18 Kasım 2015 13:20

Davutoğlu-Çipras toplantısında ana gündem 'mülteciler'

Davutoğlu ile Çipras'ın Çankaya Köşkü'ndeki toplantısı sonrası yaptıkları basın açıklamasının öne çıkan noktası mülteci sorunuydu.

Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras Çankaya Köşkü'nde yaptıkları toplantı sonrası ortak basın açıklaması düzenledi.

DAVUTOĞLU: BAŞIMIZA BU SORUNU NASIL AÇTINIZ DİYE BM'YE SORMAK LAZIM

Davutoğlu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Suriye sorununda üzerine düşen görevi yapmadığını iddia ederek, 'Türkiye ve Yunanistan olarak dünyaya dönüp başımıza bu sorunu nasıl açtınız diye BM GK’ya sormamız lazım. Alamadıkları önlemler sebebiyle hem milyonlarca insan hem de Türkiye ve Yunanistan etkilendi. Soruyu doğru yerlere sormak lazım. Türkiye’ye çözüm için çağrıda bulunmak, bütün uluslararası kurumların çöktüğü bir durumda yükü Türkiye’ye yüklemek değildir. Bu bizim meselemiz değil, bu, Türkiye ve Yunanistan’ın mültecilerle birlikte mağdur olduğu bir meseledir' dedi.

Türkiye ve Yunanistan'ın mülteci krizinde ortak bir kaderi taşıdığını söyleyen Davutoğlu, "Avrupa, Türkiye ve Yunanistan'ı suçluyor ama kimse evrensel hukuk söz konusu olduğunda bu hakların yükümlülüğünü Türkliye üstlensin diyemez. Asıl mesele Suriye sorunudur mülteci sorunu değil, dolayısıyla bugün dünya gündemini meşgul eden ve Aylan bebeğin cansız bedeninde kendisini gösteren sorun Türkiye ve Yunanistan sorunu değildir" diye konuştu.

ÇİPRAS: MÜLTECİLERİN NEDEN BOĞULMAYI GÖZE ALDIĞINI ANLAMALIYIZ

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ise, "Mültecilerin neden boğulmayı göze aldıklarını anlamamız lazım, polisiye önlemlerle sorun çözülmez" ifadesini kullandı.

İnsan tacirleriyle ortak mücadele yürütülmesi gerektiğini söyleyen Çipras, "Bunlar insanlığa karşı bir küfür, tehlike ve hakarettir. İnsanların hayatını tehlikeye atmaktan çekinmiyorlar. Bu, bizim insanlık sorunumuzdur. Bu krizle hiçbir ülke kendi başına mücadele edemez" diye konuştu.

DAVUTOĞLU'NUN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI

T24'ün haberine göre Davutoğlu'nun açıklamasının satır başları şöyle:

"Birbirlerini üzmeden bizleri de üzmeden galip ve mağlup olmadan maç bitti 0-0.

Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunlu ilişkilerden mutlu olanlar çıkabilir ama bizler Atina'da ve Ankara'da sorumlu devlet adamları olarak Türkiye ve Yunanistan arasında kalıcı bir dostluğu inşa etmekte yükümlüyüz

Samimi bir şekilde var olan sorunları konuşmamız önemli, çok güzel bir diyalog imkanı oldu. 4 ana sütun üzerinde ilişkilerimiz için aynı kahveyi aynı tarihi paylaşan iki komşu ülke olarak turizmde, ticarette, yatırımlarda, enerjide ve ulaşımda iki ülkeyi birbirine entegre hale getireceğiz. İzmir’den Selanik’e feribotta seyahat edebiliriz. İstanbul'dan Atina'ya hızlı trenle gidebiliriz.

Şubat ayının ilk haftasında Türkiye’de yeniden toplantı yapacağız. Şimdiye kadar intikal eden sorunları karşılıklı konuşmamız; azınlıklar, Ege sorunları, Kıbrıs hangisi olursa olsun evrensel insan hakları ve geçmişteki yük çerçevesinde konuşabiliriz.

'KIBRIS'TAKİ MÜZAKERELERE POZİTİF YAKLAŞACAĞIZ'

İki halkı komşu kılan tüm güzel durumları öne alacağız. Türkiye ve Yunanistan'daki seçimler, daha önce buluşmamızı engellemişti ama şimdi bu durumu düzelteceğiz. Türkiye ve Yunanistan olarak Kıbrıs'taki müzakerelere pozitif yaklaşacağız.

AB sürecimizi Yunanistan destekledi. Akdenizin ve Güneydoğu Akdeniz'in gücünü Avrupa da artıracağız komşu ülke olarak. Bölgesel sorunlarda, Balkanlar'da bir huzur barış bölgesi olması için 90’lı yıllarda yaşanan sorunların yeniden yaşanmaması için adımlar atacağız.

'ASIL MESELE SURİYE SORUNUDUR'

Mülteci krizinde ortak bir kaderi paylaşıyoruz Yunanistan ile. Avrupa, Türkiye ve Yunanistan'ı suçluyor ama kimse evrensel hukuk söz konusu olduğunda bu hakların yükümlülüğünü Türkliye üstlensin diyemez. Asıl mesele Suriye sorunudur mülteci sorunu değil, dolayısıyla bugün dünya gündemini meşgul eden ve Aylan bebeğin cansız bedeninde kendisini gösteren sorun Türkiye ve Yunanistan sorunu değildir.

Ne Suriye ne de Yunanistan mülteciler konusunda sorumlu değildir. Tüm dünya bundan sorumludur. İki ülke de Suriye mağdurudur. Bu kriz oradaki zalim rejim ve terörist grupların baskısı sebebiyle oluyor. Komşu iki ülke olarak Suriye sorunun mağdurlarıyız. Ege'de alınabilecek tedbirleri ele alıyoruz düzenli bir istişare olacak. İkili mekanizma ve çalışma grubu da oluşturacağız.

Soru-cevap

Davutoğlu, ortak basın açıklaması sonrasında düzenlenen soru-cevap bölümünde de şunları söyledi:

(John Kerry'nin Suriye sınırında 'ortak operasyon' açıklaması) Biz her zaman Türkiye’yi tehdit eden bir durum olursa kendi güvenliğini korumak üzere gereken önlemi alır dedik. Bugün de sınırda güvenliğimize tehdit olan sadece DEAŞ değil, bütün terör örgütlerinin riskleri olduğu aşikar. Bazen bu tehditleri koalisyonla birlikte, bazen de tek taraflı gerekli tedbiri alır ve bu adımları atar. Suriye krizi çözülmeden, meselelerle baş etmek mümkün değil. Bu bağlamda bizden gelecek açıklamalar esas teşkil eder. Şu anda atıldığı ya da atılmak üzere olduğu gibi bir kanaat oluşması doğru değil.

(Mülteci sorunu) Çipras’ın da vurguladığı gibi kökenine inmemiz lazım. BM GK görevini yapmadığı için 4 yıldır milyonlarca insan aç ve susuz yollara döküldü ve çaba içinde. Türkiye ve Yunanistan olarak dünyaya dönüp başımıza bu sorunu nasıl açtınız diye BM GK’ya sormamız lazım. Alamadıkları önlemler sebebiyle hem milyonlarca insan hem de Türkiye ve Yunanistan ettkilendi. Soruyu doğru yerlere sormak lazım. Türkiye’ye çözüm için çağrıda bulunmak, bütün uluslararası kurumların çöktüğü bir durumda yükü Türkiye’ye yüklemek değildir. Bu bizim meselemiz değil, bu, Türkiye ve Yunanistan’ın mültecilerle birlikte mağdur olduğu bir meseledir.

ÇİPRAS'IN SÖZLERİNDEN ÖNE ÇIKANLAR

Çipras, Başbakan Davutoğlu ile düzenledikleri ortak basın açıklamasında şunları söyledi:

"Bir önceki siyasi gelişmeler beni bu davetten alıkoyamaz. Bu ziyaretim kritik bir anda gerçekleşiyor; bölgemizi, Avrupa'yı ve dünyayı ilgilendiren gelişmeler sırasında bu ziyareti gerçekleştiriyoruz. Bu ziyaretim iki ülke arasında ümit veren bir çerçeveyi sembolize ediyor. İki komşu ülke olarak çağımızın tahriklerine cevap vermek zorundayız, bölgedeki büyük imkanları ortaya çıkarmak zorundayız. Bu işbirliğimiz geniş anlamda avrupadaki gelişmeleri değiştirebilir

Açık sorunlar ortada. Zaman kaybetmek için karşılıklı paslardan yana değil girişimlerden yana olmalıyız. Göçmen sorunu, göçmen akımları, denizimizde Ege'de meydana gelen insanlık krizleri, terörizm maalesef olumsuz bir atmosfer doğuruyor, bu konuda işbirliği yapmamız gerekiyor.

Türkiye son yıllarda bu konuda göçmen akımlarından dolayı çok büyük bir yükün altına girmiştir. Terörizmden kaynaklanan bu göçmen sorununa bir yöntem bulmamız lazım. Yunanistan 8 ay içerisinde büyük bir akıma maruz kaldı. Türkiye bu misafirperverlikle 2,5 milyon, Yunanistan ise 650 bin civarında göçmen ağırlıyor. Bu konuda atılması gereken daha fazla adım var. İnsan tacirleriyle baş edebilmemiz için ortak mücadele lazım. Bunlar insanlığa karşı bir küfür, tehlike ve hakarettir. İnsanların hayatını tehlikeye atmaktan çekinmiyorlar. Bu, bizim insanlık sorunumuzdur. Bu krizle hiçbir ülke kendi başına mücadele edemez.

Eylem planı çerçevesinde Avrupa, Türkiye ve Yunanistan'ın işbirliği yapması gerekiyor. Göçmenlerin 3. ülkelere yasal bir şekilde yerleşmesi konusunda çalışmalar yapılması gerekiyor. Avrupa'nın da bu konudaki sorumluluğunu üstlenmesi gerekiyor bu yerlkeşim sürecinin sonuç vermesi gerekiyor bunun için göçmenlere illegal bir şekilde göç yollarını kullanmaları amacıyla onlara yasal bir yerleşim teminatı vermeliyiz. Bu çerçevede Türkiye'de işbirliğimiz içerisinde dışişleri bakanlıkları arasında işbirliğinin acilen başlatılmasına karar verdik. Bugün Türkiye'de somut önlemler için mutabakata vardık

TEKRAR SEÇİLMEMİZ 4 YIL BOYUNCA ORTAK PLAN KURMAMIZI SAĞLIYOR

Geri iade anlaşması ile birliği geri kabul anlaşmasını bu konuda göçmen akımlarının önüne geçilmesi için çözüm yolları araştırdık yıllardır var olan sorunları konuştuk

Bizim ve AKP'nin tekrar seçilmemiz, 4 yıl boyunca yeniden ortak plan kurmamızı sağlıyor. Kıbrıs'ta iki toplumu cesaretlendirmeye karar verdik. Kalıcı barıştan yana olmalıyız şu anda karşımızda bir fırsat var olması gerekenden daha tedbirli olmamız gerekiyopr. BM ve AB kararları çerçevesinde her iki Kıbrıs da birleşik çatı altında fedarasyon altında bir çözüm desteklememiz gerekiyor. Bu çözümün Kıbrıs halkı tarafından kabul görmesi gerekiyor.

Son iki yıl içerisinde Yunan hava sahasındaki hava ihlallerini konuştuk, Türk savaş gemilerinin Ege'deki hallerini sorduk samimi bir diyalog içerisinde. Hepsine bir çözüm bulunabilir, Ege'deki güvenliği ve işbirliğini sağlayacak çözümler bulmamız gerekir.

Ticaret, ulaştırma, Selanik-İstanbul tren hattı, İzmir-Selanik-İzmir feribot hattında turizm kültürel ve eğitim değişim programları gerekiyor. Eğer samimi bir işbirliğini arttırabilirsek bu konuda samimi olabiliriz. AB konusunda Türkiye'ye destek olacağız Yunanistan da Türk halkına kardeşlik duyguları besliyoruz.

SORU-CEVAP

Çipras, açıklamalar sonrasında düzenlenen soru-cevap kısmında ise şunları söyledi:

(Atina'ya cami) Trakya farklı kültürlerin barışçıl şekilde yaşadığı bir bölgedir, orada onlarca cami var. Yunan Müslüman vatandaşlar burada dini ihtiyaçlarını karşılama imkanına sahipler. Bu konuda pozitif bir cevap almak isterseniz, Yunan hükümetinin aldığı bir karar var, başkent Atina’da bir cami açılmasıyla ilgili. Ama Batı Trakya’yla bir ilgisi olmayan bir konu. Yunan Müslümanlar her türlü inanç hakkına sahipler.

(Türkiye'nin AB üyeliği ve Kıbrıs'ın bu konudaki tutumu) Türkiye’nin AB yöneliminde Yunanistan her zaman destekçidir. Hem Yunanistan hem de Türkiye’nin bu süreçten karlı çıkacağına inanıyoruz. Fasılların açılmasıyla ilgili olarak, biz fasılların tabii ki açılmasını istiyoruz. Bunların ön şartlarının yerine getirilmesi gerekiyor, karşılıklı olarak AB’ye dahil olabilmeniz ve karşılıklı yarar elde edebilmemiz için bunların olması gerekiyor. Kıbrıs bir AB ülkesidir ve diğer ülkelerin dahil olduğu kararlara dahil olmaktadır. Kıbrıs’ın durumu önümüzdeki toplantılarda konuşulacak. Karşılıklı adımların atılması için isteğin olduğu bir ortamda, bunlar mutlaka sonuç verir.

(Mülteci sorunu) Göçmenlerin ilk olarak kimlik tespitlerinin yapılması amacıyla hot spot terimini önerenlerden birisiyiz. Bu konuda ne demek isiyoruz? Tehlikeli bazı insanların gelip bu ülkeye tehdit oluşturacağını ve dolayısıyla tanımı bu çerçevede almamamız gerekiyor. Doğru tanımlayacak kelimeler bulabiliriz, İngilizce kullanmak zorunda değiliz. Ağırlama merkezleri diyebiliriz.

Karşı karşıya olduğumuz sorun, yüz milyonlarca insanın evlerinden edilmesi sorunudur. Bunlar sadece emniyet makamlarıyla çözümlenemez çünkü eğer polis önlemleriyle mücadele edeceksek bu sorunu çözemeyiz. Bu insanların sadece Türkiye’den Yunanistan’a gelmesi konusuna takılmamız gerekiyor, neden Ege’nin sularında boğulmayı, kaçmayı tercih ettiklerini anlamamız gerekiyor. Bunların nedeni kendilerine yapılan operasyonlar, evlerine düşen bombalardır. Türkiye sorununa siyasi bir çözüm bulunmazsa, ne yaparsak yapalım herhangi bir çözüme ulaşamayacağız. Karşılıklı olarak tarihi bir işbirliği komitesi oluştuup bu soruna çözüm bulmamız gerekiyor. Aksi takdirde bir çözüm bulamayız. ;Türkiye ve AB arasında devam eden müzakereler hususunda ise tabii ki sahil güvenliklerin ve frontex’in güçlendirilmesi yanında, dikkatimizi yoğunlaştırmamız gereken nokta Avrupalıların bu konudaki yükü Türkiye’yle paylaşamaları gerektiği konusudur. Çünkü bunların gideceği yerlere gidebilmeleri konusunda güvenilir ve göçmenlerin inanacağı bir çözüm bulmak gerekiyor. Onları insan tacirlerinin elinden kurtarmamız için bu gerekiyor. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande: Olağanüstü hal 3 aya çıkacak

SONRAKİ HABER

Çipras, sarayda Erdoğan'la bir araya geldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...