12 Kasım 2015 14:58

Gülten Akın'ın ardından

Paylaş

Ergün GEZİCİ
Adana

Umut penceresinden dünyaya meydan okuyan yürek işçimiz Gülten Akın... Aramızdan hiç olmaması gereken bir zamanda, umuda en çok ihtiyacımızın bulunduğu bugünlerde bize veda etti. Gülten Akın 1950’li yıllarda yazmaya başladığı şiirleriyle kısmen İkinci Yeni çizgisinde görülen, ancak 1970’li yıllardan itibaren toplumcu duyarlılığa sahip yazdığı şiirleriyle de bireysellikten toplumculuğa geçiş sağlayan ve bu yönelişini de sonuna kadar devam ettiren bir şair. Yaşadığı toplumun meselelerini göz ardı etmeyen, özellikle direniş dinamiklerinin tümünü yok etmeye çalışan, -platonun çok uzağında gelişip canavarlaşan- orantısız güç yaptırımını hemen her canlının üzerinde acımasızca uygulayan, otoriter devlet yapısına karşı, şiirleriyle onurlu bir duruş sergilemekten vazgeçmeyen bir şairdir Gülten Akın. İdam edilen Erdal Eren anısına yazmış olduğu “Büyü” şiirini 42 Gün isimli kitabında yayımlamıştır.
Büyü de/Büyü de baban sana/Baskılar işkenceler alacak/Kelepçeler gözaltılar zındanlar alacak /Büyü de/Büyüyüp on yedine geldiğinde /Büyü de baban sana/İdamlar alacak
 

KENT İNSANININ TÜRKÜSÜ

Gülten Akın’ın şiirlerinde görülen en önemli sorunsallardan biri de yeni bir yaşam tarzının panoraması olan kent ve bu kente bağlı olarak gelişen, modernleşmenin yaratmış olduğu, insanın hayata ve topluma yabancılaşmasıdır. Buna paralel olarak insanların yozlaşmalarına ve git gide makineleşmelerine kaygıyla değinmiştir. Ayrıca kentleşme üzerinden gecekondu ve göç olgularına oldukça geniş bir yer ayırmıştır. Kadın duyarlılığına ve toplumsal meselelerde olduğu gibi kent meselesine de toplumcu-gerçekçi kimliğiyle değinen şair, kent insanının destanını, türküsünü ve ağıtını da kağıda geçirmiştir.
 

KAPİTALİST SİSTEME ŞİİRLE KARŞI DURUŞ

Bilindiği üzere kapitalizm, insani tüm değerleri ayaklar altına alan, insan haklarına, evrensel değerlere vahşice saldırıp tahribatına sebebiyet veren bir sistemdir. Bundandır ki, kapitalist sistemin, insanın evrildiği son nokta olduğunu düşünen, kapitalist kültürün yayılmasına olanak sağlayan her şeye ve herkese -en güzel örneğini verdiği Eski Nene ile-şiirle karşı gelir. Yüreğinde koca bir dünya sevgisi ve gelecek güzel günlerin özlemiyle aramızdan göçüp giden Gülten Akın’ı sevgi ve saygıyla anarken sözlerine kulak kabartmak gerektiğini unutmamak ümidiyle…

ESKİ NENE


Ölümün ve göçün dokunmadığı tek nesne 
var mıdır 
ölüm yok eder göç değiştirir 
kendisi kalamaz kimse 
sarp ve suskun ninelerden başka 
onlar kimi zaman sırtlarında 
kimi zaman sımsıkı kucak 
hâlâ evin bebelerini avutmada 
kimse kendi gibi kalmamıştır 
o seven sevilen amca 
döner bir gün apansız, bırakılan kente 
herkesin doğduğu evi haraç mezat 
açmıştır izinsiz eski sandığı 
artık başkasının olan evin avlusunda 
tüccarı değildir bilemez nesi kaç para 
sedef nalın, oyma kutu 
fildişi tahta kehribar 
tarak toka 
mum bebeği kızın, armağan çıngırak, ilk elbise 
(naylon girmemişti daha saf hayatımıza) 
sonra görülecektir 
birinin evinde mor fanussuz lâmba 
ötekinde mor fanus (ah yağma) 
arar lâmbayı fanus fanusu lâmba 
uzağında sahibinin 
kirlenir porselen kırılır sırça 
mor ipekten kenarıydı bir kırlentin 
moru solmuş ipek ezilme derdinde 
anılarından utanan çocuk 
yaşlanınca şaşar kendine 
sözcükler dizerek barışır diliyle 
söyler, anlaşılır

ÖNCEKİ HABER

Kadın derneğine yönelik tehdide suç duyurusu

SONRAKİ HABER

ÖDP’li başkana Cumhurbaşkanına hakaretten ceza

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...