26 Kasım 2015 16:50

Formasyon hakkımı kaybettim: HÜKÜMSÜZDÜR!

“ne zaman bir plan yapsanız geleceğe dair işte o zaman devlet yeniden bir değişikliğe giderek bunu engelliyor ve siz raydan çıkmış tren misali amaçlarınızdan sapa sapa okumaya çalışıyorsunuz” diyor Mizgin

Paylaş

Deniz ÇELEBİ
ÇOMÜ
Çanakkale

YÖK’ün formasyon kontenjanını on beş bine düşürdüğünü açıklaması, üniversitelerde basın açıklaması ve eylemlerle karşılandı. Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’nde de formasyon almaktan başka çaresi olmayan edebiyat öğrencileri öncülüğünde bir eylem gerçekleştirildi. Bizler de formasyondan nasiplenemeyen arkadaşlarımızla biraz sohbet edelim dedik.
MANZARALI BİR ÇARDAK
Düzenledikleri renkli eylemin verdiği heyecanla konuşabileceğimiz boş bir yer arıyorduk. Bulduğumuz bir çardağa oturduk. Yapılan eylemde basın açıklamasını okuyan, Edebiyat bölümü öğrencisi Büşra hemen atıldı söze; bölümünün zorluğundan dolayı 1 sene kaybettiğini, zaten Türkiye’de Türkologlara gereken önemin verilmeğini anlattı. Bu sebeple bu bölüm öğrencilerinin fomasyondan başka çarelerinin kalmadığından dert yandı. Tüm üniversitelerde bilime gereken önemin verilmediğine inanan Büşra; “ülkemiz bilime gereken önemi vermiyor, bilimsel çalışmaları desteklemiyor. Bizler de biliminsanı olamayınca öğretmen olmak istiyoruz ancak bunun da önünü kapatıyorlar” diyor.
İSTİKRAR DEDİKLERİ
BU MUYDU?

Eylem süresince öne çıkan arkadaşlarımızdan Metin de katılıyor sohbete Büşra ‘nın ardından. Bölümünün bariz karakterinin ‘okulu uzatmak’ olduğunu anlatıyor. Formasyon kontenjanın düşürülmesini tamamen siyasi olduğunu düşünüyor. “Seçimlerden önce formasyon kontenjanını artıranlar seçimden sonra alacaklarını aldılar; formasyon kontenjanını düşürüyorlar” diyor. “Geçen senelerde de formasyon sonucunda devletin kasası iyiden iyiye dolmuştu. Ortalama 2.000 tl olan formasyon ücreti ve 60.000 öğrenci bu parayı ödemek zorunda kalıyor. Bu kârdan nasıl vazgeçtiler?” diye soruyor Metin. Zaten formasyon alamayınca mezun olduktan sonra yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Akademik çalışma yapmak çok zor zaten. Üniversiteye gelirken formasyon var dediler her sene açıklamalar değişti. Eğitim sistemi üzerinde sürekli oynuyorlar zaten diyerek ekleme yapıyor sözlerine. Tarih bölümü öğrencisi Barış, Metin’in bıraktığı yerden devam ediyor. ”Bunda bir çıkarları var ki böyle adımlar atıyorlar. Üniversite giriş sınavlarını değiştirdiler, liseye giriş sınavlarını değiştirdiler ve yine ilk ve ortaokullarda eğitim sistemini baştan aşağı değiştirdiler” diyor. Coğrafya bölümü son sınıf öğrencisi Mizgin destekliyor Barış’ı; “Onlar istikrar istiyor, lütfen” diyor. Mizgin’in bu çıkışıyla bir gülme alıyor bizi.
RAYDAN ÇIKMIŞ TREN GİBİ EĞİTİM SİSTEMİ
Söze başlamışken devam ediyor Mizgin, bölümünün zorluklarından bahsediyor ve uygulama derslerinde gereken önemin verilmediğinden dert yanıyor. Hep kaynak yetersizliğinden dolayı arazi çalışmalarını ve gezileri askıya almış okul. Mizgin’in bir diğer eleştirdiği nokta ise hocalarının “bilim insanı” yetiştirme idealleri. Bu şartlar altında hocalar bize gelip sizleri bilim insanı yapacağz diyorlar. O da bu bölüme gelirken öğretmen olmayı düşünmüş ancak bu sene o hayallerini rafa kaldırmak zorunda kalmış. Bu değişimler sürecini raydan çıkmış trene benzetiyor;  “ne zaman bir plan yapsanız geleceğe dair işte o zaman devlet yeniden bir değişikliğe giderek bunu engelliyor ve siz raydan çıkmış tren misali amaçlarınızdan sapa sapa okumaya çalışıyorsunuz” diyor.
GÖZLERİN PROVOKATÖR DER GİBİ GİBİ
Bir anektot düşüyorlar okul yönetimine ilişkin. Eylem sürecini arkadaşlarıyla konuşurken, okul yönetimi eylemin siyasi amaçlı olmasının istenmediğini belirtmiş, ‘aranızda kötü niyetli arkadaşlar’ olabilir demiş. Bu konu açılınca gözler Metin’in üzerine dönüyorve gülüşmeler başlıyor. Çünkü özel güvenlik birimleri Metin’in provakatör olduğunu düşünüyormuş.
DÜNYANIN EN GÜZEL ÜNİVERSİTESİ VE BİZ
Sohbetimizi bitirirken son sözü Kadir alıyor. Diğer üniversitelerdeki örneklere bakarak bir eylem kararı aldıklarının altını çiziyor ve şunları ekliyor; “Diplomalı işsiz olmak istemiyoruz, bunu protesto etmek en doğal hakkımız ancak insanlar haklarını da savunmaya korkuyorlar. Disiplin suçu alıp ileride memur olamamaktan korkuyorlar. Zaten formasyon alamıyoruz ne memur olması? Umarız taleplerimiz karşılanır diyerek bitiriyor sözlerini.
 Sohbetimiz, internet sitesinde kendini “Dünyanın En Güzel Üniversitesi” olarak nitelendiren ÇOMÜ’nün gün batımı manzarasında son buluyor. Sizce de dünyanın en güzel üniversitesi mi?


ÖĞRENCİNİN HESABI HÜKÜMETİNKİNE UYMUYOR
“Seçimlerden önce istikrar diyenler istikrarı önce eğitimde sağlamalılar” diyerek devam ediyor. Seçim vaatlerinde bursları ve krediyi 400 liraya çıkaracağız dediler. Değişen bir şey olmayacak görünüşte. Son olarak Kadir de bu konular üzerine birkaç söz söylüyor; Bir edebiyat bölümü öğrencisi olarak yazın kitap okumam gerekirken harç parası için çalışmak zorunda kalıyorum diyor. Öğrenci olduğumuz için daha az ücretle çalışmak zorunda kaldığını söyleyen Kadir’ in basit öğrenci hesabı şöyle; ‘günde 13 saat çalışıp 1000 lira alınca bunun 250 lirasını kiraya, 100 lirasını ulaşıma, 70 lirasını yemekhaneye harcıyorsunuz. Ayrıca bu parayla formasyon ücreti de biriktirmeli ve ayrıca harç parası içinde kenara para ayırmalısınız’ diyor. Ben de geçen yaz zar zor bu hesabı tutturmaya çalıştım diyor. Ancak YÖK’ün kontenjanları indirdiğinden dolayı geleceksizlik kaygısı çekiğini ifade ediyor

ÖNCEKİ HABER

Formasyonu bize vermezler: biz istersek alırız!

SONRAKİ HABER

Geleceğimiz için formasyon hakkımıza sahip çıkalım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...