Kapitalizm ve iklim değişikliği
Mehmet ÖZASLAN
Paris’te yapılan COP21’de 200’e yakın ülkenin imzaladığı sözleşmeden sonra bir kısım burjuva akademisyenlerin fosil yakıtlarının tarihe karıştığını yazdı. Özellikle kömürden enerji elde etmenin tarihe karıştığı propagandasının yapılması kapitalizmin, çevreci sanki dünyayı yaşanmaz hale getirenlerin kapitalist devletler olmadığı veya kapitalizmin bundan sonraki süreçte dünyamızı daha yaşanılır hale getireceği gibi bir algının yaratılmaya çalışıldığını görmekteyiz. İklim krizine yönelik kapitalizmin takındığı tutum, inandırıcılıktan uzaktır. Eğer iklim değişikliklerine yönelik mücadeleler ve mücadelelerin kitleler üzerindeki etkileri olmasaydı kapitalistler bu toplantıları gündemlerine bile almayacaklardı.
Gelişmiş kapitalist devletlerin az gelişmiş ülkelere bu süreçten etkilenmemeleri için sözde alınan iyi niyet kararları ise ABD’nin tutumuyla örtüşmüyor. ABD’nin bu süreçte herhangi bir yükümlülük altına girmeyi kabul etmediğini açıkça ifade etmesi bunun durumun önemli bir göstergesidir.
Ülkemizde ise onlarca termik santrallerin planlanması, özellikle Doğu Akdeniz’de 30’un üstünde kömürlü termik santrallerin yapılmak istenmesi, (örneğin; İskenderun körfezine, dünyada örneği görülmemiş bir şekilde komşu parsellere yan yana) yapılması düşünülen termik santraller bölgenin iklimini olumsuz yönde değiştireceği gibi bölgemizde yaşam ve üretim alanlarını yok edip yaşanmaz hale getirecektir.
Şuan İskenderun Organize Sanayide bir tane termik santral ve Yumurtalık termik santralleri faal olarak üretime devam etmekte. Eğer Doğu Akdeniz’de termik santraller engellenecekse Paris’teki toplantıdaki alınan kararlar sonucu olmayacaktır, bu termik santralleri yapımını engelleyecek olan kitlelerin mücadelesi olacaktır.
Türkiye’nin yanı sıra dünyanın dört bir yanında doğa kapitalistler tarafından sınırsızca sömürülmekte, dünyamız yaşanmaz hale getirildiği bir süreci yaşamaktayız. Paris’teki toplantıda kapitalist ülkelerin dünyanın iklimine olumlu katkıları olmayacağı gibi özellikle iklim krizini derinleştirmek olacaktır. Paris toplantısının hiç bir yaptırım gücü olmadığı dünyayı şirketlerin insafına bırakıldığı görülmektedir. Farklı bir sürecin işlemesi kapitalizm kendisiyle çelişir. Sonuçta ekoloji çevre mücadelesi ANTİ KAPİTALİST mücadelelere dönüşmediği süreçte başarılı olunması zor görünmektedir.
Evrensel'i Takip Et