİRLİĞİ İLE KÜRT HALKINI YOK ETMEYE ÇALIŞIYORLAR'

AKP ve Cumhurbaşkanının katliam girişimlerine, MHP ve CHP'nin de ortak olduğunu aktaran Yüksekdağ, "AKP ve MHP arasında hiç bir fark yoktur. CHP de karşılarına geçti, Erdoğan'ın kölesi haline geldiler. Hepsi bir birbirini götürecekler. O sarayın sahibi ile birlikte gidecekler. O sarayın sahibi genelkurmay ve orduyu bir iç savaşın içine koydu. Orduyu sivil halkın karşısına çıkardılar. Saray emrediyor ordu tanklarını çıkarıp çoluk çocuğun üzerine yürüyorlar. Saray hükümete suç işle diyor. Hükümet buna itaat ediyor ve suç işliyor. Muhalefette saraya ve hükümete itaat eder oldu. El birliği ile Kürt halkını yok etmeye çalışıyorlar. Hâlâ suçlarına yeni suçlar ekleyip sokağa çıkma yasaklarını kaldırmamaya çalışıyorlar" vurgusunda bulundu.

Erdoğan'ın örnek verdiği Hitler nasıl 'üniter başkan' oldu?


'HİTLER VE NAZİ KAFALI DESTEKÇİLERLE KARŞI KARŞIYAYIZ'

Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni Anayasa'ya ilişkin benzetmelerine de tepki gösterdi. Hitler modeli oluşturmaya çalışanlar ile Nazi kafalı destekçilerle karşı karşıya olduklarını kaydeden Yüksekdağ, Nazi kamplarına sürüklenen bir Türkiye yaratılmak istendiğini belirtti. Yüksekdağ, "Bugünkü yapılanlara bakarsak, Hitler'in yaptıklarını, düşünce yapısını apaçık görüyoruz. Fikri ne ise zikri de o oldu. Biz eğer bu Hitler modeline karşı gelmezsek, o halka yapılanlar burada da olacaktır. Hitler modeline sessiz kalanlara sıra geldiğinde, ses çıkaracak hiç kimse kalmamış olabilir. Bu darbeye ve diktatörlüğe karşı ve demokrasi mevzilerini korumaya karşı bir arada olmaya ihtiyaç vardır" diyerek Türkiye halklarına birlik çağrısında bulundu.

Erdoğan: Dokunulmazlıkların kaldırılması havayı olumlu etkileyecek


Yüksekdağ'ın konuşmasında yanıt verdiği bir diğer konu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dokunulmazlıklarının kaldırılması yönünde talimat niteliğindeki sözleri oldu.

Yüksekdağ, Erdoğan'ın bu yöndeki sözlerine şöyle yanıt verdi: "Cumhurbaşkanı buyurmuş. 'Halkların Demokratik Eş Başkanlarının dokunulmazlığı kaldırılırsa doğru olur' demiş. Defalarca dokunulmazlığımızın kaldırılması için talimat verdiler. Defalarca fezlekeler hazırladılar. Kendisi de bire bir sayıyor. Demek ki gece gündüz bizim hakkımızda açılan soruşturmaları sayıyor. 163 taneymiş. Ben bilmiyordum öğrendim. Defalarca bizlerin bu halkın siyasi iradesinin sözcüleri olarak rolümüzü, işlevimizi kırmaya çalıştılar, etkisizleştirmeye çalıştılar. Meclisin kapısına beyaz Torosları dayattıkları günlerden bu yana bütün seçilmişlerimizin, milletvekillerimiz ve Eş Genel Başkanlarımız da dahil olmak üzere zaten hiçbir zaman siyasi dokunulmazlıkları olmamıştır. Peşimizde canlı bombalarla siyaset yapanlar, her gün suikast tehdidiyle ve ihbarıyla birlikte mücadele yürütenler, gittiğimiz her yerde vekillerimiz ve Eş Başkanlarımız polislerin saldırısına ve kontra güçlerin saldırısına maruz kalanlar bizleriz. Buna rağmen bizleri durduramadınız. Yıllar boyunca dokunulmazlıkları kaldırma ve siyaset yasağı yoluyla sayısız kez bu halkın siyasi iradesine saldırı düzenlediniz. Durduramadınız, caydıramadınız, geriletemediniz. Aksine daha güçlü geldik. 7 Haziran'da 80 milletvekili ile Meclise girdiğimizde kimyanız bozuldu, tarumar oldunuz. Sıkıysa gelin."

"Bizim yolsuzluk dosyalarımız yok, bizim bütün sülalemizle içine girdiğimiz çamurdan kirli organizasyonlarımız yok" diyen Yüksekdağ, Cumhurbaşkanının söze ve siyasete düşman olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı'nın kendisinin yapamadığı şeyi, çözüm projesiyle kendileri yaptığı için kendilerine düşman olduğunu söyleyen Yüksekdağ, Erdoğan'a geçtiğimiz Temmuz ayında tüm milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde Meclis Başkanlığı'na başvuruda bulunduklarını şu sözlerle hatorlattı: "Kan gövdeyi götürüyor memlekette, bir çözüm planları bile yok. HDP'nin çözüm önerilerine düşman oluyor. Esasen neyden korkuyor? Biz bu siyaset yapma planı ile onun bölmeye çalıştığı halkı birleştiriyoruz. Esas bölücü Cumhurbaşkanı'nın kendisidir. Esas suç işleyen odur. 'Rejim fiili olarak değişmiştir' diyerek Anayasa'yı siz çiğnediniz. Anayasa'yı siz delik ettiniz. Ama Cumhurbaşkanı hakkında herhangi bir yasal işlem yok. Biz 80 milletvekiliyle gidip, dilekçelerimizi Meclis Başkanlığı'na sunmuştuk zaten. O dilekçeler hala orada duruyor. Bizler bugün tarihsel olarak başımız dik, alnımız ak. Bu sürecin aciliyetine uygun bir siyasi pozisyon üstlenmeyi ve bunun gereğini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bundan sonra ki dönemde de bütün ablukalara, tehditlere rağmen yarını bugünden kazanmak için mücadelemize devam edeceğiz." (DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Ocak ayında 5 yeni dizi başlıyor

SONRAKİ HABER

Kadınlar paylaştıkça güçleniyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...