29 Aralık 2015 00:47

Çocuk cezaevleri kapatılsın

Paylaş

Özge SARI
İstanbul

Adalet Bakanlığı verilerine göre cezaevlerinde 1 Aralık itibariyle iki bin 374 tutuklu çocuk bulunuyor. Tutuklu çocuk sayısı ise gittikçe artıyor. Son 6 yılda cezaevlerinde 10 çocuk öldü.

Uzmanlar ise; çocuk cezaevlerinin, çocukları olumsuz yönde etkilediğini, üstelik caydırıcılığı olmadığını ifade ederek, çocukları cezaevine kapatmak yerine, onarıcı yöntemler geliştirmek gerektiğini ifade etti.

ÇOCUKLAR NEDEN CEZAEVİNE GİRİYOR?

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden (CISST) Alper Yalçın, çocukların çoğunluğunun hırsızlıktan cezaevine girdiğini, bunun da yoksulluk ve ekonomik eşitsizlikten kaynaklandığını belirtti. Çocuklar siyasi nedenlerden dolayı da hapse girebiliyor. Yalçın bunun nedeninin de, Çocuk Koruma Kanunu ilkelerinden olan Çocuğun Katılım Hakkı’nın hayata geçirilmemesinden kaynaklandığını düşünüyor. Türkiye’de çatışmalı siyasal atmosferin de çocuk tutuklu sayısındaki artışı etkileyeceğine dikkat çeken Yalçın, “Çocuklar kamusal ve toplumsal alanda söz hakkına sahip değil. Bu sorun nedeniyle çocuklar kendilerini taş atarak ifade etmek durumunda kalıyor” değerlendirmesinde bulundu ve “Siyasal, ekonomik, psikolojik vb. nedenlerden öfkeli olan bir çocuğun kendini ifade edebileceği adil ve etkin bir sistemin kurulmaması tutuklu çocuk sayısındaki artışın da sebebidir” diye konuştu.

CEZAEVİ KOŞULLARI ÇOCUKLARI KÖTÜ ETKİLİYOR

Araştırmalar, cezaevlerinde çocukların yaşamsal kontrol, umutlu gelecek ve güvenlik hissinin ciddi derecede hasar gördüğünü, insani yetilerde gerileme, keyif almada güçlük, çöküntü, ajite duygu durumu gibi gelişimi engelleyen rahatsızlıkların tahliye olduktan sonra da uzun süre devam ettiğini ortaya koyuyor. Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği’nden (TODAP) Psikolog Serhat Özmen ve Burcu Çolak, onlarca çocuğun aynı yere kapatılması ve yaşamsal ihtiyaçlarından mahrum bırakılmasının çocuklar arasında şiddet eğilimini tetiklediğine dikkat çekti. “Cinsel keşiflerin ve duygusal ilişki ihtiyacının yoğun olduğu dönemlerin cezaevinde geçmesi sonucu, koğuş içerisinde cinsel suç oranı gittikçe artıyor” diyen psikologlar, “Çocukların aileleri ile olan bağları bazı ailelerin durumla baş edemeyerek, cezalandırılan çocuğun durumundan çocuğu sorumlu tutması nedeniyle gitgide zayıflıyor ve çocuğun daha da yalnızlaşması kaçınılmaz oluyor” değerlendirmesinde bulundu.

‘CEZAEVLERİNİN ONARICILIĞI VE CAYDIRICILIĞI YOK’

Serhat Özmen ve Burcu Çolak: Örneğin, insanların yoksulluk içinde yaşamaması devletin sorumluluğu iken, yoksulluğu önlemeyen devlet, yoksulluk nedeniyle hırsızlık yapan çocuğu hapse atıyor. Yani devlet kendi suçunu çocuklar üzerinden cezalandırıyor. Çocuk cezaevlerinin caydırıcılığı, onarıcılığı olmadığı araştırma ve deneyimlerle kanıtlanmıştır. Sistemle muhalefet içine giren çocuğa yapılması gereken onarıcı ve dönüştürücü adalet devlet tarafından sağlanmadığı için hapishaneler kapatılsın istiyoruz. Kapalı kurum anlayışı yerine, sosyal destek anlayışının geliştirildiği, çocuğun içinde bulunduğu durumun bütünsel olarak ele alındığı bir yaklaşım öneriyoruz. Bunun adına “onarıcı adalet” diyoruz. Savaş, yoksulluk, özgürlük ihlalleri ve her yerde bunca şiddet varken, sorumluluğu çocuğa yüklemek yerine sorunun kaynağına inmek bizi hapishanelerin kısır döngüsünden ve içerde olan biten sayısızca ihlalden, istismardan kurtaracaktır. İnsan onuruna uygun, içinde eğitimsel, sanatsal çalışmaların yapıldığı, doğa ile iç içe, sağlıklı ilişkilerle örülen dinamik güvenlik anlayışının esas olduğu ve çalışanların ağırlık sosyal bilimcilerden oluştuğu merkezlerin kurulması, kapalı cezaevi uygulamasının son bularak eğitimevlerinin şartlarının tamamen çocuk dostu mekanlara dönüştürülmesi gerektiğini savunuyoruz.”
Alper Yalçın: Çocuklarla aileleri arasına cam koymak, çocuğun ailesine sarılmasını engellemek, çocuğu çıplak aramak, çocuğa 5 gün odaya kapatma cezası vermek, 1 ay etkinliklerden men etme cezası vermek... Çocuklardan çok fazla şey bekliyoruz. Şimdi biz soruyoruz; “Neden çocukları hapishanelere kapatalım?” Biz, “Hapishaneler kapatılsın” derken çocuklar yarattıkları mağduriyeti görsünler, bunu anlasınlar istiyoruz. Yetkililere “Bunu hapishanelerde yapmayın” önerisinde bulunuyoruz. Türkiye’de uygulanan, ancak gelişmeye muhtaç eğitimevi modeli var. Eğitimevlerinin gerek konumu, yeniden kapalıya gönderme cezaları gibi uygulamaları sebebiyle “Başarılıdır” diyemiyoruz. Bu uygulamanın üzerine hep birlikte çalışıp geliştirmeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Prof. Dr. Tarhanlı, sokağa çıkma yasaklarını değerlendirdi: İnsan onuruyla bağdaşmıyor

SONRAKİ HABER

MEB yılbaşına savaş açtı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...