10 Kasım 2015 09:04

İmralı Heyeti: Dolmabahçe Mutabakatı’na geri dönülmeli

Paylaş

İmralı Heyeti adına Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Sırrı Süreyya Önder, 7 ayı aşkındır Türkiye’nin nihai barışı sağlayacak olan çözüm sürecinin askıya alındığını belirterek, Türkiye’de barışın kurulması için temel hususun çözüm sürecinin ruhuna saygı duymak olduğunu söyledi. Türkiye’de savaş ve çatışma ortamının durdurulması gerektiğine dikkat çeken Önder, "ellerin tetiğe değil, PKK Lideri Öcalan tarafından uzatılan barış eline gitmesi gerektiğini" vurgulayarak, “Öcalan, Türkiye’nin barışı ve ortak geleceğinin sigortası olmaya devam ediyor. Barışın kapısını aralayacak anahtar İmralı’da, sayın Öcalan’ın çalışma masasının üzerinde durmaktadır. O anahtara tecrit ile değil, ancak ciddiyet, sorumluluk ve saygıyla ulaşılabileceği unutulmamalıdır” dedi.

İmralı Heyeti, Meclis’te HDP Grup Toplantı Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, İmralı Heyeti üyesi İdris Baluken, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder katıldı. Toplantıda konuşan Önder Türkiye’de ve bölgede kalıcı, nihai barışın sağlanmak için başlatılan “çözüm süreci”nin 7 ayı aşkındır akamete uğradığını söyledi.

Önder, iki ana başlıkta AKP hükümetinin yaklaşımlarına değindi. Önder şunları söyledi: “Bırakalım demokratik siyasete alan açmayı, tamamen bitirmeye yönelik saldırılar: 7 Haziran seçimlerinden hemen önce Ağrı Diyadin’den başlayarak, Amed İstasyon Meydanı’na kadar uzanan saldırı konsepti, HDP’yi darbeyle barajın altında bırakmak için AKP’nin ortaya koyduğu etik dışı, insanlık dışı yönelimleri defalarca kamuoyu ile paylaşmıştık. 7 Haziran seçimlerinden sonra, ortaya çıkan halk iradesinin boşa çıkarılması, parlamentonun tamamen işlevsiz kalacak şekilde devre dışı bırakılması, Suruç’tan Ankara’ya kadar demokratik etkinliklere yapılan insanlık dışı katliamları, siyasi soykırım operasyonları kapsamında HDP’yi cezaevlerine sıkıştırmayı amaçlayan tutuklamalar, Cizre’den Lice’ye, Silvan’dan Gever’e uzanan tüm bölgeyi kapsayacak şekilde, HDP’ye yüksek düzeyde oy vermiş halkın sivil katliamlarla cezalandırılması, cenazelere hakaretten mezarlıkların tahribatına uzanan kutsal değerlere saldırılar, en nihayetinde Genel Merkezimiz başta olmak üzere 400’den fazla parti bürosu, partililere ait ev ve işyerlerinin yakılmasına kadar geçen süreç bu konuda AKP’nin tavrını ortaya koyması açısından çarpıcı bir özet olarak burada ifade edilebilir. Tüm bu saldırı konseptinin Erdoğan ve AKP hükümetinin hedefleştiren söylemleri ve devlet kurumlarının profesyonel planları doğrultusunda geliştiğini bir kez daha buradan ifade etmek isteriz.”

‘ÖCALAN’ BARIŞIN SİGORTASI OLMAYA DEVAM EDİYOR’

“Dolmabahçe Mutabakatı” ve mutabakatı sağlayan Öcalan’ın barış konusundaki ısrarının, Türkiye’nin demokratik geleceğinin sigortası olarak halen tüm önemi ve erdemiyle durduğunu vurgulayan Önder, “İçeride ve dışarıda ülkemizi uçurumun eşiğine getiren tüm olumsuz yaklaşımların, Dolmabahçe Mutabakatın reddi, barış önderliği konumundaki sayın Öcalan’a yönelik geliştirilen insanlık dışı tecrit konseptinin devreye girmesi ile başladığını bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz” dedi.

‘MUTABAKATI AKIL DIŞI BİR ŞEKİLDE REDDETTİLER’

Önder, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile başlayan “Dolmabahçe Mutabakatı”nın reddi tavrının ardından hükümet yetkililerinden Başbakan’a kadar, fotoğraflarda ve kayıtlarda sabit olan görüntülerin tüm dünyanın gözünün içine bakılarak maalesef akıl dışı bir şekilde reddedildiğini söyledi.

“Hala bu faturanın ağırlaşmasının önüne geçmek, ödenmez maliyetli bir kaosun eşiğinden geri dönmek için bir yol bulunması gerektiği kanaatindeyiz” diyen Önder, “Bu yolun hükümetin ve Cumhurbaşkanı’nın sorumsuz açıklamaları ve savaşı dayatan politikalarından değil, onurlu ve eşit koşullarda olması gereken bir müzakereden geçmesi gerektiğini, sağduyu sahibi kamuoyu da ifade etmektedir” şeklinde konuştu. Önder, hükümet ve devletin savaş uçaklarının sayılarına değil, “Dolmabahçe Mutabakatı”nın demokrasi sayfalarına geri dönmesi gerektiğini belirterek, “Aynı şekilde 30 yıldır anlamsız ve saçma bir şekilde yapılmak istendiği gibi, son gerillanın imhasına kadar ellerin tetiğe götürülmesi değil, o gerillanın baş müzakereci olarak iradesini teslim ettiği Sn Öcalan’ın uzatılmış barış eline götürülmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak isteriz” ifadelerini kullandı. (Ankara/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Parayı verene özel sınıf

SONRAKİ HABER

Ankara Katliamı’nın birinci ayında anma: Katilleri tanıyoruz, bu davanın peşindeyiz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...