12 Kasım 2015 16:33

Sözümüz var Deniz'e

Paylaş

Berfin AYDIN
Antep
 
Barış diyerek çıktık bu yola. Kardeşlik, eşitlik, özgürlük diyerek. Onlar ise tek kelime kullandı sanki; kan... Evet kandan besleniyor bu katliamın failleri. Canlı bombaları taşıyan araç polis kontrolünden geçerken polisler de almıştır kanın kokusunu. "Canlı bomba listesi elimizde." diyenler kan kokusunu duymadan yakalamak istememiştir onları. Zaten "Eylem yapmadan yakalayamayız." diyenler de onlar değil mi? Ankara'nın faillerini de yakalarlar, Suruç'ta olduğu gibi… "Oluk oluk kan akacak" demişti biri, oluk oluk aktı kanımız. Oluk oluk gitti canımız, yoldaşlarımız. "En yakınınız düşmeden anlamazsınız." derdi bir büyüğümüz. Bizim en yakınımız düştü. Denizimiz… 
Cenazelere gidemezdi Deniz. Ben kendimi kaybediyorum kötü oluyorum derdi. Suruç Katliamı'nda kaybettiklerimiz uğurlanırken de dedi. Güçlü olamam böyle bir acıda, nasıl güçlü olunur ki, dedi. Güçlü olduk biz. Deniz'den haber beklerken, kan vermeye mi gitti, yaralı mı, hastanede mi yoksa? Yoksa daha mı kötü? Bunları düşünürken güçlü olduk. Denizin cenazesi geldiğinde güçlüydük. "Ali Deniz Uzatmaz Ölümsüzdür!" derken güçlüydük. Ağlamak güçsüzlük mü sizce? Neden herkes birbirine ağlama diyor, sonra bir köşeye geçip kendisi ağlıyor? Hayır ağlamak güçsüzlük değildi bu defa bizim için. Çünkü her bir damla gözyaşımızda öfkemiz daha da artıyordu ve biz daha da güçleniyorduk. Partiye taziyeye gelenler "Başınız sağolsun" diyor. O cümleyi her duyduğumuzda o ilk acı tekrar hissediliyor göğsümüzde. Hala Deniz'in fotoğrafını her görüşümde o an öğrenmiş gibi oluyorum. Deniz sanki o an ölmüş gibi. Fotoğrafı karşımda şimdi, yine öyle hissettim. Deniz öldü mü gerçekten? Canı çok yandı mı acaba diyordum kendime. Bir adli tıp doktorunun patlama ile ilgili yazdığı yazıyı okumuştum. Saniyenin yarısı kadar acı çekmiş Deniz. Saniyenin yarısı… Belki de yaşadığı en uzun yarım saniye olmuştur o an. Oy kullanmaya geleceğini söylemişti aradığında. 3 Ekim Hayat Tv dayanışma yemeğinde aradı, doğum günümü kutlamak için. "Çok özledim hepinizi, burnumda tütüyorsunuz, oy kullanmaya geleceğim. Bir iki gün kalırım bol bol görüşelim" dedi. Şimdi burnumuzda tütüyor Deniz. Her cümlesi an an aklımıza geliyor. İkimiz de meslek liseliydik. YGS konusu açıldığında "Bak sayısal çalış tek sıkıntı o, mezuna kalma sakın" derdi. O mezuna kalmıştı çünkü. Zaten meslek liseli olup ilk sınavda düzgün bir yeri kazanmak ne kadar mümkün ki? Tercih zamanı geldiğinde gidebileceği her bölümü yazdı. Uçak mühendisliğini bile. Sonra dalga geçti kendiyle. "Uçak mühendisliğini hangi akılla yazdım ki, meslek liseli olduğumu unuttum bir an." dedi, güldük birlikte… 

Barış Diyeceğiz Yine...

Ne çok anı var, ne çok acı. "Anıları mücadelemizde yaşayacak" diyoruz ya. Mücadelemizde yaşatacağız Deniz'i. Kandan beslenen korkaklara karşı yılmadan, korkmadan, sosyalizme ve işçi sınıfına olan inancımızı daha da güçlendirip yükselteceğiz mücadelemizi. Sözümüz var Deniz'e. Yoldaşlarımıza sözümüz var. Kaldıracağız yaralılarımızı taşıdığımız pankartları ve ölülerimizin üstüne örttüğümüz bayrakları yerden. Barış diyeceğiz yine. Savaşsız, sömürüsüz bir dünya için mücadele edeceğiz hepimiz. Daha güçlü olacağız çünkü daha öfkeliyiz artık. Katliamın failini tanıyoruz. Başkanlık sistemi için her türlü katliamı ve zorbalığı yapabilecek olan saray hükümetini biliyor ve tanıyoruz. Ve bu saray ve savaş hükümetine karşı daha dik duruyoruz. Eskisinden daha dik duruyoruz, öfkemiz daha büyük çünkü. Deniz'in Ali İsmail için "Devrim Şehitleri Ölümsüzdür" diye haykırdığı gibi haykırıyoruz yoldaşlarımızın ardından. İşçi sınıfının partisi ve onun gençliği olarak kaybettiğimiz yoldaşlarımızın hesabını soracağız. İşçi sınıfının mutlak kurtuluşu olan sosyalizm mücadelesinde yaşatacağız onları.

HOCAMIZIN MİRASI

Hocam sizin Ankara'da patlamada öldüğünüzü duyunca şok oldum, daha okullar yeni açılmıştı birbirimizi okulda görünce sımsıkı sarılmıştık. Ama sizin ölüm haberiniz gelince inanamadım. "Daha dün gördüm hocamı şimdi bu nasıl olur?" diye kendi kendimi sorguladım. Hocam sizin bana verdiğiniz Beşiktaş bayrağı benim de size verdiğim Sarıgazi çArşı atkısı birbirimize miras olsun. Ama ant olsun ki mücadeleniz bize ışık tutacak, mücadelenizi biz devam ettireceğiz.

BARIŞ GÜVERCİNİMİZ

Hocam sizsiz bu yıl nasıl geçecek bilmiyorum, beraber 1 Mayıs'a gitme planları yapmıştık. Okuldaki arkadaşlarımızla divan işçilerini ziyarete gittiğimizde bizimle gurur duyup, grev çadırına gelmiştiniz. "Hacı Birlik'e yapılan kanıma çok dokundu Ankara'ya gidip barış diyeceğim." demiştiniz, sizin bu duyguyla Ankara'ya gidip barış istemeniz bizi çok gururlandırdı ama şunu unutmayın hocam size sözümüz olsun barışı biz gençler sağlayacağız. Katiller bu ülkedeki insanları kahvelerle, makarnalarla kandırabilirler ama biz gençleri asla kandıramayacaklar, gençler her şeyin farkında, gençler katillerden hesap soracak. Gençliğin son sözü "Yılgınlık yok mücadeleye devam!" olacak. Işıklar içinde uyu barış güvercini. Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız.

SEVGİLİ HOCAM

Sizi 1 seneden beri tanıyorum. Siz bizim dersimize girdiğiniz zaman bizimle neşeli güzel sohbetler ederdiniz sizinle ilk muhabbet ettiğimde kanım çok kaynamıştı size o zaman anladımki  bu hocayla zaman çok hızlı geçer. Ama okulumun 2. senesine başladığımda sizin ölüm haberinizi duyunca donup kaldım ağlamak geliyor içimden ağlayamıyorum. Çok garip olmuştum. Okulda almıştım haberinizi eve gidene kadar aklımdan çıkmadınız, sizin gibi iyimser bir adam nasıl olur da barış istediği için öldürülebilir, barış dünyanın en güzel simgesidir ama sadece tek adam olma çabaları için uğraşanlar, seçim için Kürdü Türk'e, sunniyi aleviye, lazı çerkeze düşürdü.  Ama şunu unutmayın hocam siz sakın sanmayın ki öğrencilerim beni kötü olarak bilecek, bizler sizin yolunuzdan devam edeceğiz. Sizi ve  Ankara'da katledilenlerin hiçbirini unutmayacağız. Ülkeye barışı getireceğiz.

SEVGİLİ HOCAM

Sizi 1 seneden beri tanıyorum. Siz bizim dersimize girdiğiniz zaman bizimle neşeli güzel sohbetler ederdiniz sizinle ilk muhabbet ettiğimde kanım çok kaynamıştı size o zaman anladımki  bu hocayla zaman çok hızlı geçer. Ama okulumun 2. senesine başladığımda sizin ölüm haberinizi duyunca donup kaldım ağlamak geliyor içimden ağlayamıyorum. Çok garip olmuştum. Okulda almıştım haberinizi eve gidene kadar aklımdan çıkmadınız, sizin gibi iyimser bir adam nasıl olur da barış istediği için öldürülebilir, barış dünyanın en güzel simgesidir ama sadece tek adam olma çabaları için uğraşanlar, seçim için Kürdü Türk'e, sunniyi aleviye, lazı çerkeze düşürdü.  Ama şunu unutmayın hocam siz sakın sanmayın ki öğrencilerim beni kötü olarak bilecek, bizler sizin yolunuzdan devam edeceğiz. Sizi ve  Ankara'da katledilenlerin hiçbirini unutmayacağız. Ülkeye barışı getireceğiz.

ÖNCEKİ HABER

Ülkenin hali nasılsa bizim de halimiz öyle

SONRAKİ HABER

Hacettepe’de yetki itirazına tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...