Gençliğin AKP'cesi?

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle AKP Kocaeli Gençlik Kolları Başkanı Emre Kahraman, “Savaş, işgal, afet, yoksulluk ve hastalık sebebiyle sahipsiz ve korumasız kalan çocukların çoğu İslam coğrafyası üzerinde bulunuyor. Bazı misyoner kuruluşlar sahipsiz kalan milyonlarca yetim çocuğu insan kaçakçılığı, çocuk askerliği, çocuk işçiliği, organ mafyası, madde bağımlılığı, suç örgütlüğü ve dilenci şebekeleri gibi hilkat garibesi durumlarda kullanmaktadır.” diye bir konuşma yaptı.

Emre’nin 14 yıldır iktidarda olduklarından, tüm bölgede en gerici güçleri destekleyerek savaşı ve çatışmayı tırmandırdıklarından haberi olmayabilir mi?
‘Çocuk işçiliğinin önünü açar 4+4+4’ diye bangır bangır bağıran bilim insanlarından, milyonlarca gencin ömrünü para ile sınayan bu rekabetçi eğitim sistemi nedeniyle 10-12 yaşında çalıştırıldıklarından, herhalde seçim vaatlerinde sanayi sitelerine okul kuracağız diyen hükümetinizin haberi vardır!

‘Bazı misyoner kuruluşlar bundan yararlanıyor’ diyor Emre. Devlet televizyonlarından cihat çağrısı yapanlar, 8 yaşında çocukları tarikatlara kazanmak için bin türlü takla atanlar, yoksulluk ve sefalet içindeki bir halkın çocuklarını hangi ‘kindar ve dindar’ misyonerlerin kullandığını bizden daha iyi bilirler.

“GENÇLER BELİRLEYİCİ BİR KONUMA GELMELİ”
Milyonlarca çocuğun, açlık ve kötü beslenme yüzünden öldüğünü söyleyerek açıklama devam ediyor.
Bekliyoruz ki Emre bir de çıkış yolu önersin. Ama nafile bekleyişimiz. Tam  ‘Gençliğin gelecek sorununa dair AKP’ nin gençliğe söyleyecek hiçbir şeyi yoktur’ yazacakken AKP gençlik kolları MKYK üyesi Muhammed Kavak yeni bir açıklama yapıyor. Hem de sorunu nerdeyse bizim gibi koyarak!

Kavak “Yeni Türkiye’nin gençliği en başta bu ambargoyu reddederek işe başlamalı, eğitim, kültür, spor faaliyetleri başta olmak üzere ülkedeki tüm karar alma mekanizmalarında güçlü roller almalıdır.
Çözüm süreciyle ilgili ya da dış politikada dahi gençler fikirlerini söylemekten öte politika belirleyicilerin arasında bir sandalye kapabilmelidir. Alevi politikasında, anadilde eğitimde, yerel yönetimlerde ve ilkokuldan üniversiteye kadar olan tüm aşamalardaki eğitim politikalarında gençler belirleyici bir konuma gelmelidir. Bunun kendi kendine gerçekleşmeyeceği yılların tecrübesiyle sabitken ‘yeni Türkiye’ iddiasındaki gençler olarak bu konuyu gündemimize alırsak, seçilme yaşını 18’e indirmekle başlayıp diğer meselelerde de önemli bir yer tutabiliriz.”
“Oysa genç birinin siyasi hedeflere sahip olması, bununla motive olması kötü bir şey değildir. Çünkü mücadele olmayınca kazanımların da bir anlamı olmuyor.”

Kavak, işi gelip mecliste sandalye kapmaya bağlamasa, neredeyse gençliğin sorunlarına çözüm arıyor sanacağız. Ama yiğidi öldürüp, hakkını vereceğiz. 14 yıldır iktidarda olan bir partinin gençlik kolları, eğitimden, sağlığa, kültürel ve sosyal hayata, yıkımın derinleştiği, istikrarlı bir çözümsüzlük algısının oluştuğu bir dönemden çıkışı, neredeyse kendisinin vekil olamamasına bağlıyor.
Sağa sola kayyımlar atayan, istediği televizyonu kapatıp, istediği meydanı açan, bir başkanı olunca tabi, meclisin gücü büyüyor da büyüyor Kavak’ın gözünde. Aynı yazıda 2 milyon üyesi olduğunu söyleyen bir gençlik örgütü, yaptırım gücünün olmadığını, 2 yıldır 18 yaş yasasını beklediğini söylüyor.

AKP’YE KARAKTERİNİ KAPİTALİZM VERİYOR!
Bu nedenle Kavak’ın dediği gibi bizlerin geleceğimiz için mücadele etmesi gerekiyor. Ama gelecek mücadelemiz işsizliği ve yoksulluğu yaratanlara, eğitimi ticarileştirenlere karşı bir mücadele olacaksa, sermaye düzenini hedef alacak. AKP’ nin her adımını onaylattığı, patronların düzenini ve iktidarını hedef alacak.

AKP’ye karakterini veren kapitalizmdir. Onun aç gözlülüğü, servet düşkünlüğü, bir avuç sermayedarın çıkarından başka hiçbir şeyi düşünmeyen pervasızlığıdır. AKP’ nin gençlik politikasının karakteri de sermaye gericiliğinin gençlik idealine bağlıdır. Sermaye örgütsüz, neyle mücadele edeceğini bilmeyen, bölünmüş, bireycilik ve karamsarlıkla çevrelenmiş bir gençlik kuşağını yaratmak hedefiyle saldırıyor. İşsizliği, yoksulluğu, geleceksizliği yaratanların düzenine karşı birleşelim. Çünkü bunun daha kolay bir yolu, bir gençlik sandalyesi ile çözülecek bir tarafı yok. Biz ancak taleplerimiz için birleştiğimizde, geleceğimizi kazanabiliriz.