07 Nisan 2012 04:26

Sınıfını bil safına gel

İşçi sınıfına bu kadar kapsamlı saldırı varken ve saldırının tarafı belliyken, ki bunlar çok net sermayedarlardır. Bizler neden hiç sesimizi çıkaramıyoruz. Düşünüyorum da bireysel olarak canımız yanmadığı zaman harekete geçmiyoruz. Çünkü bizler kendi durduğumuz yerden olayları değerlendirmiyoruz. Her şey

Sınıfını bil safına gel
Paylaş
Sinan Karataş

acıdır ki bürokratikleşme hakim olmuştur. Öyle ki saldırılara karşı çıkması gereken kurumlar sessizliği kendilerine görev olarak benimsemişlerdir. Onun içindir ki işçi sınıfımız içerisinde de bizlerin öz örgütleri olan sendikalar itibar kaybetmeye başlamıştır. Çalışma ve yaşam koşulları her geçen gün çekilmez duruma getirilmişse de bu durum konfederasyonlar, sendika genel merkezleri ve şube yöneticilerini rahatsız etmemektedir. Bunun nedeni ise öz kurumlarımızın koltuklarını işgal edenlerin yaşamlarını giderek işçi yaşantılarından uzaklaştırmalarıdır. Tek dertlerinin ise kendi koltuklarını korumak olduğu çok net görünüyor.
Bugün işçileri ilgilendiren ve bundan sonraki çalışma ve yaşam koşullarını her gün zorlaştıracak ve sermayedarların otuz yıldır uğraştıkları çıkaramadıkları yasaları artık yavaş yavaş hayata geçirdiklerini görebileceğiz. Bunlar Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu. Ulusal istihdam stratejisi, kıdem tazminatının fona devri, istihdam bürolarının açılması, bölgesel asgari ücret, esnek çalışma biçimleri v.s bugün ve yarın bizleri çok zor duruma düşürecek düzenlemelerdir. Daha yeni GSS adında sağlığın daha çok piyasalaşmasını sağlayan daha çok cebimizden para çıkmasını amaçlayan bir yasalar bütünüyle tanıştık. Bundan 10 yıl önce hastanelerde sigortamızı ödediğimiz halde ekstra katkı payı da ödeyeceğiz deseydik herkes gülerdi ama şimdi ne oldu, kuzu kuzu katkı payı ödüyoruz. Şimdi diyoruz ki yarın okullarda da, bugün gayri resmi
olan para toplamalar resmi olacak. Yine çevreyi ilgilendiren konularda da, doğayı ilgilendiren HES projelerinde de, nükleer enerji aldatmacasında da yine bizleri çok yakından ilgilendiren GDO’lu yiyeceklerimizin de içinde olduğu bu ranta dayalı mekanizmaya karşı işçi sınıfımız ve öz örgütleri olan sendikalar harekete geçmelidir. Yarın geç olabilir.  Yeni anayasa sürecinde biz işçilere yeni dedikleri fakat özü itibariyle hiç bir şeyi değişmeyen hiçbir değişikliğe onay vermeyeceğiz. Nasıl bir anayasa olması gerektiği konusunda da çok net bir şekilde şunu söyleyebiliriz. Emeğimizin, alınterimizin karşılığı olan insan onuruna yakışır bir yaşamı garanti altına alan, çalışma ve yaşam koşullarını işçi sınıfının lehine düzenleyen koruyan geliştiren maddelerden oluşmasını savunacağız. Son olarak buradaki tüm arkadaşlar olarak gelin fabrikalar da komiteler kuralım. Burada konuşulan her şeyi ve var olan tehlikeleri (GSS, GDO, HES, NÜKLEER ENERJİ, T.İ.İ, UİS gibi), bizleri ne kadar ilgilendirdiklerini anlatan bildiriler şeklinde arkadaşlarımıza ulaştıralım.Yine 1 Mayıs geliyor, tüm fabrikalarda bununla ilgili geniş bir çalışma yapıp, Gebze gibi bir işçi havzasında özüne uygun kutlanmasını sağlayalım. Şaiirin dediği gibi bir zincir yitiren bir dünya kuracak. Sende bu dünyanın içindesin sınıfını bil safa gel.
 
YAŞASIN İŞÇİLERİN BİRLİĞİ HALKLARIN KARDEŞLİĞİ

KAR NAN AZADİ


*Petrol İş Sendikası Meca Plas İşyeri  işçisi Gebze

ÖNCEKİ HABER

Öldürülmesinin 5. yılında Hüseyin’i anmak

SONRAKİ HABER

Tenimize soğuk gerçek dokundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...