07 Kasım 2015 14:02

Nasıl yapacağız?

1600’lü yıllar meşhur cadı avı davalarının sürdüğü yıllardı. Cadı diye itham edilen kadınlar toplanıp yakılıyor, meydanlara doluşan halk büyük bir sükûnet, biraz da keyifle bu kadınların infazını seyrediyordu...

Paylaş

Özlem YILDIRIM

1600’lü yıllar meşhur cadı avı davalarının sürdüğü yıllardı. Cadı diye itham edilen kadınlar toplanıp yakılıyor, meydanlara doluşan halk büyük bir sükûnet, biraz da keyifle bu kadınların infazını seyrediyordu. Çünkü tarlalarının verimsizliğinin, bulaşıcı hastalıkların, fakirliğin nedeninin şeytan ile iş birliği yapan bu kadınlar olduğuna inanıyorlardı. Bu inanış 18. yüzyılda gerçekliğini yitirdi. Zamanla cadıların varlığına inanan insanlar alay konusu oldu. Bir zamanlar egemen olan bu düşünce aptal yığınının heyulası olarak anılmaya başladı.
Ankara katliamında yüzlerce insan öldü, hastanelerde yüzlerce yaralı tedavi altına alındı. Devlet kendince itaatsizin bedenini bombalar ile parçaladı, kendisine biat etmeyenleri çoluk çocuk demeden katletti. Her şehirden “Barış!” diye haykırmak için Ankara’ya gelen insanların cansız bedenleri sağ kalanların yüreğine ağır gelirken, aklıma hep kareli gömlek parçalı bir kol arayışım gelir. Olur ya belki dikilirdi. Çocukken öyle olmuştu; kardeşimin parmağı koptuğunda annem kalan parçayı doktora koşarak götürmüştü. Ama artık çocuk değildim, bir günde büyümüştüm. Yaralı arkadaşımı hastaneye götürmek için polis arabasına koyduklarında, ileride infaz ederler korkusuyla arabanın arkasından dakikalarca koştuğumda büyüdüm. Kayda geçsin isterken polisin patlamadan hemen sonra attığı biber gazının yaralıların bilincini kapattığını, belki de öldürdüğünü, sağ kalanların copla dövüldüğünü, bu ülkede barış yazılı pankartlarla nasıl ölü insanlar taşındığını... 
Diğer taraftan “Oh olsun!”, “Ne işleri vardı?”, “Kendilerini patlattılar” diyenlere öfkemden belki de cadı avı hikâyelerini hatırladım. Nasıl ki kadınları cadı diye yakanlar aptal olarak anıldı, katliamlarda hayatını kaybedenlere “terörist” demeyi tercih eden topluluk da tarihin kara sayfalarında zavallı olarak adlandırılacak. 
Bu saltanatı sona erdireceğiz diyoruz. Ama nasıl? 10 Ekim’den bugüne geçen her dakikada aklımda olan tek soru: Nasıl yapacağız? Kuru ekmek ile aylarca yaşamaya çalışıp bunu değil de halkının boyunduruk altında Çar’a köle olmasını dert edinen Pavel’i, elleri torna tezgâhında yara bere olmuş Durutti’nin Franco’ya boyun eğmek yerine şaha kalkıp gücü ele geçiren halkını nasıl anlatacağız?

ÖNCEKİ HABER

Barış şehitlerine...

SONRAKİ HABER

YÖK’ten üniversitelere: Bilim yapın, ama önce haber verin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...