10 Aralık 2015 00:47

Savaş karşıtları, büyüyen silah tekellerine karşı mücadeleye çağırıyor

22 yıldır her yıl Kassel’de buluşan ve pek çok büyük eylemin altına imzasını atan Almanya Barış Konseyi, bu yıl 5-6 Aralık’ta savaş ve terörün gölgesinde toplandı. Katılımcılar, savaşa karşı yapılacak eylemlere güçlü katılım çağrısı yaptı. Giderek büyüyen silah sanayiine karşı mücadelenin yükseltilmesi kararı alındı. Alanda örgütlü sendikalarla görüşmeler yapıldı.

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Orhan DEMİREL
Kassel

Almanya Barış Konseyinin (Friedenratschlag) bu yılki toplantısı Federal Parlamento tarafından Suriye’de görev yapmak üzere İncirlik üssüne 6 tornado, bir havada yakıt ikmal uçağı, bir firkateyn ve 1200 askerin gönderilmesi kararını aldığı günün ertesine denk geldi. Kassel Üniversitesinde yapılan toplantıya Meclisin almış olduğu bu karar damgasını vurdu.

Yapılan bütün konuşmalarda, iki nokta öne çıktı: Birincisi, Alman hükümetinin ilk kez bu kadar kısa sürede hızlı bir karar alması, ikincisi de silah üretiminin durdurulması, silah fabrikalarının sivil amaçlar için kullanıma açılmasıydı.

Uzun yıllar konseyin sözcülüğünü yapan Peter Strutynski için yapılan saygı duruşuyla başlayan toplantı, Eş Sözcü Lühr Henken’in deyişiyle bugüne kadar yapılan toplantıların en kalabalığıydı.

1994’te kurulan konseye ülke genelinde barış konusunda çalışmalar yapan yerel örgütlerin temsilcileri ve akademisyenler katılıyor. Ülkenin değişik kentlerinden gelen 400’ü aşkın bilim insanı, sendikacı, siyasetçi, örgüt temsilcisi ve barış savunucusu iki gün boyunca başta Suriye ve Irak’taki çatışmalar ve terör saldırıları olmak üzere değişik alanlara ilişkin konuları ele alarak değerlendirmede bulundu.

UKRAYNA’DAN SURİYE’YE DÜNYANIN HALİ

“Silah satan ve savaş yapanlar teröre neden oluyor” başlığıyla düzenlenen bu yılki toplantının açılış konuşmasını yapan Anne Rieger, Ortadoğu uzmanlarının çoğunun Suriye’de savaşın büyüyeceğine dikkat çektiğini belirterek, “Savaşla IŞİD’i zayıflatacaklarını sananlar hem bölgedeki durumu daha kötüleştiriyorlar hem de terör saldırılarını yayılmasına neden oluyorlar” dedi. Fransa halkının acısını paylaştıklarını ve dayanışma içinde olduklarını belirten Reiger, “Radikal dinci örgütler, IŞİD’de görüldüğü gibi öncesine göre çok daha güçlüler. Bu nedenle Almanya’nın Suriye’de görevlendirmek üzere bölgeye silah ve asker göndermesi de terörü engellemeyecektir. Tersine Almanya ve Avrupa’da terör tehlikesini daha da artırıyor” dedi.

'SURİYE'NİN BU DURUMU ULUSLARARASI HUKUK İHLALİDİR'

Almanya Barış Konseyinin ilk oturumda Prof. Norman Peach, Gazeteci-Yazar Karin Leukefeld ve Sol Parti Federal Parlamento Milletvekili Alexander Neu birer sunum yaptılar.

Sıkı bir Birleşmiş Milletler (BM) savunucusu olan, daha önce de Sol Parti’den bir dönem milletvekilliği yapan Norman Peach, Suriye’nin BM üyesi ülkeler tarafından savaş alanına çevrilmesinin tam olarak uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini söyledi.
Gelinen durumu “BM’in sefaleti” olarak tanımlayan Peach, Suriye’deki uluslararası hukuk ihlalinin sorumlusunun BM değil, müdahaleci devletler olduğunu ileri sürdü, BM’nin görevinin NATO’ya, AB’ye devredilemeyeceğini vurguladı ve Almanya’nın asker gönderme kararına da tepki gösterdi.

SURİYE’DE UMUT VAR

Eylül ayında Şam’dan dönen Gazeteci-Yazar Karin Leukefeld de, Suriye’de rejimin kontrolü altında bulunan bölgelerde yaşamı anlattı: “Elektrikler çoğunlukla kesik, sular akmıyor. Çocuklar okula gitmekte zorlanıyor. Her an bomba, silah sesi duymak mümkün. Bütün bunlara rağmen radikal dinci örgütün kontrol ettiği bölgelerden kaçarak gelenler geleceğe umutla bakıyorlar. Savaşın bir an önce bitmesini ve evlerine dönecekleri günü bekliyorlar” dedi.

Suriye rejiminin muhaliflerle bağlantıya geçerek uzlaşma arayışına girdiğini ve son haftalarda önemli mesafeler katettiğini ileri süren Leukefeld, 40 değişik bölgede ateşkes görüşmelerinin devam ettiğini, BM’in devreye girmesi, dış güçlerin müdahale etmemesi durumunda çatışmaların altı ay içinde biteceğine inandığını söyledi. Leukefeld, ayrıca Almanya ve AB’nin Şam yönetimiyle doğrudan irtibata geçmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

ABD-RUSYA ÇATIŞMASI

Sol Parti Federal Milletvekili Alexander Neu konuşmasında, ABD ve müttefiklerinin Ukrayna ve Suriye üzerinden Rusya’nın etki alanını daraltmaya çalıştığını belirterek, çatışmaların Rusya’nın kendi çıkarlarını korumaya kararlı olmasından dolayı meydana geldiğini belirtti. ABD ve AB’nin Ukrayna’yı nasıl karıştırdığını anlatan Neu, bu ülkenin Batı ile Rusya arasında bir köprü görevi gördüğünü, bu nedenle federatif ve tarafsız bir ülke olduğu takdirde sorunların aşılabileceğini sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından gruplara ayrılan katılımcılar, tam 32 ayrı çalışma grubunda gelişmeleri değerlendirdi.

‘BARIŞ MÜCADELESİNİ YÜKSELTELİM’

Barış Konseyi toplantısında 10 Ocak’ta Berlin’de yapılacak Rosa Luxemburg ve Karl Liebcknecht’i anma gösterisine güçlü katılım sağlanması çağrısı yapıldı. Ayrıca 13 Şubat’ta Münih’te NATO Güvenlik Konferansına karşı yapılacak eylemin de güçlü geçmesi için şimdiden harekete geçilmesi istendi. Mart ayında ise geleneksel Paskalya gösterileri yapılacak.  Bütün bu eylemlerin savaşa ve silahlanmaya karşı eylemler olduğunu söyleyen Konsey Basın Sözcüsü Frank Skischus, önümüzdeki günlerin barış mücadelesini güçlendirme dönemi olacağını belirtti. Toplantıya katılımın yüksek olması ve forumlarda yapılan tartışmalar barış hareketinin zaman geçirmeden savaşa karşı harekete geçmesi gerektiğini bir kez daha gösterdi.

SİLAH SANAYİİNDE İŞÇİ SAYISI ARTIYOR

Barış Konseyinin toplantısında dikkat çeken bir tartışma da silah üretiminin durdurulması, satışının yasaklanması üzerine oldu. Savaş karşıtı mücadelede silah üretimin durdurulması gerekliliğini tartışan Barış Konseyi, konuyu IG Metall Sendikası Baden-Württemberg Eyalet Başkanı Roman Zitzelsberger ile tartışmak üzere ayrı bir toplantı düzenledi. Katılımın yoğun olduğu toplantıda konuşan Zitzelsberger, Almanya’nın bazı durumlarda yurt dışına asker göndermesi gerektiğini, silah sanayiinin hemen kapatılıp sivil amaçlar için kullanılamayacağını savundu.

80 BİN İŞÇİ, 100 BİNE ÇIKARILDI

Verilen bilgilere göre daha önce 80 bin kişinin çalıştığı silah fabrikalarında şimdi 100 bin kişi çalışıyor. Çalışanların sayısı bir ara 120 bine kadar çıkmış.

Zitzelsberger, silah fabrikaların bir anda sivil amaçlar için kullanılamayacağını, bunun için bir geçiş dönemine ihtiyaç duyulduğunu ve bu süre içerisinde çalışanların iş güvencesinin sağlanması gerektiğini ifade etti.

SİLAH SANAYİİNE KARŞI MÜCADELE

Daha sonra yapılan tartışmalarda, yıllar önce savaş karşıtlarının gündeminde olan yurt dışına silah satışının durdurulması ve silah üretiminin yasaklanması şeklindeki taleplerin önümüzdeki dönemde barış mücadelesinin önemli konularından biri olması gerektiği üzerinde görüş birliğine varıldı.

Bu çerçevede ilk etapta terör örgütlerine silah verdiği ileri sürülen Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelere yönelik Almanya’nın silah ambargosu koyması talebinin yükseltilmesi gerektiğine işaret edildi.

ÖNCEKİ HABER

Brezilya'da eğitim hakkı için 180 okulu işgal eden liseliler kazandı

SONRAKİ HABER

Diyarbakır'da binler Sur için eylemde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...