26 Aralık 2015 13:18

‘Kürt artık statüsüz yaşamak istemiyor’

HDP, DBP, HDK ve DTK Eş Genel Başkanlarının 18 Aralık’ta ortak bir açıklama ile duyurdukları, DTK’nın Olağanüstü Kongresi’nin ilk gününde verilen mesajlara Kürtlerin, statü talebi damgasını vurdu.

‘Kürt artık statüsüz yaşamak istemiyor’

Fatih POLAT

HDP, DBP, HDK ve DTK Eş Genel Başkanlarının 18 Aralık’ta ortak bir açıklama ile duyurdukları, DTK’nın Olağanüstü Kongresi’nin ilk gününde verilen mesajlara Kürtlerin, statü talebi ve kendi tarihlerini yazma kararlılıkları damgasını vurdu.

Türkiye halklarıyla kader birliği ve ‘müzakereye hazırız’ yönündeki ifadeler de, bu vurguları tamamlayan bir bağlamın parçalarıydı. Yani eş başkanların konuşmalarına bakıldığında müzakere ve diyalog, Türkiye halkları ile birlikte mücadele gibi konulardaki güçlü mesajların içinde statü koşulunun belirleyici temel referans olduğunu özellikle ifade etmek gerekiyor.

7 Haziran’dan itibaren neredeyse her gün çocuk, kadın, genç, yaşlı ölümlerine dair haberlerin geldiği bölge illerinin kalbi olan Diyarbakır’da yapılan toplantının açılışında konuşan DTK Eş Başkanı Selma Irmak’ın, “1980’li ve 1990’lı yılları değil 1915,1938’li yılları yaşıyoruz!” sözleri, Başbakan Davutoğlu’nun ‘o ilçeleri ev ev temizleyeceğiz’ diye ilan ettiği politikanın yol açtığı sonuçların çok çarpıcı bir özetiydi.

Irmak’ın şu sözleri kongrenin varmak istediği yer ve ana fikir açısından kritik önem taşıyor: “Dolmabahçe mutabakatı çok önemli. Ama kabul edilmedi. Öz yönetim ve yeni yaşamı örmek için ne gerekiyorsa yapacağız”, “Gelin siyasi yollarla, müzakere yollarıyla Kürt halkının isteklerini tartışalım. Kürt artık statüsüz yaşamak istemiyor. Müzakereye hazırız.”

DBP Eş Genel Başkanları Kamuran Yüksek’in “Tarih yeniden yapılıyor ve biz kendi tarihimizi yapmak istiyoruz” sözleri de, yine bölgede yaşanan süreci ölümler ve ölümlerin durdurulmasıyla sınırlı olmayan bir perspektifi ile el almak gerektiğine ilişkin bir ifadeydi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, “Türkiye halkları ile stratejik bir kader birliği yapmak ve kaderimizi belirlemek istiyoruz” dedi. Ortak bir yaşam konusundaki kararlılığın içinde Kürtlerin kendi statü taleplerini net bir içimde ifade eden bu sözler, kongrenin ruhunu veren cümlelerdendi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel ise, Türkiye halklarına, Kürt halkının mücadelesine omuz verme çağrısı yaparken, 29 Aralık günü DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin, ölümleri durdurmak ve çözüm için yapacaklarını duyurdukları iş bırakmaya atıf yaparak, “İşçi sınıfının dayanışmasını son derece anlamlı buluyoruz” dedi.

Yapılan tüm bu konuşmalar, iktidarın bölgede yaşanan görüntüler eşliğinde kriminalize etmeye çalıştığı öz yönetim talebini, Kürtlerin kaderlerini belirlemeye yönelik bir statü talebi olarak okumaya çağrı yapıyor. Yeni bir anayasanın bu talepleri de dikkate alması gerektiği vurgusu ile birlikte.

Evrensel'i Takip Et