26 Kasım 2015 16:32

25 Kasım ve canım cicim yurdum

“Yoğun ısrarlar sonucu sadece 07:22 de üniversitenin içine de giren bir belediye otobüsü tahsis edildi. Onun dışındaki otobüs ve minibüsler üniversite otobüsü olmamasından ötürü fakültelerimize en az 15-20 dakika yürüyerek inmek zorunda kalıyoruz. Yurda ait daha çok üniversite otobüsü olması gerekiyor.”

Paylaş

Gözde GENÇ
Fırat Üniversitesi
Elazığ

Kadına yönelik baskı ve şiddetin her geçen gün arttığı ülkemizde, kız yurtlarına olan mahalle baskısını göz ardı etmek olmazdı. Mahallede, otobüste, sokakta ve hatta yurtlarda kadın öğrenciler olarak baskı altındayız. Tahmin edersiniz ki devlet yurtlarının eksikleri saymakla bitmiyor. Yurtlardaki ortak sorun ders çalışacak ortam olmaması, kalabalık odalar, gürültü, hijyen eksikliği ve yemek problemi… Kız öğrenci yurtlarındaki sıkıntıların derinine inildiğinde, bu sıkıntıların sadece yurdun içiyle sınırlı kalmadığını, yurtların üniversiteye uzak, öğrencilerin yaşamını zorlaştıran “mahalle baskısı” olan yerlere yapıldığını görüyoruz.
“BOMBA KOYUP
PATLATALIM MI?” BASKISI

Üniversitedeki ikinci yılım. Yurt, ücret bakımından diğer özel yurtlara, apart ve ev kiralarına oranla daha az. Yurdum okula oldukça uzak. Bunun yanı sıra otobüs ve minibüs seferleri yeterli değil, bu yüzden hep kalabalık bir araçla yolculuk etmek zorunda kalıyoruz. Mahalleli öğrenciye ve yurda karşı önyargılı. Öğrenci ile iletişime geçmek, kaynaşmak şöyle dursun, bize her konuda sırt çevriliyorlar. Kadın öğrenciler olarak sürekli göz hapsindeyiz. Mahalleli ve yurt çalışanları namus bekçiliğine soyunmuş durumdalar. Okuldan yurda dönerken yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. 20-25 yaşlarında bir erkek mahalledeki kız yurdunu eleştirerek “ne yapalım yani, altına bomba koyup patlatalım mı?” dedi. Bu derece kin ve nefret dolu insanların arasında yaşamımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Mahallede dolaşırken içtiğimiz sigara bile “Ayıp değil mi bu yaptığınız?” tarzı eleştirilere maruz kalıyor. Mahallelinin baskısı sonucu yurda son giriş saatinin yarım saat daha erkene alınmasına da hiç şaşırmadık!
YURTLARIN EN TEMEL
SORUNLARI

Oda arkadaşım Şeyma’ya yurttan memnun olup olmadığını soruyorum. Sorunları olduğunu ve bunların yurttaki çoğu kadının da ortak sorunu olduğunu söylüyor. Bu sıkıntıların neler olduğunu sorduğumda ise espirili bir üslupla yanıt veriyor. “Canım şu an ıslak kek çekiyor ama yurtta olduğumdan dolayı yapamıyorum.” diyor. Yemeklerden memnun olup olmadığını sorduğumda ise; “Yumurta olmasa aç kalırım, tek yediğim şey sabah kahvaltılarında verilen haşlanmış yumurta. Yemek çeşitleri az ve lezzetsiz, yemekleri yiyemediğimiz, yesek bile doymadığımız için marketten aldığımız sağlıksız ürünleri atıştırıyoruz.” diyor. Şeyma’nın boynundaki kabarcıkların nedenini soruyorum. Yurdun yemeğinden alerji olduğunu ve kabarcıkların 2,5 haftadır geçmediğini söylüyor. Yan odadan gelen arkadaşımız Berna da sohbetimize dahil oluyor. “Yoğun ısrarlar sonucu sadece 07:22 de üniversitenin içine de giren bir belediye otobüsü tahsis edildi. Onun dışındaki otobüs ve minibüsler üniversite otobüsü olmamasından ötürü fakültelerimize en az 15-20 dakika yürüyerek inmek zorunda kalıyoruz. Yurda ait daha çok üniversite otobüsü olması gerekiyor.” diyor.
PARA VER EZİYET ÇEK!
Öte yandan KYK mağdurlarının, tam bir para tuzağı olan kız öğrenci aparatlarında kalmak zorunda olmaları, maddi açıdan öğrencileri zor durumda bırakıyor. Apartlarına misafir olduğum Cansel ve Cansu’ya aparttan memnun olup olmadıklarını soruyorum. Cansel; “Apartta sıkıntı çok, fiyatlar yüksek, apartın içinde çamaşır makinesi olması gerekiyor ama yok. Çamaşırları yıkamak için ayrı bir ücret ödüyoruz. Apart okula uzak ve ıssız bir yerde.” diyor. Neden bu apartı tercih ettiklerini sorduğumda ise Cansu; “Mağdurduk, acil bir yer bulmamız gerekiyordu sokakta kalmamak için buraya çıktık. Ayrıca imzalattıkları bir yıllık sözleşme yüzünden buradan ayrılamıyoruz.” Şeklinde cevap veriyor. Misafirliğimi bitirirken arkadaşlarım; “Bu gece seni misafir ederdik ama birinci derece akraba dışında misafirlerden günlük 25 TL para alınıyor. Misafir ağırlamaya bile izin yok.” diyorlar. Tabi biz de öğrenciyiz. Kalmaktan vazgeçiyorum ve canım cicim devlet yurduma geri dönüyorum.


BU SİZİN
SORUNUNUZ!

Yurdumuzda kalan iki kadın arkadaşımızın yaşadığı sıkıntı ise şöyle; bir arkadaşımız hastalanıyor ve yurda ambulans çağrılıyor. Hasta arkadaşımızı ve refakatçisini hastaneye götüren ambulans geri yurda getirmeyince, gecenin bir vakti güvenilir taksi bulma endişesi yaşayan kadın arkadaşımız yurt müdüriyetini arayıp, onları yurda geri getirecek bir araç olup olmadığını sorduklarında “bu sizin sorununuz, bizi ilgilendirmez” yanıtı arkadaşlarımızın oldukça zoruna gitmiş.

ÖNCEKİ HABER

AFP: ABD'li ordu mensupları, Cerablus ve Rakka operasyonları için Kobanê'de

SONRAKİ HABER

Okusak mı barınsak mı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...