05 Nisan 2012 13:11

Daha fazla sömürmek için darbe yapıldı

Darbe yıllarında Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Sendikasında genel başkanlık yapan ve sendikacılık faaliyeti nedeniyle 3 ay cezaevinde kalan Cevdet Selvi ile darbe yıllarını, koşullarını, sendikaların nasıl etkilendiği konuştuk. Darbenin ‘daha fazla sömürmek’ için gerçekleştiğinin altını çizen Selvi’nin, darbecile

Daha fazla sömürmek için darbe yapıldı
Paylaş

Eylem Lodos


12 Eylül döneminde siz Petrol-İş Sendikasının genel başkanıydınız. Darbeden en çok da işçi sınıfı örgütlülüğü, sendikalar etkilendi. O günlere dönersek, darbenin sizce amacı neydi?
12 Eylül tek başına asayiş çerçevesi içinde ele alınamaz. Dünyada özellikle de ülkemizde sömürünün devam edebilmesi için, bu gün nasıl çeşitli girişimler bulunuyorsa o gün de kimi kılıflar altında bir şeyler yapılmaya çalışılıyordu. Eğer dikkat edilirse 12 Eylülün Türkiye’de önemli kilometre taşlarından birisi 24 Ocak Ekonomik Önlemler Paketi’dir.

Peki, sendikalar darbeden önce açıklanan bu 24 Ocak kararlarına itiraz etti mi?
O günlerde sendikalar artık kendini kanıtlamış güçlü bir noktaya gelmişti. Memurlar, öğretmenler kendilerine göre örgütlenme hakkını kullanmada belirli bir mesafe almışlardı. Yine gençlik içinde örgütlülük yüksekti. Ancak bu arada halkın bölünmesi için baskılar, provokasyonlar, korkutmalar, tehditler devam ediyordu. 24 Ocak kararlarıyla özellikle Türkiye’de emekçi halkın daha fazla sömürülmesi amaçlandı.
24 Ocak kararlarına karşı pek çok sendikacı, demokratik bir ülkede ve Türkiye’nin bu gün ki demokrasisine rağmen bu politikayı sürdüremezsiniz diye itiraz ediyordu. 12 Eylül darbesi emeğiyle geçimini sağlamak durumunda olan tüm emekçilere, işçisinden küçük esnafına, memurundan çiftçisine kadar herkese karşı bir darbe oldu. Sendikalara, işçilere, aydınlara, bütün solculara, örgütlü olan herkese ciddi büyük bir darbe yapıldı. Çünkü o sömürünün o koşullar altında devam etmeyeceği belliydi. 12 Eylülü cunta yaptı ama kaynağına gidilirse emperyalist devletler ve vahşi kapitalizme özlem duyan odaklar görülecektir.

Başta sendikanız olmak üzere sendikalar darbeden nasıl etkilendi?
Sendikalardan ziyade sendikaları var eden işçiler, sendika üyeleri ve çalışanlar etkilendi. Örgütlü toplumun tehlikesini bildikleri için tabi ki sendikalarda hedefteydi. Sendikaların, işçilerin örgütlenme hakkını elinden aldılar. Sendikaların bir kısmı buna boyun eğdi. Bir kısmı da bu kadar büyük adaletsizliğe 17 yılda kuruş kuruş elde edilmiş hakların ortadan kalkmasına karşı çıktı. Uyum sağlamaya çalışanlar belki kısa süre için durumu idare ettiler ama sonunda ne sendikaları kaldı ne de sendikal anlayışın ciddiyeti, sorumluluğu kaldı. Sendikaların 17 yılda kazandığı toplusözleşme hakkı ortadan kalktı, toplu iş sözleşmelerindeki hakları getiriye götürdüler, kıdem tazminatı pazarlığı ortadan kalktı ve grev yasakları geldi. Hâlâ pek çok iş kolunda grev yapmak yasaktır. Hâlâ grev yapmak isteyen işçiler bin bir türlü bürokratik engelle karşı karşıya kalmaktadır. Burada Türk-iş istenilen mücadeleyi vermedi, arzu edilen mücadele de yer almadı. Ama Türk-iş içerisinde pek çok sendika bu mücadelenin gereğini yerine getirmeye çalıştı. Petrol-İş de bunlardan biriydi.

Darbe karşıtı tutumunuz nedeniyle baskılar gördünüz, o dönem neler yaşandı?
O dönemde Türk-İş’ten tek beni aldılar. Bir hücrede 6 kişi kaldık. Arkasından da Selimiye’ye götürdüler. Sendika defterlerine el koydular, sendikamızı kapattılar. Sendikanın her yerini aradılar. Üç ay sonra serbest bırakıldım ama küçük kızımın doğduğunda eşimin yanında olamadım, cezaevindeydim. Sonra defterlerimizi iade ettiler, sendikamız geri açıldı. Bir gün sendikadan denetim kurulunu gönderdiler. İnceleme yapıldı ama bir şey bulamadılar.

Bugün ise AKP Hükümeti, darbeci iki ismin, Evren ve Şahinkaya’yı yargılanmasını kendi başarısı olarak ilan ediyor, muhalefeti suçluyor. AKP’yi samimi buluyor musunuz?
Bu gün AKP’nin hiçbir söylediğinin samimi olduğunu düşünmüyorum. AKP’nin felsefesi, ideolojisi çağımıza uyarlanmış ve bir sömürü düzeninin parçası haline gelmeyi kabul etmiştir. Sola, demokrasiye her türlü düşmanlığı gösteren anlayış bugün demokrasi, insan hakları ve özgürlük mücadelesinde hayatını kaybedenleri bile kullanır hale gelmiştir.
12 Eylül darbecilerini yargılamak mecburiyetinde kalmışlardır. Kısa süre öncesine kadar Kenan Evren’nin önünde saygı duruşunda bulunanlar, iltifatlar edenler, bu gün toplumu yanıltmak için göstermelik bir girişimde bulunmak zorunda kalmışlardır. Ancak şunu da söylemek gerek 30 yıl sonra sembolik de olsa bunun yapılmasında yarar vardır. Ancak 12 Eylül 1980’in semeresini toplayan, yararlanan daha tehlikeli boyutlarda taşıyan, çağdaş yaşamı, özgürlükleri, adalet duygusunu yok edenlerin bunu yaptı diye de prim elde etmesini düşünmemek lazım.


SERMAYE ÇEVRELERİNE HESAP SORULMUYOR

12 Eylül iddianamesinde darbenin açıktan taraftarı olan sermaye çevreleri yok. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Darbeyi üç kişi yaptı dersek haksızlık olur. Darbeyi yapanlar başka bir gücü kullanmıştır. Halkın sömürülmesini sağlamak isteyenler, bu sömürünün daha yoğun ve uzun olmasını isteyenler ortalıktadır, hatta nemalanmışlardır. Grevsiz, toplusözleşmesiz, sendikasız bir ortamın yaratılmasını istemişlerdir. Bu kişilere hesap sorulmamaktadır, bu hükümetin sorması da mümkün değildir.


BUGÜN DE DEMOKRASİDEN BAHSEDİLEMEZ

Bu gün de aydınlar, siyasetçiler, sendikacılar, gazeteciler gözaltına alınıyor, mahkemeye çıkmadan  uzunca süreler cezaevlerine tutuluyor, tutuklanıyorlar. Bu konuda ne söyleyebilirsiniz?
Bugün durum çok daha kötü, çok daha ağır ve tehlikeli. Türkiye’de bu kadar aydın, gazeteci, üniversite öğrencisi içerideyken adaletten bahsetmek, adaletli bir toplumdan bahsetmek mümkün değil.

evrensel.net

ÖNCEKİ HABER

Fransa’da nükleer santralde yangın

SONRAKİ HABER

12 Eylül’ün tarafı işçilerdir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...