12 Kasım 2015 17:03

G20: Emperyalist savaştan kim ne kadar pay alacak?

Antalya’da gerçekleştirilecek olan zirve sorunların çözümü değil, sorunun ta kendisidir. Bu zirve halklara ölüm, halklara zulüm getirenlerin en ileri örgütlü yapısıdır. Kasım ayında Antalya sahillerine halkların sorunlarını değil kendi sorunlarını tartışmaya gelmektedirler.

Paylaş

Hilmi MIYNAT
Özgür ŞİMŞEK

20 Maliye Bakanı ve Merkez Bankası Başkanı Grubu, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan 19 ülkeden ve Avrupa Birliği Komisyonu’ndan oluşuyor. Paris Konferansı’nın hemen öncesinde düzenlenecek olan G20 zirvesi, 15-16 Kasım tarihleri arasında Antalya’nın turizm merkezi Belek’te gerçekleştirilecek. Zirve nedeniyle devlet başkanlarının yanında 13 bin kişinin geleceği Antalya’da, 12 bin polis görev yapacak. Protesto için Antalya’ya dünyanın değişik ülkelerinden 30 bin kişinin katılması bekleniyor. Kalabalık gözaltılar için hem Antalya merkezde hem de Belek’in bağlı olduğu Serik İlçesi’nde birer spor salonu ‘gözaltı merkezi’ olarak belirlenmiş durumda. Antalya’daki zirve için milyonlarca dolar harcayan devlet,  ‘güvenlik zafiyetine’ mahal vermemek adına günler öncesinden titizlikle çalışma yürütüyor. Oysa aynı devlet yüzün üzerinde insanın öldürüldüğü Ankara’da, yürüyüş güzergâhına bir tek arama noktası dahi koymamıştı. Aynı şekilde Suriye savaşından kaçarken denizlerde yitip giden yüzlerce mülteciye şişme botları reva görenler, eli kanlı liderlerin katılacağı zirve için Antalya Belek’in kilometrelerce çevresinde havadan, karadan ve denizden güvenlik çemberleri oluşturuyor.

MÜLTECİ SORUNU MERKEL’İN TEMSİL ETTİĞİ DÜZENİNDİR

Zirvede konuşulacak olan başlıklardan biri terör ve mülteci sorunu. Peki, nedir mülteci sorunu ve neden kaynaklanır? Savaş ve yoksulluktan kaçan insanların barınma, beslenme ve sağlık sorunudur. Zengin azınlığın sömürdüğü ülkelerden kaçanların, savaş tacirlerinin kana buladığı ülkelerde ölmek istemeyenlerin sorunudur. 3 yaşındaki Aylan Kurdi’nin Bodrum açıklarında boğularak can vermesidir. Bu sorunun kaynağı ise emperyalist barbarlardır, Macaristan sınırını insanlığa kapatanlardır. Üstelik bu sorun, bir kameramanı işten atmakla, milyonlarca mülteciden yalnızca birine sembolik olarak sahip çıkmakla çözülemeyecek bir sorundur.
Mülteci sorunu hakkında yazı yazarken, sert çıkışlarıyla gündeme gelen ve mülteciler üzerine söylemleriyle tepki toplayan Merkel’i anmadan geçmeyelim. Merkel’in lideri olduğu Hristiyan Demokrat Birlik partisi, sığınmacıların ülkeye girişini ‘ulusal facia’ olarak nitelendiriyor. Ortadoğu’yu savaş bataklığına sürükleyenler kendi ve dengi emperyalistler değilmiş gibi, savaştan kaçanları sınır boylarında bir kez daha vuruyorlar.  Bu ‘ulusal facianın’ önüne geçmek için Türkiye’yi tampon bölge olarak kullanma fikrini öne süren Merkel, Erdoğan’ın cebine koyacağı bir cep harçlığıyla da çözüm önerisini kabul ettirmekte hiçbir güçlük çekmiyor. Böylelikle Suriye’deki iç savaşın sonuçları bir kez daha Türkiye emekçilerine fatura ediliyor. 

SHELL SPONSORLUĞUNDA ‘ÇEVRECİLİK’

G20 zirvesinde ele alınacak müzakere başlıklarından bir diğeri ise iklim değişikliği ve çevre sorunları. Greenpeace’in Shell sponsorluğunda çözemediği çevre sorunları G20 zirvesinde tartışılacak. Kendi ülkelerinde çöpten, güneşten enerji üreten liderler, başka ülkelerde doğayı katletmekte, HES’lerle Nükleer santrallerle köylüyü köyünden kovmakta bir beis görmüyor. Oysa herkes biliyor ki gökyüzü ortaktır. Aynı gökyüzünün altında yaşayan halklar aynı havayı solumaktadır. Çevre sorunlarının da, iklim değişikliğinin de çözümü, sorunları ortak düşmanı tek halkların aynı gökyüzü altında birleşmesinden geçmektedir.

SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ DEĞİL KENDİSİ

Antalya’da gerçekleştirilecek olan zirve sorunların çözümü değil, sorunun ta kendisidir. Bu zirve halklara ölüm, halklara zulüm getirenlerin en ileri örgütlü yapısıdır. Kasım ayında Antalya sahillerine halkların sorunlarını değil kendi sorunlarını tartışmaya gelmektedirler. Suriye’deki savaştan hangi canavarın kaç dilim pay alacağını, Çin’deki emekçilerin mi, Endonezya’daki emekçilerin mi sömürüye daha elverişli olduğunu, hangi halkların Nükleer radyasyona daha müsait olduğunu tartışacaklardır. Onların bu örgütlü saldırısına karşı, bu zirvenin içeriğinden, sonuçlarından haberdar olan dünyanın her yerinden milyonlarca insan, ortak geleceği için birleşecek, zalimlere karşı insanlığın, kardeşliğin, krizlere karşı halkçı çözümün sesini yükseltmek için alanlarda olacaktır. İnsanca bir yaşam için başka çaremiz de yok zaten. 

ÖNCEKİ HABER

Sanayi üniversite 'işbirliği' ve teknokentler

SONRAKİ HABER

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden TÜRGEV'e 6 bina daha...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...