09 Kasım 2015 01:00

‘Seçim doğal değildi sonuçları da doğal olmayacak’

Paylaş

Yusuf ERTAŞ / Ali KARATAŞ

7 Haziran seçimlerinde salt çoğunluğu kaybeden AKP’nin 5 ay aradan sonra 1 Kasım seçimlerinde elde ettiği başarı Arap basınında sürpriz olarak değerlendirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kaos ile korkutma siyasetinin bu başarıyı sağladığına dikkat çekildi. Middle East gazetesi seçim sonuçlarını, “Erdoğan tek parti iktidarı için kan politikasına yatırım yaptı” manşeti ile okurlarına aktardı. Ürdün’de yayınlanan Jordan Times yazarı Michael Jansen, 1 Kasım seçim sonuçlarını değerlendiren yazısında “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’nin zaferi Türkiye, bu bölge ve uluslararası toplum için kötü haber” diye yazdı.

KAOS İLE KORKUTMA SİYASETİ

Türkiye’yi yakından takip eden Akademisyen Dr. Muhammed Nureddin, Assafir’de, korku siyasetinin sonucu olarak AKP’nin güçlü bir şekilde geri döndüğünü yazdı. Eşit olmayan yarışta AKP’nin, devletin bütün imkânlarını kendi çıkarına kullandığına dikkat çeken Nureddin, “7 haziran seçimleri ortaya çıkar çıkmaz Erdoğan, seçmeni korkutma stratejisi eşliğinde halkı ‘istikrar ve kaos’ arasında seçim yapmaya zorladı” değerlendirmesini yaptı.

DIŞARIDA BAŞARISIZLIĞA MAHKÛM

Muhammed Nureddin, şu an gözlerin AKP’nin içerde ve dışarıda ne gibi siyasetler izleyebileceği noktasına çevrilmiş durumda olduğuna dikkat çekerek, “Erdoğan, zaferini içeride kısmen değerlendirebilir lakin dışarıda başarısızlığa mahkûmdur” yorumunu yaptı. Nureddin, “Adalet ve Kalkınma Partisinin zaferi doğal olmayan koşulların gölgesinde geldi. Diğer yandan sonuçları da doğal olmayacak” diye yazdı.

TÜRKİYE, MISIR VE KÖRFEZ ÜÇLÜSÜ

Hiç kuşkusuz bu konuda farklı düşünenler de var. Suudi Arabistan sermayeli Şark Al Awsat yazarı Abdurrahman Raşid, AKP’nin iktidarda kalmasının, İran’ın Suriye’deki projesinin önünü keseceği görüşünde. Raşid, Türkiye Hükümeti ile Mısır arasındaki kötü ilişkilerin düzeltilmesi koşulu ile “Erdoğan’ın partisinin zaferi, yeni zorluklarla karşı karşıya olan Suudi Arabistan ve Katar kampını güçlendirecek” yorumunu yaptı. Raşit’e göre, “Mısır, Arap toplumunda ve bütün Ortadoğu’da esas direktir.  O olmadan Türkiye’nin Suriye ve Irak dosyasını tedavi etmesi zor. Zaman ittifak zamanı. Herhangi bir ülkenin tek başına ortaya çıkan kaosu çözmesi mümkün değil. Türkiye, Mısır ve Körfez üçlü ittifakı durumu değiştirmeye muktedirdir.”


ERDOĞAN'IN ZAFERİ NEYİ DEĞİŞTİRECEK?

Muhammed NUREDDİN
Assafir

7 Haziran seçimlerinde kaybettikten sonra Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tekrar tek başına iktidar olmasını sağlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Başbakan Davutoğlu’nun kaos ile korkutma siyaseti başarıya ulaştı. Korku siyasetinin sonucu, AKP’nin güçlü bir şekilde geri dönmesi oldu. Başlıklarla sıralayacak olursak bu zaferin birkaç nedeni var;
1-  Eşit olmayan yarışta parti, devletin bütün imkânlarını kendi çıkarına kullandı. Bu kendisinin diğer partilerin kullanamadığı ayrıcalığıydı.
2- 7 Haziran seçimleri ortaya çıkar çıkmaz Erdoğan, seçmeni korkutma stratejisi eşliğinde halkı “istikrar ve kaos” arasında seçim yapmaya zorladı.  Hem siyasi, hem de askeri olarak Kürtlere savaş ilan edilmiş gibiydi.
3- PKK’ye karşı savaşta iktidar, korkutma siyasetini Güneydoğu’dan başka diğer bölgelere taşıdı. Suruç ve Ankara katliamında HDP’yi destekleyenler hedef alındı ve 135’ten fazla kişi öldü. Ankara patlamasından sonra parti, bütün mitinglerini iptal etti. Buna karşılık Erdoğan ve Davutoğlu rakipsiz bir şekilde bölgeleri dolaştı. Bu noktada IŞİD’in stratejisi Erdoğan’ı seçimde destekleyen politikaların bir parçası oldu. Örgütün unsurları hükümetin hedefleri doğrultusunda Kürt seçmeni korkutma vazifesindeydi.
4- Hükümet, korkutma ve cinayet kampanyasına aralarında Fetullah Gülen’i de destekleyen muhalif televizyon ve gazetelerin kapatılması dalgası eklendi.
AKP de zaferin büyüklüğü karşısında şaşırdı. Onlar tamamen sınırda bir sonuç bekliyorlardı. Ve yarıdan bir fazlasının alınıp alınamayacağı konusunda endişelilerdi.

AKP’NİN İÇ VE DIŞ SİYASETİ

Şu an gözler AKP’nin içerde ve dışarda ne gibi siyasetler izleyebileceği noktasına çevrilmiş durumda. İçerde basına ve muhaliflerine baskı ve susturma politikasının değişeceğine dair bir umut yok. Aksine artacak. Ama ekonomik kriz yapısal bir krizdir sadece istikrarla alakalı değildir. AKP tek başına iktidardaydı ve bu durum bir gecede ortaya çıkmadı.  
Partinin üzerinde durduğu,“başkanlık sistemi” eğiliminde olan yeni bir anayasanın hazırlanması.
Kürt sorununda ise, muhtemelen Kürt lider Abdullah Öcalan ile Kürtlerden daha büyük tavizler almak için görüşmeleri yenileyecektir.
Erdoğan’ın zaferinin içeriyi değiştirmesi umulabilir. Lakin bunun gerçekleşmesi için mezhepsel ve etnik kutuplaştırma, baskı ve sarayda yeni bir Selçuklu Sultanı olma siyasetini değiştirmesi gerekmektedir. Dışarıda ise hiçbir zafer Erdoğan’ın daha güçlü olduğu tasarrufunda bulunmasını sağlayamaz. Bölgesel sorunlarda ve özellikle Suriye sorununda vazgeçilmez bir rolü olduğu konusunda da. Zaferini içeride kısmen değerlendirebilir lakin dışarıda başarısızlığa mahkûmdur. Bu zafer İhvana Arap ülkelerinde rollerini canlandırma umudu verdi. Olası bir canlanma, Türkiye’de var olmayan Arap ülkelerindeki değişimler nedeni ile başarısızlığa mahkûm.
Kısaca özetleyecek olursak Adalet ve Kalkınma Partisinin zaferi doğal olmayan koşulların gölgesinde geldi. Diğer yandan sonuçlarıda doğal olmayacak. Yine zeminde radikal değişikler gerçekleştirmeyecek. Böyle bir yönelimi yok. Ne içerde ne de dışarda. Bu herşeyden çok kendisi için bir zaferdir. Erdoğan ve Davutoğlu’nun başka şekilde gösterme çabalarına rağmen bu ne ilerleten ne de gerileten bir zaferdir. 


ERDOĞAN DOĞRU ANDA KAZANDI

Abdurrahman RAŞİD
Şark al Awsat

Türkiye’deki inanılmaz parlamento seçimlerinin sonuçlarında bizi ilgilendiren bir konu var. AKP’nin iktidarda kalması; yani İran’ın Suriye’deki projesinin önünün kesilmesi!
Erdoğan’ın partisinin kazanması bekleniyordu. Lakin istenilen, büyük bir çoğunluk elde ederek hükümet kurmasını garanti altına almasıydı. Olan budur.
Yetkileri sınırlı bir hükümet ile Suriye’nin geleceği ile ilgili son derece kritik bir zamanda Türkiye’nin etkisi azalacaktı. Türkiye’nin askeri veya siyasi olarak alacağı kararları, parlamentodan geçirmek için güçlü bir hükümet gerektiriyordu. Bu gün kesin olan, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ve onun hükümeti görüşme masasına oturmaya ve Esad’ın rejiminin karşıtı kampın rolünü güçlendirilmeye muktedirdir. Şüphesiz ki cumhurbaşkanı Erdoğan bu gün, parlamentoda tam çoğunluk sağlayamadığı geçen beş aya göre daha güçlüdür.  Ve Türkiye sınırlarına olan hâkimiyeti ve muazzam imkânları ile bölgedeki diğer ülkelere göre Suriye’deki durum üzerinde daha güçlüdür.
Erdoğan’ın partisinin zaferi, AKP’nin istenilen çoğunluğu sağlayarak hükümet kurmada başarısız olacağını ve bu şekilde görüşmelerde zayıflayacağını sanan Suriye rejiminin ve İran’ın umutlarını dağıttı. Bu görüşe göre Türkiye’nin zayıflaması, yeni zorluklarla karşı karşıya olan Suudi Arabistan ve Katar kampını zayıflatacaktı.
Amerika yedek oyuncu kulübesinde oturmaya devam etmektedir. Onlarla beraber hiçbir şey yapmamaktadır. Avrupa’nın pozisyonu ise sadece lafla. Rusya’nın Esad’ın yanında savaşa katılmasıyla diğer kampta ÖSO’ya karşı savaş baskısı arttı. Ortaya çıkan askeri sonuçlar ile İran, Esad kampına daha yakın siyasi çözümün ortaya çıkması deneniyor. Burada başka bir sorun daha var; Türkiye hükümeti ile Mısır arasındaki kötü ilişkiler. Ben Ankara’nın Kahire ile kötü ilişkilerinin içinde yer aldığı kampı (Suudi Arabistan, Katar, Türkiye kampı) zayıflattığını düşünüyorum. Mısır, Arap toplumunda ve bütün Ortadoğu’da esas direktir.  O olmadan Türkiye’nin Suriye ve Irak dosyasını tedavi etmesi zor. Zaman ittifak zamanı. Herhangi bir ülkenin tek başına ortaya çıkan kaosu çözmesi mümkün değil. Türkiye, Mısır ve Körfez üçlü ittifakı durumu değiştirmeye muktedirdir.


NİDA TUNUS’TAN 32 VEKİL ÜYELİĞİ DONDURDU

Al Kuds al Arabi

Tunus parlamentosunda Nida Tunus partisinden 32 kişi parti üyeliklerini dondurduklarını ilan ettiler. Vekiller üyeliklerini, parti içi sorunlar ve karar alırken parti içindeki rekabet nedeni ile dondurdu. Bu gelişme geçen Salı günü yapılan toplantıdan sonra geldi. Dondurma kararından sonra 32 vekil, partinin parlamento içerisinde yer aldığı komitelerde yer almayacak. Parlamenterler partinin yürütme bürosuna Halk Temsilcileri Konseyi ilk genel kurul toplantısı gerçekleştirilmeden önce toplantı çağrısında bulundular.  Nida Tunus parlamentoda çoğunluğu sahip parti konumunda. Parti içerisinde yaşanan siyasi kriz, liderlik ve kuruluş konferansı düzenlenmesi noktasında bölünme yarattı.


EL MEYADİN KAPATILIYOR MU?

Assafir

ARAPSAT şirketi Lübnan devleti ile sözleşmesini feshetme ve yayın istasyonunu Lübnan’ın Curat Ballut bölgesinde Ürdün’ün başkenti Amman’a taşıma yönelimi içerisinde.
Lübnan’da yayınlanan Assafir gazetesi şirketin el Meyadin televizyonuna cezalandırıcı müeyyideler uygulaması noktasında telekomünikasyon bakanlığına birden çok yazı gönderdiğini yazdı.  Bu baskının arkasında “Arap devletlerini kötüleme” gerekçesi var.
Curat Ballut’aki istasyon Arap sat uydusu ile yerel ve el Meyadin gibi Arap kanalları arasında iletişimi sağlıyor. Arapsat şirketinin, el Meyadin televizyonunun Lübnan’ın içi de dahil olmak üzere yayınlarını bloke etme teknolojisi mevcut.
El Meyadin, Lübnan’da ARAPSAT ve Nilsat uydularından yayın yapan bir televizyon kanalı. Yayın politikası olarak direniş eksenine yakın bir çizgi izliyor. Arap kamuoyunda da oldukça yaygın bir etkiye sahip.

ÖNCEKİ HABER

Cuma Çiçek: AK Parti’ye yüzde 49’luk oy başkanlık için verilmedi

SONRAKİ HABER

Zeynep Gambetti: ‘İstikrar’ın bedeli ağır olacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...