Baluken'den Erdoğan'a yanıt: İradesi teslim alınacak bir halk yok

Sultan ÖZER
Ankara

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Durmak yok, hendeklerde yok olacaksınız” sözlerine tepki gösteren HDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken, “1925’ten Ağrı’dan, Zilan’dan Dersim’e bugüne kadar iradeyi kırmak isteyen egemen güçler hep bu zihniyetle davrandılar. Ama bu söylemlerle korkacak, sinecek, iradesi teslim alınacak bir halk yok artık” dedi. Baluken, savaş konseptinin ancak ortak bir barış iradesiyle kırılabileceğini ifade etti.

‘ETNİK TEMİZLİK BOYUTUNA ULAŞIYOR’

Mecliste sorularımızı yanıtlayan Baluken, eleştirilen o hendekleri kazan zihniyetin, bu halkı yok etmeye çalışan, tehditler savuran zihniyet olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:  “Gerek Cumhurbaşkanı, gerek Başbakanın bugüne kadar kullandığı savaş dili ve sahaya sürdüğü savaş konsepti orada halkı ve gençleri kendini savunma refleksine götürdü. Şu anda ortaya çıkan durumda da artık mevcut durum bir etnik temizlik boyutuna ulaştı. Bir coğrafyayı tamamen insansızlaştırma boyutuna ulaştı.”

‘BU SÖYLEMLER YENİ DEĞİL’

200 binin üzerinde insanın yerinden, yurdundan göç ettiğinin söylendiğini hatırlatan Baluken, her gün onlarca insanın yaşamını yitirdiğini, katledildiğini ifade etti. Kentlerde, günlerce insanları aç, susuz ve elektriksiz bırakacak şekilde, hukuka, insanlığa ve ahlaka aykırı bir biçimde sokağa çıkma yasağının uygulandığını kaydeden Baluken, geçmiş ezberlerle bu meselenin çözülemeyeceğine vurgu yaptı. “Ev temizleyeceğiz, hendeklere gömeceğiz, büyük temizlik operasyonu başladı” gibi söylemleri  Kürt halkının ilk kez, Erdoğan ya da AKP’den duymadığını vurgulayan Baluken, şunları söyledi: “1925’ten Ağrı’dan, Zilan’dan, Dersim’e, bugüne kadar, iradeyi kırmak isteyen egemen güçler hep bu zihniyetle davrandılar. Halkı korkutacaklarını, kendi dili, kimliği, inancı, statü talebinden bu söylemlerle vazgeçireceklerini zannettiler. Ama ortaya çıkıyor ki, bu söylemlerle korkacak, sinecek, iradesi teslim alınacak bir halk yok artık.”

O nedenle, AKP yöneticilerinin, Başbakanın ve  Erdoğan’ın bu dilden bir an önce sıyrılması gerektiğini kaydeden Baluken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın icrai bir görevi olmamasına rağmen, kafasındaki bir rejimi fiili olarak hayata geçirmeye çalıştığını, bütün bunlarla toplumu hazırlamaya çalıştığını söyledi.

‘ÇÖZÜM SÜRECİ DENEYİMİ ORTADA İKEN...’

Bu katliam ve savaş konseptinin devreye girdiği andan itibaren, buna karşı hep çağrı yaptıklarını hatırlatan Baluken, savaş konseptinin ancak ortak bir barış iradesi ile kırılabileceğini ifade etti. İki buçuk yıllık çözüm süreci boyunca, çatışmalı süreçten kaynaklı ölümleri minimalize etmek için çok çaba harcadıklarını, bunu da bütün Türkiye’nin bildiğini kaydeden Baluken, “Asker, polis, gerilla, sivil ölümlerini neredeyse sıfır noktasına getirdik. Böyle bir deneyim, tablo ortada iken birtakım siyasi hesaplar, bölgesel  gelişmelerde birtakım maceracı politikalar uğruna bu ülkenin her tarafının yangın, savaş yerine çevrilmesine halklarımızın müsaade etmemesi gerekir” dedi.

‘BU İRADE KIRILIRSA, KİMSENİN SESİ ÇIKAMAZ’

Kürtlerin orada sadece kendi öz yönetim talebi için direnmediğini, bütün Türkiye halklarının karşı karşıya kaldığı hegemonik, otokratik sistemin gelişmesini önlemek için direndiğini kaydeden Baluken, “Bu irade kırılırsa Türkiye’de bundan sonra kendisine muhalifim diyen hiç kimsenin sesi çıkamayacak. Bunu herkesin görmesi lazım” uyarısında bulundu.

Baluken, “Türkiye’deki bütün demokrasi ve barış çevrelerinin Kürt halkının karşı karşıya kaldığı sivil katliamlara karşı ses çıkarması, bu savaş konseptini mahkum etmesi, Kürt halkının meşru olarak bu darbe ve savaş konseptine karşı direnişini de sahiplenmesi gerekir” dedi.