11 Aralık 2015 16:26

Ahkamı Erdoğan kesiyor; bedeli bize ödetiliyor!

Bugün de emperyalist odakların savaş kamplaşmasının halinde olan Türkiye halklarının ödeyeceği bedel ortadadır. Şimdi yazının başında bahsettiğim arkadaşıma söylemek isterim ki; Kardeşim, o düşürülen uçağın bedelini ne ahkam kesen AKP Hükümeti ne de NATO ödeyecek. O bedeli biz ödeyeceğiz.

Paylaş

Sinancem ALİKOÇ
ODTÜ

Rus uçağının Türk jetleri tarafından düşürülmesinin ardından birkaç arkadaşla konuyu konuşuyoruz. Arkadaşlardan bir tanesi: "Oğlum çok iyi ya, nasıl düşürdük uçağı! Düşünsene abi; Türkiye, Rusya uçağını düşüren ilk ve tek NATO ülkesi. Bizim sınırlarımızı ihlal ederlerse olacağı bu!" diyor. Daha da hararetli tartışmaya başlıyoruz ama ne fayda... Kimse birbirini ikna edemiyor. Neyse o tartışmada duyulamayanları, anlatamadıklarımı anlatırım diyerek başlayayım yazıya.
NATO neydi? Türkiye nereydi? Rusya uçağını düşüren ilk ve tek ülkenin Türkiye olmasının sebebi neydi? "Sebep gayet açık, sınırımızı ihlal ettiler. Uyardık. Ama dinlemediler. Biz de vurduk." Bu sözlerle ahkam kesen devlet erkanı ve bunların şürekaları NATO'nun Türkiye'deki üslerine ve harekat merkezlerine ne diyorlar acaba? Türkiye toprakları içinde NATO'nun 5 hava üssü, 1 deniz üssü ve 18 hava harekat merkezi bulunuyor. Elbette resmi bir sınır ihlali değil ama 15 saniye Türkiye hava sahasını ihlal eden bir Rusya uçağı kadar tehlikeli.
EMPERYALİSTLERİN KARAKOLU
OLMANIN GEREĞİ!
Rusya uçağının vurulması ve NATO'nun üst ve harekat merkezlerinin Türkiye'nin batılı emperyalistler ve Amerika için Ortadoğu'daki sıcak paylaşım savaşı için bir ileri karakol olduğu gösteriyor. Temmuz 2015'te, Türkiye'nin ulusal güvenliği tehlikesi gerekçesiyle yapılan toplantıda 13. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in "NATO gelişmeleri yakından izliyor; müttefikimiz Türkiye'nin yanında güçlü bir dayanışma içinde duruyoruz." sözleri, Ekim 2015'te gerçekleşen toplantı ve son olarak NATO'nun Türkiye'ye savaş uçakları, Akdeniz'e savaş gemileri göndermesi açıkça gösteriyor ki NATO ileri karakoluna tam da bu dönem daha da güç veriyor. Buradaki yığınaklarını yeniden güçlendiriyor. Ortadoğu'da süren ve bugünlerde tüm dünyaya sıçramasından korkulan paylaşım savaşında kozlar yeniden paylaşılıyor. İttifaklar yeniden seçiliyor. Tıpkı tarihte olduğu gibi. Soğuk savaş döneminde SSCB Küba'ya füzelerini dizerken ABD de Türkiye'ye füzelerini yerleştirmişti.
O BEDELİ BİZ ÖDEYECEĞİZ KARDEŞİM!
Tarihten de bugün yaşananlardan da anladığımız; emperyalistler arasında başlayan savaş kutuplarının bedellerini en ağır biçimde ödeyenin halklar olduğudur.
Bugün de emperyalist odakların savaş kamplaşmasının yığınağı halinde olan Türkiye halklarının ödeyeceği bedel ortadadır. Şimdi yazının başında bahsettiğim arkadaşıma söylemek isterim ki; Kardeşim, o düşürülen uçağın bedelini ne ahkam kesen AKP Hükümeti ne de NATO ödeyecek.
O bedeli biz ödeyeceğiz. Bedeli eğitim hakkımız, ekmeğimiz ve yaşama hakkımız olacak. Kardeşim eğer bu bedeli ödemek istemiyorsak AKP'nin savaş politikalarına dur demeli, anti - emperyalist mücadeleyi büyütmeliyiz.