11 Aralık 2015 16:28

12 Eylül darbesinden 10 Ekim Ankara Katliamı'na

ROTA

Paylaş

AKP 7 Haziran'da emekçilerin önemli bir bölümünü istediği temelde kamplaştıramadı. Geniş emekçi yığınlarının acil taleplerini görünmez kılacak üç ay ile istikrar-sızlık ve güvenlik/korku atmosferi içerisinde 1 Kasım'dan güçlenerek çıktı.

Bu siyasi konjonktüre bağlı olarak tüm muhalif seslerin ezilmesi için gerçeği ters yüz eden kara bir propaganda altında sermaye hükümetinin uygulamalarına ses çıkaran, tek sesliliği bozan tüm kesimlere operasyon başlattı. 1 Kasım seçimlerinden sonra da süren sindirme merkezli saldırı konsepti; Amed, Suruç, Ankara katliamları; suikastlar, sokağa çıkma yasakları, gazetelerin basılması ve gazetecilerin tutuklanması gibi 12 Eylül'ü aratmayacak uygulamalarla devam ediyor.

12 Eylül darbesi ve 10 Ekim Ankara Katliamı arasında darbeci paşalarla, padişah bozması saraylıları bir kenara bırakırsak, asıl benzerliğin bu saldırıların komutasındaki egemen sınıfların, burjuvazinin temsilcilerinin tutumunda olduğunu göreceğiz.

Lisesinde, üniversitesinde demokratik haklarını isteyen gençlerden biri; her gencin parasız ve nitelikli bir eğitim alabilmesini savunan devrimci bir genç Erdal Eren böyle bir dönemde katledildi.

17 yaşında Erdal, milyonlarca gencin taleplerini görünmez kılmak, mücadelelerini sindirmek için idam edildi.

Dün Erdal'ın ismiyle özdeşleşen her milliyetten Türkiye gençliğinin talepleri hala karşılanmadı. Hala milyonlarca genç işsizlik ve geleceksizlikle karşı karşıya.  

DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY: "MÜCADELENİN KENDİSİDİR"

Darbenin AKP eliyle sürdürülmesi sadece söz gelimi bir ifade değil, her gün yaşamımızda ete kemiğe bürünen somut bir durumun ifadesi. Darbenin, burjuvazinin ihtiyaçlarına göre sosyal mühendislik yaparak hem yasal düzenlemeler yapması hem toplumu sindirmesi hem de işçi sınıfının ve gençliğin örgütlerini dağıtarak, gençlik önderlerini katletmesiyle aynı tutumdur; AKP eliyle sürdürülen ve hedefine tüm işçi sınıfımızı ve gençliği almış saldırı tutumu.
İşte bu tutumla bir aydır İstanbul Üniversitesi, Anadolu üniversitesi başta olmak üzere tüm üniversitelere YÖK, rektörlük, polis, cihatçı çeteler elbirliğiyle provokasyonlar ve saldırılar gerçekleştirenler, esas olarak bizlerin taleplerine saldırıyorlar. Gençliğin talepleri etrafında örgütlenmeleri karşısında mezhep, din ve ırk temelli şekilde parçalanmasını ve düzene yedeklenmesini umarak, üniversitelerde uzun yıllardır görünmeyen bir terör havasını doğrudan devlet eliyle (örneğin IŞİD bağlantılı grupların üniversiteye polislerin yanlarından geçerek girmesi ve saldırması gibi) yönetiyorlar.

Bu nedenle Erdal'la aynı yolla cevap vereceğiz sermaye gericiliğine, korkmadığımızı, sinmediğimizi ve mücadele edeceğimizi her yerde sermaye hükümeti AKP'nin en korktuğu şeyi yaparak; milyonlarca genci en acil talepleri etrafında mücadeleye çağırarak dikileceğiz karşılarına! Erdal Erenlerimiz bizlerin eşit ve özgür gelecek mücadelemizde, örgütlü mücadele ile simgeleşmiş, sinmeyen ve boyun eğmeyen kararlı devrimciler olarak yaşayacak!

 

ÖNCEKİ HABER

Ahkamı Erdoğan kesiyor; bedeli bize ödetiliyor!

SONRAKİ HABER

Sur'a giren 5 gazeteci gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...