06 Aralık 2015 01:00

Engelli kadınlar şiddeti katmerli yaşıyor

Paylaş

Nilgün KARACAOĞLU İLGÜN
Engelli Kadın Derneği

Türkiye’de engelli nüfusu içindeki oranı hiç de azımsanmayacak yüzdelerle ifade edilen engelli kadınlar, hem engelli hem de kadın olmaktan kaynaklı çifte ayrımcılığa maruz kalıyor; temel hak ve özgürlükleri çoğu zaman ihlal ediliyor. Engelliliğin yanı sıra kadın olmanın getirdiği ayrımcı tutumların ve kalıplaşmış yargıların baskısı altında olan engelli kadınlar üzerinde toplumsal cinsiyet dayatmaları sonucu doğan cinsiyet eşitsizliği daha ağır bir etki yaratıyor. Örneğin; engelli kız çocukları çoğunlukla eve kapatılıyor, eğitim çağına geldiğinde ya hiç eğitim alamıyor ya da asgari bir seviyede söz gelimi sadece ilk öğreniminin ardından tekrar kapatıldığı eve geri dönüyor. Zihinsel engelli kadınlar da; yaşama hakkı, işkence ve zalimane davranışlara maruz kalmak başta olmak üzere eğitim, istihdam, sağlık gibi en temel insan haklarından yeterince yararlanamıyor. Dünya Engelliler Haftası’nda da engelliliğe dayalı her türlü sorunla hemhal olma halimiz de sürüyor ne yazık ki...

Türkiye’de engelliliğe dayalı ayrımcılıkla mücadele etmek için kurulmuş engelli örgütlerinden Engelli Kadın Derneği (ENGKAD) olarak Adana Kadın Danışma Merkezi ve Sığınmaevi Derneği (AKDAM) ile ortak yürüttüğümüz, “Engelli Kadınların Hak Temelli Mücadele Adımları” projesi de bu sorunları açıkça ortaya koyuyor. Geçtiğimiz 3 yıl boyunca 8 kentte engelli kadınlarla birlikte yaptığımız atölyeler sırasında, şiddetin her engelli kadının karşılaştığı bir olgu olduğunu gözledik, ancak bu şiddetin görünür olmadığını tespit ettik.

ENGELLİ KADINA ŞİDDETE DAİR SAHA ÇALIŞMASI YOK

Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) verilerine göre, dünya genelinde her 3 kadından biri hayatında en az bir kere şiddete maruz kalıyor. Yine yapılan araştırmalar;  Türkiye’de her beş kadından ikisinin fiziksel şiddet mağduru olduğunu gösteriyor. Görüldüğü gibi gerek WHO gerekse de ülkemizdeki ilgili kurumların engelli kadınlara uygulanan şiddet ile ilgili herhangi bir çalışması bulunmuyor. Engelli kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi ve etkin mücadele araçlarının geliştirilmesi amacıyla etkili bir kamu politikası olmadığı gibi bu alanda elimizde herhangi bir veri de bulunmuyor.

Engelli Kadın Derneği olarak yaptığımız bu izleme çalışması sonucunda; Türkiye’de engelli kadınların sayısı, engel türü, kırsal ve kentsel nüfustaki oranları, sosyal güvencesi bulunup bulunmadığı, acil hatlara başvuru oranı, açılan dava türleri ve sayıları gibi en temel bilgileri içeren bir kayıt sisteminin bulunmadığını tespit ettik. Sağlıklı istatistiki verilerin bulunmaması; kamu politikalarının etkinliğini planlamak, kamuoyunda tartışmak ya da politikalara yön vermek amacıyla yapılacak savunuculuk çalışmalarının ve sürecin izlenmesinde önemli bir sorun.   

Engelli kadınların, toplumsal ön yargılar başta olmak üzere, faili tanımlayamama, fiziksel ve sözel olarak şiddete karşı koymada yetersizlik durumuyla şiddetin her türüne uğrama riski diğer kadınlara oranla daha fazla. Engelli kadınların evlerinde, sokakta, bakım evlerinde, okullarda uğradıkları şiddet herkesin bildiği ama hiç kimsenin yüksek sesle dile getirmediği bir gerçek ve ne yazık ki bugüne kadar bu konuda etkili bir araştırma ve inceleme yapılmamış.

ENGELLİ KADINLAR ŞİDDET ORTAMINI TERK EDEMİYOR

Şiddetin dile getirilmesi genel olarak kadınlar açısından zorken, engelli kadının şiddeti ifade etmesi ya da adli mercilere bildirmesi daha da zorlu ve sorunlu bir konu. Bu zorluğun en temel sebebi, engelli kadının şiddet ortamını kolaylıkla terk edememesi. Şiddet ortamını terk edemeyen engelli kadının uğradığı şiddeti, kolluk birimlerine ya da sivil toplum örgütlerine ihbar etmesi hayli güç. Örneğin, evinde şiddete uğrayan işitme engelli bir kadın telefon ile, uğradığı şiddeti kolluk birimlerine bildiremeyecek, tıbbi yardım talep edemeyecektir. Çünkü  acil telefon ihbar hatları çoğunlukla konuşma ve duyma yeterliliği olan kişilere hizmet vermek için kurgulanmış. Oysa acil ihbar hatlarının farklı engellilik durumlarına sahip bireylere hizmet edebilecek nitelikte tesis edilmesi gerekli. Örneğin, konuşma yerine SMS (mesaj) yolu ile ihbar yapılabilme seçeneğinin varlığı şiddetin ortaya çıkarılmasında etkili olacaktır.
Bir başka konu ise kadın sığınaklarına başvuran engelli kadınların durumu. Sığınaklar engelli kadınlar açısından erişilebilir değil, bu da ne yazık ki engelli kadınların şiddet ortamına yeniden dönmesine neden oluyor.

Sonuç olarak; Türkiye’de engelli kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için öncelikle bu sorunun görünür kılınması gerekiyor. Türkiye’de engelli kadına yönelik şiddetin toplumun her kesiminde var olduğunu göstermek, bu konuda kamuoyu bilinci ve kamu politikası oluşturulmasına katkı sağlamak amacıyla yaptığımız bu çalışma sonucunda, engelli kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasının; engelli kadının şiddet ortamından uzaklaştırılması, engelli kadının güçlendirilmesi, engelli kadının şiddetten uzak bağımsız hayat kurması amaçları doğrultusunda yapılacak uzun vadeli önlem ve planlamalar ile mümkün olacağını düşünüyoruz.


ENGELLİ KADINLARIN BİRÇOĞU TOKATI ŞİDDET OLARAK ALGILAMIYOR

Araştırmamızda; kadına yönelik şiddet ile ilgili Türkiye yasal mevzuatı, uluslararası belgeler, ülke genelinde yer alan yazılı ve görsel medyaya yansıyan haberlerin taraması yapıldı. Ayrıca derneğimizin internet sitesine online yapılan hak ihlal bildirimleri değerlendirildi, resmi istatistikler tarandı, TBMM’de verilen yazılı soru önergeleri ile kanun teklif ve tasarıları incelendi, ilgili resmi kurum ve kuruluşlara bilgi edinme başvurularında bulunuldu. Bütün bu incelemeler sonucu ortaya çıkan sonuçlar şöyle:  
* İzleme çalışması kapsamında şiddet vakaları ile ilgili bildirimler yapılabilmesi için “Google Formlar” programı kullanılarak ihlal bildirim formları hazırladık. Formlar, ENGKAD internet sitesi (http://www.engellikadin.com) üzerinde erişilebilir olmasına rağmen bu formlara çok sınırlı sayıda kişiden cevap alabildik. Bu, engelli kadınların bilgisayar ve internet kullanım oranının oldukça az olduğunu yeniden gösterdi, engelli kadınlara erişmek için farklı veri toplama araçlarının gerekliliği ortaya çıktı.
* Kadınların çoğu ne yazık ki şiddetin tanımını ve türlerini bilmiyor. Atölye çalışmaları sırasında, kadınların bazı fiileri (Tokat atmak ya da laf atmak vb.) şiddet olarak algılamadıklarını, hatta bu eylemleri normalleştirdiklerini gördük. Öte yandan, şiddet görüp utandığı için yaşadıklarını paylaşmaktan çekinen kişiler de çok.
* Bakanlıkların karmaşık kurumsal yapısı, başvuru sorularının izleme ekibi tarafından bazen yanlış birimlere gönderilmesine neden oluyor. Verilen cevapların bir kısmında yanlış gönderilen soruların muhatabı ile ilgili yönlendirmeler yapılırken, çoğunda “Kurumumuzla ilgili değildir” gibi ifadelerle cevaplar verildiğini gördük.


ENGELLİ KADINLAR DAYANIŞMA İÇİN BİR ARADA

ENGKAD olarak engelli kadına yönelik şiddet izleme çalışmasındaki amacımız; toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifi ile engelli kadın ve kız çocuklarının temel insan haklarından eşit yararlanmaları, her türlü şiddetten, sömürüden ve ayrımcılıktan uzak bir yaşam sürdürmeleri ve topluma tam ve etkin katılımlarının önündeki engellerin kaldırılması amacıyla 2011 yılından itibaren hak temelli çalışmalarımızı sürdürebilmek. Engelli kadınların uğradığı her türlü hak ihlaline karşı mücadele yöntemlerini engelli kadınlarla birlikte düşünüp, etkili mücadele araçlarının geliştirilmesi için destek ve dayanışma içerisinde olmaya çabalıyoruz.
Şiddet, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de engelli kadınlar ve kız çocuklarının  yaşamlarını olumsuz yönde etkileyen, başta ekonomik ve sosyal haklar olmak üzere temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden ve bu haklara erişimlerini engelleyen en önemli nedenler arasında. Engelli kadınlara uygulanan şiddet; ekonomik, fiziksel, psikolojik, cinsel şiddet olarak karşımıza çıkıyor. Ancak engelli kadın ve kız çocuklarına uygulanan şiddetin görünür olmadığı gibi önlenmesi noktasında da hiçbir politika geliştirilmiyor. Bugüne kadar -sayısı yetersiz de olsa- “engellilik” konusunda yapılan araştırmalarda, genellikle engelli kadınların toplumsal yaşama katılımları ve eğitim, istihdam, sağlık gibi en temel insan haklarına erişmek konusunda çoklu ayrımcılığa uğradıklarına dair verilere ve tespitlere yer verildiği ancak engelli kadınlara yönelik şiddetin izlenip raporlanmadığı gözlenmiştir. Bizim raporumuz, engelli kadınlara yönelik şiddetin görünür olabilmesi amacı ile atılmış bir ilk adım. Bu raporun konuya taraf kişi ve kurumların bundan sonra yapacakları çalışmalar için temel teşkil etmesini amaçlıyoruz.


MEDYA DİLİ ENGELLİ KADINI YENİDEN ŞİDDETE İTİYOR

Medya verileri incelendiğinde her yaştan ve her engel grubundan engelli kadının şiddet uygulayanların hedefi oldukları görülüyor. Ancak özellikle zihinsel engelli kadınların sıklıkla şiddetin bilhassa da cinsel şiddetin mağduru oldukları ortaya çıkarıyor. Medya verilerinde öne çıkanlar şu şekilde:
* Şiddet uygulayan kişi şiddete uğrayan kadının çoğunlukla tanıdığı bir kişi ya da kişiler oluyor. Hatta çoğu zaman aile fertlerinden birinin bu şiddeti uygulayan kişi olduğu ortaya çıkıyor.
* Kapalı kurumlarda kalan engelli kadınların şiddet riskinin çok yüksek olduğu ortada. Şiddet uygulayanların genellikle kurum personeli olduğu görülüyor. Kamu kurumlarının denetim ve personel eğitimi konusunda yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Şiddet vakalarının durumu; bu kurumların sivil toplumun denetime açılmasını ve kurumlarda çalışan personelin sivil toplum iş birliği ile eğitilmesi gerekliliğini ortaya çıkarıyor.
* Medyada sıklıkla yer alan bir diğer konu da cinsel şiddet vakalarında verilen yargı kararları. Ne yazık ki yargı kararlarının çoğu şiddet uygulayan kişilere takipsizlikle sonuçlanıyor ya da suçluların tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını ortaya koyuyor. Örneğin; zihinsel engelli kızının para karşılığı erkeklerle zorla cinsel ilişki kurmasına neden olan baba, yalan beyanda bulunduğu bilinmesine rağmen adli merciler tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu tip uygulamalar, ne yazık ki şiddet döngüsünün kırılmadan devam etmesine neden oluyor, engelli kadını da yeniden şiddete uğrama riski ile baş başa bırakıyor.

ÖNCEKİ HABER

Mutfak yanıyor: 40 temel gıda maddesinde enflasyon yüzde 23.4

SONRAKİ HABER

Gemlik, 3.8'le sallandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...