12 Aralık 2015 00:30

Rusya krizinden doğan zarar bütünüyle tazmin edilmeli

Paylaş

Emine UYAR
İzmir

Rus uçağının düşürülmesi ile birlikte Rusya’nın Türkiye’den ithal ettiği tarım ürünlerine ambargo koymasının etkileri başta üreticiler olmak üzere pek çok sektörde görülmeye başlandı.    

Rusya resmi olarak 1 Ocak 2016’dan itibaren başlatacağını duyurduğu ambargoyu TIR’ları bekleterek fiilen uyguluyor. Ambargo uygulamasının iç pazardaki fiyatları düşüreceği beklentisi ise Türkiye’deki sistemden kaynaklı mümkün görünmüyor.

Türkiye’nin domates başta olmak üzere yaş sebze-meyve ağırlıklı yıllık tarımsal ihracatı 1.2 milyar dolar düzeyinde. Rusya’dan ise başta buğday olmak üzere 3 milyar dolara yakın tarım ürünü ithalatı yapılıyor.  

Alınan kararın etkilerini sorduğumuz Tarım Uzmanı Gazeteci Ali Ekber Yıldırım, söz konusu karar nedeni ile başta üreticilerinki olmak üzere ortaya çıkan tüm zararın tazmin edilmesi gerektiğini vurguluyor.  

SORUN HAFİFE ALINAMAZ

Türkiye’nin 10 yılda büyük uğraşlar sonucu Rusya pazarında yer edindiğini ve Türkiye açısından yaş meyve sebze ihracatında birinci pazar durumunda olduğunu belirten Yıldırım,  Türkiye’nin Rusya’ya, “Alsan ne olur almasan ne olur” diyebilecek bir durumda olmadığını ifade ediyor.

Burada, ‘En çok hangi ülke daha zor duruma düşer’i tartışmaktan öte birbiri ile komşu ve ticareti olan iki ülke olarak bakmak gerektiğini, tamamen üretici ve tüketicileri etkileyecek bir karar alınmasının tartışılması gerektiğini belirtiyor.  

Yıldırım, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Rusya ile sıfır ilişki olsa dahi Türkiye’nin kaybının 9 milyar dolar olduğunu bunun da ekonomiye yansımasının binde üç-dört arasında bir değer olduğunu ifade ederek küçümsemesini eleştiriyor. “Mesele sadece 9 milyar dolar meselesi değil. Örneğin domatesin bir üreticisi var, kullandığı ilaç, gübre, tohum gibi birçok girdi var, bunları temin edenler, o ürünün hasadında çalışanlar, bunu ambalajlayıp taşıyanlar var. 9 milyar doları sadece fatura üzerinden değerlendiremezsiniz. İnsan yaşamını etkileyen bölümlerine bakmak gerekiyor” diyor.

Sorunun sadece Rusya gümrüğünde bekleyen ürün sorunu olmadığını altını çizen Yıldırım,  üreticinin, önümüzdeki dönem bu ürünü ekip ekmeyeceğini düşündüğünü belirtiyor.

SADECE RUSYA’YA ÖZEL ÜRÜNLER YETİŞTİRİLİYOR

Yıldırım, “Biz Rusya’ya özel ürünler üretiyoruz. Örneğin onların tükettiği salatalık bizim kornişon dediğimiz ve turşuda kullandığımız ürün. Onlar daha büyüğünü sofralık olarak tüketiyorlar. Avrupa’ya ihraç ettiğimiz domates daha çok salkım dediğimiz küçük domatesler, Rusya ise daha büyük domates alıyor. Dolayısıyla biz bunları başka bir pazara satalım dediğinizde de kolay değil. Çünkü bir pazara girmek çok kolay değil” diyor.

Rusya’daki halk için de aynı şeyin geçerli olduğun belirten Yıldırım, “Orada fiyatlar yükselmeye başladı. Onların günlük beslenmesinde, çalışan işçilerin işini kaybetmesi, TIR’larda çalışanların veya gümrük işlemlerini yapanların zincirleme bütün insanların yaşamını olumsuz etkileyen bir süreç var” diyor.

Hükümetin “İhracatçılarımızın zararlarını tazmin edeceğiz” açıklamasına da değinen Yıldırım, “Elbette ihracatçıların zararlarının karşılanması gerekiyor ama işini kaybeden insanlar ne olacak? Çiftçinin zararı ne olacak? Bunun bir bütün olarak ele alınması ve tazminin herkesi kapsayacak şekilde yapılması gerektiğini belirtti.  

Yukarıdan alınan kararlar ile iki ülke halkının cezalandırıldığını belirten Yıldırım, buğdayı Rusya’dan ithal eder durumda olduğumuzu hatırlatarak, ithal bağımlılığından da kurtulmak gerektiğini vurguladı.

SİSTEM FİYATLARIN DÜŞMESİNE İZİN VERMİYOR

Ambargonun ardından normalde olması gerekenin fiyatların düşmesi olduğunu ancak sadece üreticinin elindeki fiyatların düştüğünü belirten Ali Ekber Yıldırım, “Örneğin domates üretiminin yapıldığı Antalya’da yüzde 50-60’lara varan oranlarda fiyat düştü fakat büyükşehirlerde hiçbir değişiklik olmadı. Hatta kış geliyor diye bu olaydan bir hafta önce ciddi olarak fiyatlar yükseldi. Bu da çok yanlış bir uygulamaydı. Üretici de ucuz tüketici de aynı hatta daha pahalı olarak devam ediyor” dedi. Şu anki yapı ile fiyatların düşmeyeceğini belirten Yıldırım, “Bunun sebebi Türkiye’deki gıda ürünlerinde üretici ile tüketici arasındaki uçurumun büyük olması ve bunu denetleyici hiçbir mekanizmanın olmaması. Denetimden sorumlu bir gıda komitesi kuruldu. Ama sadece kuruldu hiçbir iş yapmadı bugüne kadar.

ÖNCEKİ HABER

İnşaat-İş üyesi işçiler: Atılan işçiler geri alınsın

SONRAKİ HABER

Ford Otosan’ın gücünün kaynağı ne?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa