07 Aralık 2015 00:58

Arap basını: ‘IŞİD’e karşı tek seçenek Esad’

Paylaş

IŞİD mevzilerine yönelik hava bombardımanın başarısız olduğunu gören ABD liderliğindeki 60 ülkeyi aşkın Batı koalisyonu kara harekatı için Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın gitmesini bir kenara bırakarak onunla işbirliğini gündeme getirmesi geçen haftanın en önemli gelişmelerinden biri oldu.   ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, “ IŞİD ile batılı değil, Arap ve Suriyeli kara birlikleri mücadele etmek zorunda. Çünkü bu mücadeleyi sadece hava bombardımanları ile kazanmak mümkün değil” dediğini aktaran Raialyoum yazarı Abdulbari Atvan, “Bu büyük değişiklik, Rusya’nın müdahalesinin güçlenmesinden, uçak düşürülmesi krizinin Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı izole etmesinden ve Suriye’de tampon bölge oluşturma şartının buharlaşmasından sonra geldi” diye yazdı.

YENİ HAMLELER VE YENİ İTTİFAKLAR

Hava saldırılarının başarısız olduğu değerlendirmeleri yapılsa da hava operasyonu düzenleyen ülkelere her geçen gün yenileri katılıyor. Fransa’nın ardından İngiltere ve Almanya da Suriye’de hava operasyonlarına katılma kararı aldı. Yine ABD ve Rusya’nın yanı sıra çok sayıda ülke savaş gemilerini Akdeniz’de konuşlandırdı. 

Bu askeri hareketliliğin ortasında yeni saflaşmaların işaretleri de ortaya çıkıyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesi ile ilgili açıklamasına dikkat çeken Raialyoum “BAE Suriye’de Suudi Arabistan tarafını terk mi etti? Suudi Arabistan, Türkiye, Katar üçlüsüne karşı Ürdün, Mısır, BAE ittifakı mı?” diye sordu. 

Yine hafta sonu, Irak Cumhurbaşkanlığından Türkiye’ye yönelik yapılan açıklama dikkatleri çekti. Middle East, “Bağdat, koalisyonun yeşil ışığı ile Türkiye’nin gerçekleştirdiği ‘müdahaleye’ karşı öfkeli” diye yazarken, Rusya Elyoum “”Türk askeri Kuzey Irak’ta ne yapıyor?” diye sordu. BBC Arapça da, Irak tarafından yapılan açıklamayı, “Irak Türkiye’den derhal topraklarından çekilmesini istedi” başlığı ile okurlarına aktardı.


KOALİSYONUN MÜTTEFİKİ SURİYE ORDUSU MU?

Abdulbari ATWAN
Raialyoum

Muhafazakar İngiltere gazetesi The Daily Telegraph, geçen Cuma günü bilinen bir yazar olan Fraser Nelson’un bir makalesini yayınladı. Makalenin bir bölümünde yazar “Korkunç bir fikir olmasına rağmen Esad ile işbirliği IŞİD’i ortadan kaldırmak için tek seçenek durumuna gelmiştir” dedi. “Rusya’nın bombardımanları Amerikan körfez ittifakının bombardımanlarından daha etkili oldu. Bunun en önemli sebebi kara gücünün olmasıdır. Bu güç Suriye ordusunun gücüdür” sözlerini ekledi. 

Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry, acı ilacı yavaş yavaş içti. Batıdakiler de Arap coğrafyası da yavaş yavaş içiyor. Bu durum Kerry’nin dünkü ve bugünkü konuşmasında berraklaşıyor. Yunanistan’a yaptığı ziyaret sırasında; “IŞİD ile batılı değil, Arap ve Suriyeli kara birlikleri mücadele etmek zorunda. Çünkü bu mücadeleyi sadece hava bombardımanları ile kazanmak mümkün değil” dedi. Ve “Eğer geçiş sürecine ulaşmayı başarırsak, Suriye ordusuyla muhalif güçleri; ABD ile Rusya’yı IŞİD’e karşı bir araya getirmek mümkün olacaktır. Bu durumda çok hızlı bir şekilde sonuç almayı bekliyoruz” sözlerini ekledi. 

ABD’DE BÜYÜK DEĞİŞİKLİK

Kerry, Suriye ordusunun kullanılabilmesi için Beşar Esad’ın gidişi meselesini açık bir şekilde ifade etmemesi önemli bir gelişmenin işaretidir. En azından şimdilik Esad’ın gitmesi zaruri değildir diyen bir mesajdır.

Bu büyük değişiklik, Rusya’nın müdahalesinin güçlenmesinden, uçak düşürülmesi krizinin Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı izole etmesinden ve Suriye’de tampon bölge oluşturma şartının buharlaşmasından sonra geldi. Bu durum Türkiye’yi İsrail ile işbirliğini yükseltmeye ve Rus gazi yerine Katar gazının alınması için anlaşmalar imzalamaya yöneltti.

TEK BİR ASKER GÖNDERMEDİLER

Bakan Kerry, özellikle batılı değil, “Arap kuvvetler” üzerine vurgu yaptı. Burada işaret edilenler IŞİD’e karşı sorumluluk üstlenmek zorundadır. Suriye’de beş seneden beri devam eden savaşın ayrıntılarına bakacak olursak; bütün Arap devletleri ve Türkiye, IŞİD ile savaşmak için bir askerini bile göndermedi. Savaş uçağı göndererek simgesel olarak ortak olma ile yetindiler. Bundan daha fazlası Körfez ülkeleri IŞİD’i finanse etme ile suçlandılar. Aynı suçlamalara Türkiye de maruz kaldı ve IŞİD petrolünü satın aldığı iddia edildi. 

BAŞARI İKİ NOKTAYA BAĞLI

Suriye Arap ordusunun kullanımı iki noktada ilerlemenin sağlanmasına bağlı. Birincisi; salı günü Riyad’da başlayacak Suriye muhalefetinin toplantılarında iktidarla müzakerelerinde geçiş sürecinin doğası ve yetkileri hakkında kendisini temsil eden tek bir heyeti seçebilmesi. İkincisi; Viyana’ya katılan dışişleri bakanlarının New York toplantısında rejim ile muhalefet arasındaki görüşmelerin yol haritasını benimsemeleri.


TÜRKİYE; IŞİD İLE NATO’NUN ÇENESİ ARASINDA

Muhammed NUREDDİN
Assafir

Ruslar, Türkiye’nin IŞİD ile ilişkilerini ispat edebildiler mi? Tabi ki hayır. Lakin 24 Kasım’da Rus uçağının düşürülmesinin ortaya çıkardığı kriz, Erdoğan’ın ailesi ile IŞİD arasındaki ilişkilere yönelik kanıtları sunma fırsatı verdi.

Bu ilişkiler yeni değil ve Cumhurbaşkanının ailesi ile sınırlı değil. Bu ilişkiler, örgütün Suriye’de bulunmaya başladığı 2014 yılından ve Irak’taki varlığında patlama yaşadığı Haziran (2014) ayından bu yana mevcut. 
İki taraf arasındaki ilişkilerde uzun ve derin sicille beraber,  alınan pozisyonlarda ve yapılan açıklamalarda olduğu gibi arşivlerde ve yüzlerce sayfalık rapor ve belgelerde de bu ilişkiler yerini aldı. Bu buzdağının ucunu gösteren bazı başlıkları hatırlamakta fayda var;

Adalet ve Kalkınma Partisi ile IŞİD arasındaki ilişki ilk önce fikri bir ilişkidir. Bağdat ve Suriye’de bulunan istibdattın ve Sünnilerin uğradığı zulmün doğal sonucu olan IŞİD’in ortaya çıkmasında Türk yetkililerin ve özellikle Erdoğan ve Hükümetin Başbakanı Davutoğlu bulunmadılar. Doğal olarak Adalet ve Kalkınma Partisi mazlumların yanında yer almak istemiyordu. Eğer öğle olsaydı kendi ülkelerindeki mazlumların başında olan Alevilerin ve Kürtlerin yanında durulardı. Suriye’de ve Irak’taki Sünnileri savunmakta istemiyorlardı. Eğer öyle olsaydı örneğin niçin Suriyeli Sünnilerin arkasında durmadılar? Onlar biliyorlar ki Suriye’deki Sünnilerin büyük bir bölümü iktidarın yanında durdular. 

Türk yetkililer daha önce ÖSO gibi daha ılımlı örgütler ile başarısız oldukları iktidarın yıkılması hedeflerinde aşırı gruplar ile ulaşmak için gerekçe istiyorlar. 

Türkiye ile IŞİD arasındaki anlaşma birden fazla vesileyle ortaya çıktı. Bunun en bariz örneği, Musul’daki Türk konsolosluğundaki 49 kişinin herhangi bir eziyet görmeden iki ay sonra serbest bırakılmasıdır. Kendilerinin itiraf ettiği üzere “beş yıldızlı” tutuklamanın gerçekleştiği dönemde IŞİD bütün esirlerinin ve rehinelerinin başlarını kesiyordu.


LÜBNAN VE EL NUSRA ANLAŞTI

Şark al Awsat

Dün (geçtiğimiz Salı günü ) 17 Lübnan askeri ve 25 Suriyeli tutsak Lübnan devleti ile Nusra cephesi arasında yapılan değiş tokuşta serbest bırakıldı. Görüşmeler, Lübnan’ın Arsel bölgesinde alınacak güvenlik tedbirlerini de içeriyor. Lübnanlı ve Suriyeli kaynaklara göre Yapılan görüşmelerde aynı zamanda geçen yılın (2014) ağustos ayından bu yana askerleri esir tutan ve Kalamun bölgesinde bulunan Nusra Cephesi emiri Ebu Malik el Telli’ye 25 milyon dolar ödenmesi konusunda uzlaşmaya varıldı.

El Nusra ile Lübnan’ın ilgili otoriteleri arasında yapılan anlaşma, askeri ve güvenliği içeren maddelerde yer alıyor. Bu anlaşmaya göre sınırda bulunan vadi Hamid “güvenli bölge” ilan edilecek. Aynı zamanda bu bölge ile Arsel beldesi arasında “zorunlu geçiş bölgesi” ilan edilecek.

Lübnanlı yetkililerin bildirdiğine göre IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi’nin eski karısı olan Iraklı Saja el Delimi, Nusra Cephesinin komutanlarından birinin karısı olan Ala el Akili ve onun kızkardeşi HalidiyeZeyniye ve üç çocuğu da serbest bırakıldı. Bırakılanlar arasında 2014 Şubat ayında bombalı bir aracı sürerken yakalanan Jumana Hamid de bulunuyor. 


80’NİN ÜZERİNDE GRUP RİYAD’TA TOPLANIYOR

Al Arab

Suriye muhalefeti, Riyad’da önümüzdeki salı ve çarşamba günü gerçekleştirilecek olan konferansa büyük umutlar bağlıyor. Sadece Esad rejimi ile kimin müzakereye gireceği açısından değil! Aynı zamanda geçiş sürecinde talepleri oluşturmadan ve IŞİD’e karşı mücadelenin içinde olacaklarını ilan etmeden önce Esad’ın gitmesi için ortak bir tavır belirlemek açısından. 
Muhalefete yakın kaynaklar Suudi Arabistan’ın; çağrı gönderdiği 80’den fazla gruba özellikle Rusya’nın askeri olarak müdahalesinden sonra Suriye dosyasında ortaya çıkan gelişmeler nedeni ile geçiş sürecinde Esad ile ilgili esneklik göstermeleri için ikna çabası içerisinde alacağını bildiriyor. 
Suudi sorumlular Esad’ın gitmesinin gerekliliğini vurgulamalarına rağmengözlemciler, Riyad’ın konuk olacak muhalefetin liderlerine,özellikle 13 Kasım’da Paris’te gerçekleşen saldırılardan sonra,Esat’ın hemen gitmesi noktasındaki taleplerini yükseltmemelerini istemesinin uzak olmadığı görüşünde. 


SURİYE GÖRÜŞMELERİNİN YENİ TURU NEW YORK’TA YAPILACAK

Middle East

Suriye rejimi ve Suriye muhalefeti arasında siyasi görüşmelerin başlatılmasını ve bir ateşkesin sağlanmasını amaçlayan müzakereler için muhtemel tarih 18 Aralık.

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon Perşembe günü yaptığı açıklamada Suriye’de savaşı sona erdirmek için yapılan uluslararası görüşmelerin yeni turunun New York’ta yapılacağını söyledi. Ban Ki Moon toplantı için bir tarih açıklamadı ama diplomatlar büyük olasılıkla toplantının 18 Aralıkta olacağı görüşünde.
Rus savaş uçağının düşürülmesi üzerine Rusya ve Türkiye arasındaki çekişme Viyana görüşmelerini tehlikeye sokabileceği konusunda endişeye yol açıyor. Ancak Ban Ki Moon’un açıklamasında barış çabalarının aksamadan devam ettiği belirtildi.

ÖNCEKİ HABER

Başkanlık ülke yönetmeyi zorlaştırır

SONRAKİ HABER

Ankara Katliamı avukatlarından Özcan Karakoç: Avukatların dosyaya katkı sunması engelleniyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...