13 Aralık 2015 10:00

Erdal Eren mezarı başında anıldı: 'Bombalar da patlatsanız barış kazanacak'

12 Eylül cuntası tarafından 17 yaşında idam edilen Erdal Eren, katledilişinin 35. yılında tüm Türkiye’de anılacak. Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere birçok ilde Erdal Eren’i anacak olan gençler, savaşa ve katliamlara karşı ‘barış’ diye haykıracaklar.

Paylaş

12 Eylül darbesi tarafından “Asmayalım da besleyelim mi” denilerek idam edilen Erdal Eren'le birlikte Sinan Suner ve Ercan Koca 35 yıl sonra yine mücadele sözüyle anıldı. Darbecilerin hayalini kurduğu karanlığın bugün de sürdüğüne vurgu yapan gençler, bu karanlığı delmek için tıpkı Erdal gibi sınıfın saflarında mücadele edeceklerini söylediler.

Emek Gençliği tarafından düzenlenen anmaya Emek Partisi (EMEP) üyeleri, Devrimci 78’liler Federasyonu üyeleri, Sivas Madımak katliamında yaşamını yitiren Yasemin ve Asuman Sivri’nin anne ve babası, 10 Ekim katliamında yaşamını yitiren Dilan Sarıkaya’nın babası İzzet Sarıkaya, Erdal Eren ve Ercan Koca’nın aileleri ile çeşitli sendikalardan yöneticiler katıldı.

Karşıyaka Mezarlığı 2 No’lu kapıda başlayan anmada gençlerin yoğun katılımı dikkat çekti. 2 No’lu kapıdan sloganlarla yürüyen gençler, Erdal Eren’in mezarı başında, tüm devrimciler anısına saygı duruşunda bulundu.

FARKLI DİLLER KONUŞTU ERDAL’LAR

Emek Gençliği adına konuşan Dilan Ortakçı, “Her 13 Aralık’ta daha fazla gençle, yeni Erdallarla birlikte burada yoldaşımızın başında onu ziyaret ederek, ona mücadele sözü veriyoruz” dedi.

Erdal Eren’in daha 17 yaşında liseli bir genç olarak baskılara, antidemokratik uygulamalara rağmen işçi sınıfının mücadelesine bağlandığını, kurtuluşunu işçi sınıfının mücadelesinde gördüğünü dile getiren Ortakçı, Erdal’ın son sözlerinde dahi ‘Elbette hayatta olmayı ve mücadele etmeyi arzulardım’ diyerek mücadele kararlılığını dile getirdiğini hatırlattı.

İdamın ardından halkın bu hukuksuzluğu unutmadığını, lanet okuduğunu dile getiren Dilan Ortakçı, “İdamının dünyaya yankısından dolayı farklı coğrafyalarda, farklı diller konuşan, bambaşka hayatları olan Erdal Erenler dünyaya gelmiş, bu gençler Erdal’ın bıraktığı mücadeleyi en ön saflarda göğüslemiştir” dedi.

BARIŞTAN KORKUYORLAR

12 Eylül’den bugüne zihniyetin değişmediğini de belirten Ortakçı, “Hrant Dink’ten Tahir Elçi’ye barış savunucuları hâlâ katledilmekte, muhalif kalemleri olan gazeteciler gözaltına alınmakta, sansür uygulanmakta, tutuklanmakta. Hâlâ Bölgede sokağa çıkma yasakları ilan edilmekte, kundaktaki bebekler katledilmekte. Grevler yasaklanmakta, demokratik haklarını kullanmak isteyen insanlar katledilmekte. Daha iki ay önce 10 Ekim günü Tren Garının önünde, Türkiye’nin her bir tarafından gelen barış elçileri, emperyalist güçler tarafından beslenmiş cihatçı kafatasçı barbar çeteler tarafından katledildi” diye konuştu.

‘KORKMAZ, DİLAN, ŞEBNEM, ELİF, ALİ GİBİ’

35 yıldır korku yaratmaya çalışan bu zihniyete rağmen, “Bir ölsek de bin doğarız” dediklerini aktaran Dilan Ortakçı, mücadelenin dalga dalga güçlenerek sürdüğünü söyledi. Ortakçı, “Erdal’ın darağacına yürüdüğü yaşta olan liseliler, üniversiteliler, işçi ve işsiz gençler olarak, Erdal’ın kararlılığı ve azmiyle işçi sınıfının mücadelesine bağlanmalı ve işçi sınıfının partisinde örgütlenmeliyiz” dedi. “Tıpkı 10 Ekim günü katledilen Korkmaz yoldaşımızın işçi direnişlerinde, grevlerde en ön saflarda yer alması gibi. Tıpkı üniversitesinde kadın mücadelesini omuzlayan Dilan, Şebnem yoldaşlarımız gibi. Tıpkı hayallerinde parti profesyoneli olmak isteyen Elif gibi. Tıpkı karanlığı delen yumruğunu sıkan Ali Deniz gibi mücadelemizi sahiplenmeliyiz” diyen Dilan ortakçı, yitirdikleri yoldaşlarına sözünün onların bıraktığı bayrağı daha da yükseltmek, mücadeleyi sürdürmek olduğunu söyledi.
Burak Can isimli genç de Erdal’ın ailesine yazdığı son mektubu okudu.

Daha sonra, Erdal Eren’in idamını protesto ederken gözaltına alınıp işkencede katledilen Ercan Koca’nın mezarı başında bir anma gerçekleşti. Anma, gençlerin hep bir ağızdan verdikleri mücadele sözü ile sona erdi.

‘KATLİAMCI DÜZENLERİ SÜRÜYOR’

Devrimci 78’liler Federasyonu adına söz alan Hüseyin Esentürk, aradan geçen 35 yıla rağmen 12 Eylül’ün bütün kurum kuruluşlarıyla devam ettiğini, sistemin kendini yenileyip, beslediğini söyledi. Katliamcı geleneğin hâlâ işbaşında olduğunu, sokağa çıkma yasaklarıyla, gazetecilerin tutuklanmasıyla, barış isteyenlerin katledilmesiyle sürdüğünü kaydeden Esentürk, Erdal Eren’in idam sehpasına giderken gösterdiği kararlılıkla mücadelenin sürmesi gerektiğini ifade etti.

‘ERDAL’A SÖZÜMÜZ OLSUN’

EMEP Ankara İl Başkanı İlke Işık da, Erdal’ın yaşadığı günlere benzer günlerden geçildiğini belirtti. Sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği, sokağa çıkanların bombaların hedefi olduğu, çocuk ve gençlerin evlerinden çıktıkları için infaz edildiği günlerin yaşandığı belirten Işık, “İstiyorlar ki sokağa çıkmayalım, bu lanet çürümüş düzene razı olalım. Hiçbir şeye itiraz etmeyelim ve bu düzen böyle devam etsin, sarayları saltanatları böyle sürsün istiyorlar” dedi.

Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç ve Ankara patlamalarını hatırlatan Işık, şunları söyledi: “Erdal’ı asanların mezarının başında her yıl anma yapanlar var mı? Hayır, kimse onları hatırlamayacak. 102 yoldaşımızı katledenlerin de sonu böyle olacak. Ne sarayları ne saltanatları, onları hiçbir şey kurtaramayacak. Onların da sonu, tarihin mezarlığı olacak. Ama bunun için bir kez daha söz verelim. Erdal’ın, Korkmaz’ın, Dilan’ın, Şebnem’in, Ali Deniz’in, Dicle’nin yoldaşları olarak bir kez daha söz verelim. Bu lanet düzenleri yıkılıncaya kadar, bu kokuşmuş sistem tarihin çöplüğüne gömülene kadar mücadele edeceğiz. Ama daha çok mücadele edeceğiz. Bombalar da patlatsanız, önümüze her türlü engeli de koysanız biliyoruz ki, sonunda devrim kazanacak, sosyalizm kazanacak. Erdal’a ve yoldaşlarına bir kez daha sözümüz budur.” (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Asgari ücretle çalışan işçi: 6 ay çalışırsam 6 tane ‘Saray bardağı’ alırım

SONRAKİ HABER

Golden State Warriors nihayet yenildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...