26 Aralık 2015 08:13

DTK Kongresi başladı: Kürtler kendi kendini yönetmek istiyor

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından üç ayda bir olağan olarak yapılan kongre bu kez olağanüstü ve geniş katılımla gerçekleştiriliyor. Olağanüstü gerçekleştirilen kongreyi 18 Aralık’ta HDP, DBP, HDK ve DTK Eş Genel Başkanları ortak bir açıklama yaparak duyurmuştu. Yapılan açıklamada bugünkü kongre işaret edilerek "Çözüm için yeni bir süreç başlatıyoruz" denilmişti. Eş Başkanlar yeniden yaptıkları çağrıyla AKP hükümeti ve devleti müzakerelere dönmeye davet etti. Eş Başkanlar özerklik vurgusu yaparak bu konuda geri adım atmayacaklarını, hayata geçireceklerini de konuşmalarında vurguladılar.

Diyarbakır Kayapınar Spor Kompleksinde gerçekleştirilen kongreye 500 kurum temsilcisi davet edildi. 501 delegenin yer aldığı kongreye DTK Eş Başkanları Selma Irmak, Hatip Dicle, DBP Eş Genel Başkanları Kamuran Yüksek, Emine Ayna,  HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan’ında bulunduğu yüzlerce kurum temsilcisi katıldı. Saygı duruşuyla başlayan kongrede Divan başkanlığında HDP eski Milletvekili Mülkiye Birtane yer aldı.

‘ANNELERİN GÖZYAŞI YERİNE KANININ AKTIĞI BİR DÖNEMİ YAŞIYORUZ’
İlk olarak DTK Eş Başkanı Selma Irmak kürsüye çıktı. Irmak, "Bugün tarihi bir gündür. Bugün Kürdistan üzerindeki baskıları görüyoruz. Yüz yıllık saldırı ve zülüm karşısında büyük bir direniş var. Kürdistan alanlarında tarih yeniden yazılıyor. En üst seviyede bir özgür mücadele veriliyor. Annelerin gözyaşı değil onların kanı aktığı bir dönem yaşıyoruz. Bu durum bizim toplanmamız yeni kararlar almamızı sağladı. Tarihi toplantı önemli kararlar alınacak. Kararlar Kürt halkının kurtuluşu olacağını düşünüyorum. Şimdiden herkesi kutluyorum ve hayırlı olsun diyorum” diye konuştu.  Halklar yüzyıllardır kendilerini yönetme talebinde bulunduğunu kaydeden Irmak, AKP’nin Osmanlı mirasını sürdürdüğünü söyledi. Irmak, “Osmanlı'nın mirasını şimdi de görüyoruz. Türkiye'nin, Osmanlı'nın mirasını aldığını görüyoruz. Bugün de AKP, 'Kürt sorunu benim sorunumdur. Demokratik bir yolla çözülecek' dedi. Sonra da 'Kürt sorunu yok' dedi. 'Müzakere yok' dedi. Bu aşamaya geldi”. dedi.

‘MÜZAKEREYE HAZIRIZ AMA OLMADI BAŞKA YOLLAR DA VAR’
Tek Kürt kalsa bile özyönetimden vazgeçmeyeceklerini ifade eden Irmak, “Dedelerimiz, ninelerimiz teslim olmadı biz de teslim olmayacağız. Hendek ve barikatlar için bizi eleştirenlere söylemek istiyorum. Hendekler savaşmak için değil, kendini korumak içindir. Kürt halkının istekleri ve devletin savaşına karşı bir özsavunma olarak kullanılıyor. Halk çocuklarının katledilmesine, yakalanmasına izin vermek istemiyor” şeklinde konuştu. Çağrı yapan Irmak, “Gelin siyasi yollarla, müzakere yoluyla Kürt halkının isteklerini tartışalım. Kürt artık statüsüz yaşamak istemiyor. Dilinin dışında eğitim görmek istemiyor. Varlığını ortaya koymak istiyor. Müzakereye hazırız. Bu yol olmadı önümüzde başka yollar da var. Bugün de bunu tartışacağız” dedi. Irmak çağrısı şu sözlerle sürdürdü: “ Çocuk, anne, baba üst üste katlediliyor. 6 aylık bebek Meral Cizre'de katledildi. Dedesi, ninesi tarandı. 57 yaşında bir kadına 'Seni öldüreceğim ve senin toprağa verilmene de izin vermeyeceğim' diyor. Bunlara karşı koymak, isyan etmek haktır. Yine de müzakere yolunu bırakmıyoruz. Bir kez daha isteklerimizi iletiyoruz. Son kez elimizi uzatıyoruz. Bu yüzyıl bizim yüzyılımızdır. Kimse sanmasın Kürt halkı yalnızdır. Gençlerimiz önümüzde mücadele ediyor. Kadınlar, gençler, kızlar, erkekler, Kürt isyanına öncülük ediyor. Biz güçlüyüz umutlarımız çok büyüktür. Bu yüzyıl bizim yüzyılımız olacak. Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit direnişlerini selamlıyorum. Yaşamını yitirenlerin mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum".

‘BÖLGESEL ÖZ YÖNETİMLERİ KONGREDE SOMUT HALE GETİRECEĞİZ’
DTK Eş Başkanı Hatip Dicle de, özerkliğin neden ihtiyaç duyulduğunu anlattı. Dicle, “Devlet doğduğunda en büyük kötülüğü topluma yapmıştır, ilk devletler köleci devletçilerdir. Ama toplumun kendi kendine yönetme, Asur devleti zalimlerine karşı koymuş ve onlar bile halkın özyönetim talebine kaşı koyamamıştır. Mitaniler, Gutiler yaşadığız topraklarda en güçlü özyönetim direnişleri göstermiştir. Bugünkü özyönetim direnişleri bu kadar büyükse onların mirasıyla büyüktür. Bugün zülüm gösterenler, tarihe bakmalılar. Babil kent yönetimi olarak, Kartaca Roma İmparatorluğu'na karşı direnmiştir. DAİŞ'in yerle bir ettiği Palmira kenti Perslere karşı kent mücadelesi verdi. Feodal dönemlerde de bu mücadeleler vermiştir. Osmanlı döneminde eyaletler vardı. Kendi kendini yönetmek tarih boyunca var olmuştur” diye konuştu. Kürt halkının kendi kendisini yönetme ısrarına vurgu yapan Dicle, “Özyönetim talebimiz hakkımızdır. Tarihten gelen ilk doğal hakkı Kürt halkı kullanacak. Hiçbir güç buna engel olamayacak. Bin yıllık tarihimizden ders çıkaracaksak, devleti bir kez daha müzakereye davet ediyoruz. Tüm çabalarımız bu müzakerenin devam etmesidir. Avrupa ülkeleri kendi içinde bölgelere ayrılıp, kendi kendini yönetme iradesini ortaya koymuştur. Devlet kendi kendini yönetme iradesini şiddetle bastırmayacak, halklar da devleti tanıyacak. Elimizde tank top yok, kimseyi tehdit etmiyoruz. Demokratik özerklik modelimiz Türkiye'de tüm sorunları çözecek bir anahtardır. Türkiye'nin farklı yerlerinde herkes kendi sorunlarını çözmek için bu sistemi kullanabilir. Bölgesel özyönetimleri bugünkü kongremizde somut haline getireceğiz ve sunacağız. Önderliğin eminim ki ilerde de çok taktir edilecek bir sözü var: 'Dünyayı yenecek gücümüz olsa yine kimseye saldırmayacağız. Bütün dünya birleşse bize saldırsa biz kendi irademizle direnmeye devam edeceğiz'

Dicle’nin ardından HDK Eş Söcüsü Sebahat Tuncel konuştu. Tuncel, “Tartışmalarımız sadece Kürdistan'ı değil, tüm Türkiye'yi ilgilendirir. Biz bu devletin içinde yaşayabiliriz. Ama inkar ve imha politikalarını kabul etmiyoruz. Demokratik Türkiye ve demokratik cumhuriyet istiyoruz. Türkiye'yi yönetenlere sesleniyorum, Türkiye'yi yönetmek ve krizden çıkarmak istiyorsanız, bir birlik oluşturmalısınız. Kürtlere imha dayatılırsa Kürtler de direnecektir. Kürdistan'a dayatılanları kabul etmeyecek. Kimse bizden direnmemeyi beklemesin. Türkiye halkına çağırımız var. Türkiye halklarından büyük bir destek yok. 'Nasıl olacak?' sorusunu soruyor ama nasıl cevap vereceklerini bilmiyorlar. Bu kongreyle onlara da yol göstereceğiz” diye konuştu.

‘ÖZYÖNETİM DEDİK KIYAMET KOPTU’
Tuncel’in ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise şöyle konuştu:, "Düşünün bir kişi sizin her şeyinizi yönetiyor. Ne giyeceğinize, yiyeceğinize, her şeye… İnsan dayanamaz isyan eder değil mi? Ne şekilde yaşacağınıza bir kişinin karar vermesine herkes isyan eder, kimse kabul etmez. Köleler bile bunlara isyan etmiştir. Bir kişi bile bunu kabul etmezse Ortadoğu'nun en kadim halkı bunu nasıl kabul edecek? Bir tek genç bile bunu kabul etmez. Özyönetim insanın onuruyla ilgili bir konudur. Köle gibi mi, yoksa insan onuruyla mı yaşayacaksınız? Özyönetim küçümsenemez, katliama karşı hendekteki, barikattaki duruş ve kavrayıştır. Bunu aklından bile geçirenleri yok edeceğim diyenlere hendek barikat çok değil. Ne yapacaklardı peki? Siyasetle çözelim desinler amenna. Masaya özyönetimin özünü bile getirmedirler. Zurnanın zırt dediği yerde dile getirdik. Dolmabahçe'de bunu dile getirdik işte orada kıyamet koptu. Dolmabahçe Sayın Öcalan, iğneyle kuyu kazar gibi sabırla o aşamaya getirdi. 16 yıldır küçük bir radyosu ve 3 kitabıyla bütün Ortadoğu dengelerini sizden iyi okuyan ve bunun alt yapısını, direnişini oluşturan bir lider karşısında hepiniz küçüldünüz. Bunların hepsini kendisi İmralı'da söyledi. Bunları gidin Ankara'da iyi anlatın diye heyetlerimize altını çize çize söylemiştir. Tarihi bir müzakere yapıyoruz bunu anlatın demiştir”.  

‘TEK ADAM MI, ÖZYÖNETİM Mİ; BİZ BUNUN KARARINI VERDİK…’
Özerkliğin önemine değinen Demirtaş “Kürtlerin statüsü ve Türkiye'nin idari yönetimiyle ilgilidir. Bu ikisi özerklikle ilgilidir. Nasıl bir yönetim inşa edebiliriz bunları hatırlatmak ve dünyaya hatırlatmak için bu toplantı çok önemli olacaktır. Kürtler artık kendi coğrafyasında siyasi irade olacaktır. Kürdistan Ortadoğu'nun orta yerinde bir güneş gibi ışıldıyorsa dostlarımız, et ve tırnağız diyenler bundan mutluluk duymamalı. Güç verilmeli, omuz omuza olunmalı. Gelecek yüzyılda Kürdistan statüsü olacak. Belki federal devletleri, belki bağımsız devletleri olacak.  Bedeli ağır olacak diye onurumuzu mu yitireceğiz. Bazılarının mezar taşı, cenazesi yok. Neyse bedeli biz ödemek için göze alacağız. Bundan başka yol yok, olsa biz ona her zaman açığız. Çok ciddi girişimlerde bulunduk, diyalog için ama reddedildi, çünkü infaz kararı verilmişti. Ortadoğu dengeleri içinde Kürt gücünün doğmasını istemiyorlar. Bölge yönetimleri nedir? Kent yönetimleri nedir? Sağlık, eğitim, hayvancılık nedir? Bunlar başlık başlık netleştireceğiz. Bütün Türkiye için önereceğiz. Bölgesel dar bir özerkliği mi tartışalım buna da varım. Demokratik bölgeler oluştuktan sonra seçimler olsun kim kazanacaksa o yönetsin. Cizre'de MHP kazanırsa saygı duyarız. Biz de kazandığımızda onlar saygı göstersin. Diktatörlük mü, tek adam mı özyönetim mi? Bunun kararını biz verdik. Batıda buna katılmalı ve bunun kararını vermeli. Bu dönemde dik duran direnenlere bizi mahçup etmeyen bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Şehitlerimize bir kez daha vefa borcumuz olsun diyoruz."

Yarın devam edecek kongre yapılacak tartışmalar sonucunda kararlara bağlanacak. Kongre'de alınan kararlar deklarasyonla kamuoyuna açıklanacak. (Diyarbakır/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et