25 Aralık 2015 00:56

İspanya’da azınlık hükümeti mi erken seçim mi?

Paylaş

Hilal ÜNLÜ
Jesus de la ROZA
Gijon

İspanya’da, 20 Aralık’ta yapılan genel seçimlerde son 40 yılda elde edilen en farklı ve en parçalı sonuçlar ortaya çıktı.  Şimdiye kadar iktidardaki muhafazakar merkez sağ Halk Partisi (PP) ve ana muhalefet sosyal demokrat Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) sırayla salt çoğunluğu ya da basit çoğunluğu elde ederek sorunsuzca hükümet kuruyorlardı. İspanya Parlamentosu, 350 milletvekilinden oluşuyor ve bu durumda hükümet kurabilmek için gerekli milletvekili sayısı 176.

Bu seçimlerde her iki parti oldukça fazla oy kaybına uğradı. Halk Partisi (PP) elindeki salt çoğunluğu kaybetti; 2011 yılında yapılan seçimlerde yüzde 45 oy almışken bu seçimlerde yüzde 28’e düştü (123 milletvekili), 3.5 milyonun üzerinde oy kaybına uğradı. Ana muhalefet Sosyalist İşçi Partisi (PSOE), oy oranını yüzde 29’dan yüzde 22’e düşürdü (90 milletvekili); yani 1.5 milyon oy kaybına uğradı ki bu, Franko’nun ölümünden (1975-demokrasiye geçiş dönemi diye adlandırılan dönem) bu yana aldığı en kötü sonuç.

İKİ YENİ PARTİNİN DURUMU

Bu değişiklikten en kârlı çıkanlar ilk defa İspanya parlamentosuna giren iki parti oldu. Bunlardan biri Halk Partisi’nin yıpranmışlığından yararlanan yüzde 14 (40 millletvekil) oy alan (3.5 milyon, yaklaşık olarak Halk Partisinin kaybettiği oy) neoliberal Ciudadanos (Yurttaşlar) Partisi. Aslında kamuoyu yoklamalarına da yükseliş gösteren bu partinin beklentisi yüzde 20 alarak Halk Partisi ile birlikte kurulacak sağ bir hükümette belirleyici bir rol almaktı. Ancak bu olasılık ortadan kalktı; çünkü Halk Partisi ile birlikte sahip oldukları milletvekili sayısı salt çoğunluğu sağlayamıyor.

Seçimlerden kârlı çıkan ikinci parti ise iyi bir sonuç alan Podemos (Yapabiliriz). Solda en fazla oy alan parti konumuna geçmesine ramak kalmış olan bu partinin ana muhalefet Sosyalist İşçi Partisi ile arasinda yalnızca yüzde  1.5’luk bir fark var. Aldığı yaklaşık 5 milyon oyu (69 milletvekili) eskiden Halk Partisine ve Birleşik Sol’a (IU-içinde İspanya Komunist Partisi’nin de olduğu bir koalisyon partisi) oy verenlerden, Bask Bölgesi ve Katalonya’daki bağımsızlık yanlılarından aldı. Buna belki bir de içinde kamu hizmetlerinin dokunamazlığına katı bir şekilde vurgu yaptığı güçlü seçim kampanyası da eklenebilir.

PODEMOS İTTİFAKA HAYIR DEMESEYDİ...

Yine Podemos en iyi sonuçları diğer parti (Birleşik Sol-IU- gibi) ve toplumsal hareketlerle ittifak kurduğu Katalonya (en fazla oy alan parti oldu), genelde muhafazakar bir bölge olan Galiçya (ikinci parti oldu) ve son 20 yıldır hep Halk Partisi’nin hükümet ettiği Valensiya (birinci parti oldu) gibi özerk bölgelerde aldı. Sol seçmenlerin genel isteği bölgesel değil de tüm İspanya’da Birleşik Sol ve Podemos’un ittifak oluşturmasıydı. Böyle olmuş olsaydı parlamentoda sol hakimiyeti olacak ve büyük olasılıkla da hükümeti sol kesim oluşturacaktı. Öte yandan şu andaki sonuçlara göre de sol eğilimli partiler, sağcılardan yaklaşık 500 bin oy daha fazla oy aldı.
Diğer bir sorun İspanya’daki seçim sistemi. Bu sistem hem ülke hem de özerk bölgeler düzeyinde büyük partileri kollayan bir sistem. Dolayısıyla Birleşik Sol, 900 binin üzerinde oy almasına rağmen yalnızca 2 milletvekili çıkarırken Katalonya’daki cumhuriyetçi sol ERC partisi 600 bin oy ile 9 milletvekili çıkardı. Böylesi bir adaletsizliği şimdiye kadar ne Halk Partisi, ne Sosyalist İşçi Partisi ne de Katalonya ve Bask Bölgesindeki partiler karşı çıktı.

EN ÇOK OYU KATALONYA VE BASK’TA ALDI

Katalonya’da seçmenler, özerk bölge, belediye seçimleri ve merkez Madrid hükümetine yönelik oylarını farklı saiklerle kullanırlar. Yine son özerk bölge seçimlerinde oylar bağımsızlık yanlısı partiler (ittifak oluşturan Katalan burjuvazinin temsilcisi Convergencia ve sol cumhuriyetçi parti Erc) ile İspanyolizmo (İspanya’nın birliği) savunan partiler (PP ve Ciudadanos) olmak üzere iki kutupta toplanmıştı. Podemos bu iki taraftan farklı bir tavır takındı doğrudan bağımsızlık ya da İspanyolizm yerine Katalan halkının kendi kaderini tayin hakkı çerçevesinde bir referandum yapılmasını savundu. Buna Katalan halkının karar vermesi gerektiğini ileri sürdü.
Bu genel seçimlerde ise en iyi sonucu alma şansı, referandum yoluyla kendi kaderini tayin hakkını savunmaya devam eden ve İspanya çapında bir parti olan Podemos’undu. Bu durum Podemos’un Katalonya ve Bask Bölgesinde en fazla oyu alan parti olmasının nedeniydi. Çünkü bu özerk bolgelerdeki diğer bağımsızlıkçı partiler yalnızca bölgelerinde varlık gösteriyorlar ve merkezi Madrid hükümetinde az sayıdaydılar.

Bask bölgesinde bağımsızlıkçı sol Bildu’nun sandalye sayısı 7’den 2’ye düştü. Çok sayıda Basklı, çok sayıda Katalanı çeken aynı nedenlerde Podemos’a oy verdi; çünkü Podemos bu halkaların bağımsızlık yönündeki istemlerinin ülke çapında temsil edilmesini sağlayacak olan iyi sonuçlar alma potansiyeline sahipti. Kısacası bağımsızlık sorunun öne çıktığı bu iki bölgede seçmenlerin, özerk bölge seçimlerinde kendi bağımsızlıkçı partilerine oy verirken Merkez Madrid hükümetinde bağımsızlığın daha fazla dile getirilmesi için referandum yanlısı olan ve ülke çapında temsil edilen Podemos’u tercih ettiği söylenebilir.

HÜKÜMET TARTIŞMALARI BAŞLADI

Bugün yapılan tartışma ise İspanya’da hükümet kurulabilecek mi yoksa yeni bir seçime mi gereksinim var? Her şeyden önce şunu bilmek gerekir ki hükümet kurmak için öncelikle parlamentonun bir hükümet başkanı seçmesi gerekiyor. Bunun için de adayın salt çoğunluğu elde etmesi zorunlu ya da karşı oy kullananlardan daha fazla olan lehte oyların oluşturduğu basit azınlığı elde etmesi.
Ancak bu meclis aritmetiğine göre herhangi bir adayın mutlak çoğunluğu elde etmesi olanaksız görünüyor. Halk Partisi ile Ciudadanos’un ya da PSOE ile Podemos birlikte salt çoğunluğu oluşturamıyor. Dolayısıyla geriye bir azınlık hükümeti olasılığı kalıyor. Bu konuda görüşmeler başlamış durumda; ancak bu da pek kolay olacağa benzemiyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi hükümeti kuracak olan başkan adayının lehte çoğunluk oyu alması gerekir. Bunun için de PP’nin bir azınlık hükümeti kurabilmesi için PSOE’nin çekimser kalması... Ciudadanos çekimser kaldığı taktirde bu olanaklı; ancak bu kez de bu partinin Podemos karşı oy kullanma olasılığı söz konusu.

MART’A KADAR ÇÖZÜLMEK ZORUNDA

Hükümeti PSOE kurmak isterse bu durumda Podemos ve diğer bağımsızlıkçı partilerin (Bask Bölgesi ya da Katalonya’daki) desteğine gereksinimi söz konusu. Bu da olanaksız görünmekte; çünkü Podemos Katalonya’da özerklik referandumundan yana oysa PSOE buna karşı. Bir diğer konu PP ve Cidudadanos’un, büyük ihtimalle Podemos’un desteklediği bir adaya karşı oy kullanacak olması.

Bu anlamda durumun oldukça karmaşık olduğun söylenebilir. Ancak her ne olursa olsun bunun önümüzdeki yılın Mart ayından önce çözülmesi gerekir. Olmazsa yeni bir seçime gidilmek zorunda. Ancak bu “fiili iktidar güçleri”inin yani troyka, Angela Merkel, bankalar vb.’nin onaylamadığı bir seçenek. Bu güçler İspanya’da istikrarlı bir hükümetin oluşturulmasından yana. Bu nedenle PP’nin bir azınlık hükümeti oluşturması için bu güçlerden PSOE’ye (büyük koalisyon) yoğun bir baskı söz konusu. PSOE buna sıcak bakmıyor ancak herşey değişebilir. Olacakları görmek için önümüzde iki aydan fazla bir zaman var.

ÖNCEKİ HABER

‘Tam erkek’ olmak için yat, kalk, sürün

SONRAKİ HABER

AGD’ye Milli Eğitim eliyle propaganda izni

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...