02 Aralık 2015 00:46

'Bizler için ortak düşman ABD emperyalizmidir'

Paylaş

Okay DEPREM
Donbass

Ukrayna’dan tek taraflı bağımsızlığını ilan ederek iki ayrı cumhuriyetin kurulduğu Donbass bölgesinde, epey bir süredir çatışmasız bir durum egemen. Bu noktada savaş konjonktürü şimdilik geride kalmış gibi gözüküyor. Ancak bir diğer taraftan bu ateşkes sürecinde kamuoyuna çok az şey yansıdı.  Basına yansımayan konuların başında “yabancı savaşçılar” meselesi vardı. Bilhassa Donetsk (DNR) ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri (LNR) saflarında savaşmak üzere, özellikle Kuzey Kafkasya ve Rusya’dan sayısız milis adayının geldiği biliniyor. Bu bağlamda DNR mevzu bahis olunca akla ilk olarak Abhazlar ve Osetler geliyor. Bölgedeki ilk Abhaz birliğinin kurucu komutanı Axra (Akhra) Ruslanoviç Abidzba, namıdiğer “Abxaz” ile Donetsk’te bir araya geliyoruz. Ve sıcak yörede 2014’ün yazından bugüne değin başta kendisi olmak üzere Abhaz milislerin oynadıkları rol ile savaşın kısa tarihçesi üzerine konuşuyoruz.  

Siz doğrudan Abxazya’dan (Abhazya) mı gelip savaşa katıldınız?
Ben Rusya’ya bağlı Soçi kentinde dünyaya geldim ve orada büyüdüm. (Soçi tarihsel olarak Abhaz (Abxaz-Abaza) topraklarının bir parçasıdır)

Oldukça genç denebilecek bir yaştasınız. Daha önce herhangi bir savaş tecrübeniz var mıydı?
Hayır. Askerlik dahi yapmamıştım. Ancak biz bir nevi savaş çocuklarıyız yani sürekli savaş ortamında büyüdük. Örneğin 2008’de 2. Abhaz Savaşı sırasında… Yine, 1. Abhaz Savaşı’nda ailemizden babam dahil hemen hemen herkes çarpıştı. Ben o sırada sadece 6 yaşındaydım. 2 dayımı da kaybettik. Düşünün ki söz konusu savaşta sadece bizim bölgemizden 800, tüm Abhazya’da ise 3 bin 500 kişi hayatını kaybetti.   

Eski Sovyet coğrafyasını ve birliğin belirli ortak değerlerini savunma güdüsü mü rol oynadı bir nebze?
Benim eskinin Sovyet coğrafyasını savunmak gibi bir amacım yoktu. Sadece düşmanımız ortaktı. Boris Yeltsin bizi (Abhazya’yı) Gürcistan’a vermek istedi ve biz de buna karşı koyunca, ’90’lar boyunca Yeltsin Rusya’sı bize ambargo uyguladı. (Bölgeye 2004’e kadar uygulanan izolasyon süresince Rusya ile karşılıklı olarak hem mal hem de insan trafiğine ambargo uygulandı. Bu süreçte Abhazya’dan Rusya’ya yetişkin erkeklerin geçişi yasaktı.) Putin gelince nihayet bu blokajı kaldırdı. Rusya Federasyonu’nda kardeşlerimiz var; Ubıhlar, Çerkesler ve Kabardaylar gibi. Ben, bizler politik anlamda kendimizi esas olarak Rus dünyasının bir parçası sayıyoruz. Küresel çatışmalarda sürekli olarak Rusya ile birlikteyiz.

Anlaşıldığı kadarıyla Abhazya ile Donbass’ta yaşananları ve her iki bölgenin kaderini bir yerde benzeşik, ortak gördüğünüzden dolayı mı buradasınız?..
Evet. 1992-93’de biz kendi bayrağımız, kendi dil ve kültürümüz için savaşmıştık. Donbass’ta da halk, buradaki insanlar da aynı şekilde kendi dili, kültürü, coğrafyası ve ana yurdu için mücadele ediyor. Kısacası bir kader birliği mevcut, sorunlar ortak. Bizler için ortak düşman Batı’dır, ABD emperyalizmidir. Her şey bir yana ortak düşman milliyetçilik ve faşizmdir. Misal, ben hiçbir zaman ‘Abhazya Abazaların olsun, sadece onlar yaşasın!’ demedim. Oysa ki Gürcüler Abhaz dilini yasaklamak istediler. Ben ise hem Rusça hem de Abhaz dilleriyle yetiştim.  

Savaşın bilhassa başlarındaki ilk gözlemleriniz neler oldu, gözünüze öncelikli olarak çarpan ne gibi durum ve hadiseler oldu?  
Bir kere bizler, DNR Savunma Bakanlığı Özel Devlet Komitesine bağlı savaşmaya başladık ve halen de orada görev yapıyoruz. Temmuz başından, ekim ayının 27’sinde Şahtyorsk kentine gidene kadar havaalanı ve etrafındaki bölgedeki muharebede çarpıştık. Donbasslılar’ın bağımsızlık istediğini, bunun için oy da kullandığını ancak bu uğurda savaşmaya, bedel ödemeye; vatanlarını savunmaya gelince buradaki halkın buna tam manasıyla hazır olmadığını gördüm. Donetsk ve Lugansklıların genel olarak Kiev’deki olayları uzunca bir süre yerel düzeyde algıladıklarını fark ettim.

Havalimanı dolaylarındaki çarpışmalardan bahsedebilir misin biraz da? Bölgede kesintilerle süren o uzun süreli çarpışmalar esnasında kaç kişiydiniz örneğin?
Birlikte geldiğim gönüllü milis adaylarının toplam sayısı 15’ti. Bir tek ben Abhaz’dım. Diğerleri ise Rus savaşçılardı. Hepsi’de RF’in farklı yerlerinden gelmişlerdi. İki kez yaralandım. Birincisi 24 Ağustos’ta, ikincisi ise 29 Ocak’ta Ugligorsk’ta (Debaltsevo’nun yakınındaki ufak şehir) meydana geldi.
Havaalanında yaz başlarında 50 kişiydik. Yaklaşık yüzde 80’imiz Donbass’ın yerlisi, geri kalanları ise yabancı savaşçılardı. Aynı dar bölgede sürekli suretle yer değiştiriyorduk. Tam da bundan dolayı Ukrayna tarafı bizi uzunca bir süre birkaç kişiden sınırlı olarak idrak etti. 2015 kışı geldiğince sayımız birkaç yüze çıkmıştı. Bunların bir kısmı Krasnodar bölgesinden bir kısmı ise Donbass’ın Slavyansk kentindendi.   

DONBASS’TA ULUSLARARASI TUGAY

Bir de bildiğimiz kadarıyla uluslararası bir askeri tugay kurdunuz DNR’de…
Evet, tüm uluslararası milisleri bir çatı altında topladığımız “Petnaşka” adındaki tugayımızı ağustos ayında kurduk. Hatta, bünyesinde en çok Abaza savaşçı olduğundan dolayı da dikkat ederseniz biçim ve renkleri Abhazya’nın bayrağından alınmadır önemli oranda. Onun aksine yıldız sayısı 15’ti çünkü işin başında on beş gönüllüyle yola çıkmıştık. Büyük siyah bir yıldız var, o da 2 Ekim’de havalimanında kaybettiğimiz bir arkadaşımız içindi. Halen söz konusu tugayın yüzde 80’i yerli milislerden, savaşçılardan oluşuyor.  
Yakın bir gelecekte Donbass’ta yeniden büyük bir savaş bekliyor musunuz?
Büyük savaş bir kez daha, her an patlak verebilir. Yarın, öbürkü gün de olabilir pekala veya bir sene içinde de... Bu durumda da sorun Minsk’e rağmen savaş ile çözülmüş olur.      

Sizin düzenli milis gücünüze veya genel olarak DNR ordusu’a katılan Ukrayna askerleri oluyor mu?
Benim birliğime şu ana kadar 10 kadar Ukrayna askeri katıldı. Toplamda DNR ordusu saflarına ise çok daha fazla asker geçti Kiev kuvvetlerinden. Öte yandan daha da fazlası, istemesine rağmen katılamıyor çünkü aileleri bırakmıyor. Çünkü bu aileler Donbass’ın diğer tarafında, yani Ukrayna güçlerinin kontrol ettiği tarafta yaşıyorlar. Yani, Donbass’ın geri kalan yarısındaki bölgeler tarafımızdan ne kadar çok kurtarılır ise, bize de o kadar çok Ukrayna askeri iştirak edebilecektir.  

DNR VE LNR’in gelecekteki siyasi statüsü hakkındaki görüşünüz nedir? Her iki cumhuriyetin tanınması ihtimali er ya da geç gündeme gelebilir mi sizce?
Belarus gibi olabilir mesela. Yani askeri, diplomatik açıdan Rusya ile birleşik ancak siyasi olarak ayrı devletsel yapılar şeklinde. Her iki cumhuriyet de birleşip tek bir devlet olabilirler.

AGİT, UKRAYNA LEHİNE ÇALIŞIYOR

İlkbahar, yaz ve sonbahar dönemlerinde çatışmalar ara ara hep devam etti. Örneğin yakın zamanda yoldaşlarınızı kaybettiniz. Tüm bu süreçte AGİT’in (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) bölgedeki misyonunu ve işlevini nasıl yorumluyorsunuz?   
AGİT, özetle Ukrayna ve Batı lehine çalışıyor. Söz gelimi ne zaman Donbass yerleşim birimleri Ukrayna tankları tarafından vurulsa, AGİT çıkıp, ‘her şey yolunda, sorun yok!’ gibi açıklamalar yapıyor; sesini çıkarmıyor. AGİT’in maddi desteğinin, buradaki görevlilerin maaşlarının nereden geldiği düşünülürse bu durum daha net anlaşılabilir.
Yani AGİT, Donetsk’in kalbinde görev yapan, ancak bir yandan da bir nevi fiilen size karşı konumlanan bir organizasyon olmasına rağmen, buradaki varlığını koruyor. Tüm bunlara rağmen DNR’de hep olmaya devam edebilecekler mi size kalırsa?
Evet maalesef, pratikte bize karşı çalışıyor olsalar da, onları reddetme olanağına sahip değiliz. Çıkarlarımıza aykırı davransalar da onlarla bir şekilde birlikte olmak durumundayız.  

2. Minsk Anlaşması’nın malum 12 maddesi er ya da geç hayata geçip, uygulanabilecek mi?
Esasında anlaşmanın içeriği hem Ukrayna’ya hem de bize karşı. Ancak temel olarak Ukrayna tarafı bu Minsk Sözleşmesi’ne karşı duruyor. Tam anlamıyla uygulanan tek maddesi; her iki tarafın da, o da bir süreliğine, çatışmasızlık haline girmesi. Bunun dışındaki hiçbir maddeye ise Kiev hükümeti riayet etmedi. DNR ve LNR açısından ise Minsk Anlaşması’nın Donbass cumhuriyetleri lehine işlevsel ve yararlı maddeleri daha çok. Ancak gerçek şu ki Ukrayna bunları uygulamaz. Yalnızca, Ukrayna halkının tepkisinden dolayı ve daha fazla kayıp vermemek için hem birinciyi hem de ikincisini imzalamak zorunda kaldı Kiev tarafı.

‘I. MİNSK HER ŞEYE RAĞMEN GEREKLİYDİ’

I. Minsk Ateşkes Antlaşması’nı nasıl karşıladınız? Minsk sürecinin sizleri bir nevi frenleme işlevi gördüğünü hiç düşündünüz oldu mu?
Bence I. Minks her şeye rağmen gerekliydi. Çünkü en kötü ateşkes bile savaştan iyidir. Her şeyden öte ekonomik altyapı noktasında ateşkese bir an evvel ihtiyaç vardı. DNR’e bağlı milis kuvvetleri devam etmeyi istemiş olsalar bile, DNR’i sosyal-ekonomik olarak ayağa kaldırabilmek için mütareke lazımdı.

Adı geçen anlaşma imzalanmamış olsaydı size göre ne tür gelişmeler olabilirdi? Peki gelelim, II. Minsk Ateşkes dönemine. ikinci süreci nasıl karşıladınız?   
Biliyorsunuz, 1. Minsk Anlaşması imzalanmasına rağmen 12 Eylül’de benim birliğim Petrovskiy beldesini kurtardı. Minsk’e rağmen havalimanı başta olmak üzere çatışmalar her zaman sürdü, hiçbir zaman tam bir ara olmadı bizler için.
Her şeye karşın bize, yani milislere yeni bir ateşkes daha gerekliydi. Savaş sürebilirdi bir yerde, yani devam edebilirdik. Ancak bir kere Rusya ve Ukrayna anlaştıktan sonra sürdürseydik çok daha fazla zarar görüp, yıpranabilirdik pek çok açıdan. Ayrıca hem DNR hem de LNR halkının bir an önce ekonomik ve sosyal bakımdan rahatlamaya gereksinimi vardı. Her şey bir yana, malların mühim bir kısmımın da Ukrayna’dan geldiğini hatırlamak gerekiyor.   

2. Minsk Anlaşması’ndan sonrası süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Savaş ve çatışmalar halen sürüyor. Örneğin daha birkaç gün önce Debaltsevo’da birkaç savaşçımız yaşamını yitirdi. Yaz boyu ise 10 kişi kaybettik. Harbin başından bugüne değin ise kendi birliğimden toplam 20 halk milisini kaybettim yaklaşık 1.5 sene içerisinde; Marinskiy, Peski, havalimanı, Şahtyorsk ve Ugligorsk gibi cephelerde. 

ÖNCEKİ HABER

Fransa’daki kampta insanlık dışı manzaralar

SONRAKİ HABER

İşçiler Paşabahçe'de servisleri çıkarmadı: Sendikacılar nerede

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...