05 Nisan 2012 08:56

Tutuklu gelecek

MerhabaÖncelikle selam ve sevgiler. Dilerim sağlığınız, sıhhatiniz yerindedir. Ben / biz iyiyiz. F tipi hayatı sürüp gidiyor işte.Size 10 yılık öğrencilik hayatımı ve bana neden olan tutukluluk maceramı anlatmak istiyorum. Malum memlekette 600 öğrenci tutuklu var. Bende o 600 öğrenciden biri olarak sesleniyorum size. 2006 yılında Balıke

Tutuklu gelecek
Paylaş
Uğur Ok*

Merhaba

Öncelikle selam ve sevgiler. Dilerim sağlığınız, sıhhatiniz yerindedir. Ben / biz iyiyiz. F tipi hayatı sürüp gidiyor işte.

Size 10 yılık öğrencilik hayatımı ve bana neden olan tutukluluk maceramı anlatmak istiyorum. Malum memlekette 600 öğrenci tutuklu var. Bende o 600 öğrenciden biri olarak sesleniyorum size. 2006 yılında Balıkesir Üniversitesi matematik bölümü son sınıf öğrencisiyken, 27 eylül 2006’ da nereden çıktığı belli olmayan, gerçek olup olmadığı 6 yıldır araştırılmayan, bir bilgisayar çıktısına dayanarak tutuklandım. O zaman Balıkesir Sosyalist Gençlik Derneği (SGD) başkanıydım. Polise göre SGD, MLKP/KGÖ ‘ye bağlıymış ve bende SGD’nin başkanı olduğuma göre MLKP/KGÖ üyesiymişim. İddianamenin bütün mantığı bunun üzerine kurulu. Oysa Yargıtayın SGD’nin MLKP/KGÖ ile organik bir ilişkisi olduğuna dair kararı yok ve hatta tersinden ‘organik bir ilişkisi tespit edilememiştir’ yönlü kararı var. Bunun da ötesinde bu soyut iddia dışında hakkımda bir tek eylem iddiası bile yok. Düşünün ki bu kadar şeyi ‘tespit eden’ polis, benim tek bir eylemimi bile ‘tespit edememiş’.

Tutuklandıktan 4,5 ay sonra 6 şubat 2007’de, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ilk duruşmada tahliye edildim. Mayıs 2007’de görülen ikinci duruşmamda ise, savcı beraatimi istedi hem de heyet beraatimi onayladı. Fakat iddianameyi hazırlayan savcı itiraz etti ve dosya, Yargıtay savcısının beraatimi onaylamasına rağmen, Nisan 2009’da bozuldu. Hakkımda daha önce ‘kesin, inandırıcı ve her türlü şüpheden uzak delil olmadığı için’ diye karar veren aynı heyet, aynı üyeler, bu sefer aralık 2009’da ‘mevcut delil durumu, suçun niteliği ve vasfı, kaçma şüphesi’ vb gerekçelerle tutuklama kararı verdi. Peki, ne değişti bu iki yılda? Dosyaya yeni bir belge mi geldi? Ya da yeni bir suç unsuru mu oluştu? Hayır! Ve o günden bu güne, daha önce tutuklu kaldığım 4,5 ayla birlikte 2 yıl 8 aydır tutukluyum. Tamı tamına 32 ay yani 970 gün. Hakkımda istenen ceza ise örgüt üyeliği. Bugün ceza alsam yaklaşık 2 yıl daha tutuklu kalıp çıkacağım.

Peki, bu süreçte okul hayatım ne oldu? 2006’da son sınıftayken tutuklandığım için ilk dönem gidemedim derslere sonra da iki dönem okuldan uzaklaştırma cezası aldım.

Tutuklanmamdan dolayı. Tutuklandığım 2009 yılında ise, dersleri verip bitirmem gerekiyordu. Çünkü 7,5 yıl sınırı bulunuyordu. Fakat sınavlara giremedim. 2010 Temmuz’unda da üniversiteden de atıldım, nedeni de 7.5 yılda 5 dersimin üstünde dersimin kalmış olmasıydı. Sonra geçen dönem afla tekrar geri döndüm. Ve Balıkesir uzak olduğu için sınavlara girememekteyim. Hapishanede sınavlara girme talebim ise halen yanıtlanmadı. İşte bütün hikâye bu. Bu memlekette sosyalist bir öğrenci olmanın bedeli böyle ağır oluyor maalesef. Şimdi Adalet Bakanı Sadullah Ergin ya da bir hükümet yetkilisi olsaydı  ‘hiç kimse sosyalist olduğu için yargılanmıyor’ derdi mutlaka. Oysa dosyamda Balıkesir SGD başkanı olmamın dışında hiç bir şey yok! Delil olarak sundukları  Y.D’nin hazırladığını iddia ettikleri belgeye dair ise nerden ve hangi bilgisayardan çıktığına dair hiç bir araştırma yapılmadı 6 yıl boyunca! Malum böyle bir belgeyi 21. yy da herkes hazırlayabilir, polis bile! Eğer hukuk adına bir yargılama yapılacaksa bu belgeyi kimin ve nerede hazırladığının araştırılması, kesin bir sonuca varılması gerekmez miydi? Albay Dursun Çiçek in hazırladığı söylenen bilgisayar çıktısı 7 farklı bilirkişiye gönderilirken benim dosyamdaki neden gönderilmiyor acaba? Demek ki yargı önünde Dursun Çiçek ya da İlker Başbuğ kadar eşit değilmişiz? Demek ki hukuk herkese eşit uygulanmıyormuş.

Üstelik aynı belgeye dayanarak tutuklanan Y.D 15 ay tutuklu kalıp tahliye olmuş. Yargılandığı mahkeme bu ‘çıktıya’ kanaat getirmemiş olacak ki Y.D’ yi tahliye etmiş. Ben ise 32 aydır tutukluyum. Bu bile belgenin gerçekliğini ve adaleti tartışmalı hale getiriyor. Dava artık karar aşamasına geldi. 5 Nisan’da duruşmam var ne çıkar bilmiyorum. Açıkçası bu tablodan sonra bir ümidim de yok. Tahliye olabilirsem bu dönemki sınavlarıma girebileceğim olmazsam başka bahara kalacak.

Sizlerden istediğim ise duyarlılık. Çünkü maalesef medyada yer edinmedikçe sesimizi duyan pek olmuyor. Şimdiden her şey için teşekkürler, sevgi ve selamlar.

* 2 No’lu F Tipi Cezaevi

ÖNCEKİ HABER

İstanbul’da ‘Şafağı Beklerken’

SONRAKİ HABER

‘Ben Bertolt Brecht’ Anadolu turnesinde!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...