'Devlet, Şehriban Sertkal'a yaşattığı mağduriyeti gidermeli'

İnanç YILDIZ
Antep

Antep’te, 6-8 Ekim Kobanê eylemlerine yönelik ırkçı saldırıda vurularak felç kalan işitme ve konuşma engelli 20 yaşındaki Şehriban Sertkal, mağdurken sanık yapıldığı Kobanê davasından önceki gün beraat etti. Sertkal’ın 15 aylık süre zarfında yaşadıklarını ve beraat kararını babası Tayyip Sertkal, avukatı Adnan Erol ve Sertkal’ın sağlık durumunu ve davasını yakından takip eden Türkiye İnsan Hakları Vakfı(TİHV) Genel Sekreteri Metin Bakkalcı’yla konuştuk. Baba Sertkal, mağduriyetlerinin hala devam ettiğini ifade ederken, avukat Erol ise devletin Sertkal’in yaşadığı mağduriyeti gidermesi gerektiğini ifade etti. Bakkalcı ise, toplumun Sertkal ve ailesine bir özür borcu olduğunu ifade etti.

TEK SANIKTI

Doğuştan işitme ve konuşma engelli 20 yaşındaki Şehriban Sertkal, evinin bulunduğu sokakta 3 kurşunla vurulmasının ardından felç kaldı. Sertkal ve ailesinin yaşadığı şok bununla bitmedi.  Aynı gün kamera kayıtlarında slogan atarken vurulduğu anlaşılan bir kadın tespit edildi. Aynı gün hastaneye kaldırılan tek kadın Sertkal olunca bir anda mağduru olduğu dosyada, “Terör Örgütüne üye olmak, görevi yaptırmamak için direnme, terör örgütü propagandası yapmak ve kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşe katılma”  iddialarıyla sanık koltuğuna oturtuldu. Önceki gün görülen duruşmada Sertkal, tek sanığı olduğu davadan beraat etti.  

MAĞDURİYETİ DEVAM EDİYOR

Beraat kararının gecikmiş bir karar olduğuna dikkat çeken Erol, “Umarım müvekkilimizin çok daha fazla psikolojik tahribatına yol açmadan devlet gereken özeni ve yükümlülüğü yerine getirir” dedi. Sertkal’ın vurulma olayının ardından yatağa mahkum olduğunu anlatan Erol, “Biz bu beraat kararının kağıt üzerinde bir karar olduğunu düşünüyoruz. Çünkü müvekkilimiz mağdur edildi. Halen giderilmemiş durumda” dedi. Bu anlamda 8 Aralık günü İdare mahkemesine tazminat davası açtıklarını söyleyen Erol, “Her ne kadar devletten meydana gelen zararı karşılamayacak ölçüde de olsa belli bir maddi tazminat talebimiz olacaktır. Devletin artık bu mağduriyeti görerek, müvekkilimin yaşadığı acıyı en azından bir nebze indirecek noktada davalarımızı kabul etmesini umuyoruz” diye devam etti. Sertkal’ın mahkemede vurulma olayına ilişkin kasklı birilerini gördüğünü söylediğini de belirten avukat Adnan Erol, Sertkal’ın polis ya da o gün görüntüleri basına da yansıyan silahlı, sopalı kişilerce vurulduğunu düşündüklerini ifade etti. Erol,  olaylarda 5 kişinin öldürüldüğünü ve bu dosyanın da “faili meçhul” bırakıldığını ifade etti.  

BABA SERTKAL: KIZIMIN HAYATI ELİNDEN ALINDI

Beraat kararına dair duygularını paylaşan Şehriban Sertkal’ın babası Teyyip Sertkal da, “Bir yıla aşkın hastane kapılarında mağdur edildik. Zaten benim kızımın gençliği, çocukluğu, öğrencilik hayatı, hakları hepsi elinden alındı. Sadece iki gözü görebiliyor, iki eliyle yemek yiyebiliyor. Yani polisin vicdanlarına sesleniyorum. Kızımı bu duruma getiren neden neydi, kastları neydi. Acaba bize karşı art niyetleri mi vardı? Böyle sağır ve dilsiz bir kızı bu hale getirip, koydular. Bir seneden beri hastane kapılarında mağduruz. Özellikle annesinin şuanki durumundan dolayı psikolojisi çok bozuk . Diyecek bir şey yok bu saatten sonra ne olacak ki beraat aldık” diye sordu.

'BU DAVA TÜRKİYE’NİN UTANCIDIR'

Sertkal’ın Ankara’da görülmeye başlayan tedavisini ve yaşanan dava sürecini Antep’e gelerek yakından takip eden TİHV Genel Sekreteridoktor Metin Bakkalcı da Sertkal’ın ağır bir insan hakları ihlaline maruz kaldığını ifade ederek, “15 ay önce ağır ateşli silahla yaralandı. Bunun sonucunda ne yazık ki kimi rahatsızlıklar ortaya çıktı. Şimdi bu ağır insan hakları ihlalinin sonucundaki bu genç kadındaki kayıpların tamamının telafisi için her şey tam mümkün olmayabilir. Her şeyin yapılması gerekirken, herkesin tanıklığında sadece ve sadece bu kadınla ilgili bir dava açıldı. Bu Türkiye’nin utancıdır. Bu hepimizin utancıdır” diye konuştu. “Bizim her şeyden önce toplum olarak bu genç kadına ve ailesine bir özür borcumuz var” diyen Bakkalcı, Sertkal’ı mağdur edenlerin cezasız kalarak korunması durumuna karşı TİHV olarak ellerinden geleni yapacaklarını ifade ederek şunları söyledi: “15 ay geçmiştir. 15 ay içerisinde elle tutulur bir adım atılmamıştır. Bundan sonra mutlaka hesabı sorulacaktır hiç kuşku yoktur.”