2 Kasım 2015 12:45

Yaşar Ersoy*

Üç kelimeden oluşan, tek cümlelik, açık seçik, yalın, kesin ve keskin iç acıtan bir haber geldi: “Üstün Akmen Öldü.”

Haberle birlikte, yaşamı tiyatro odaklı kadim dostum Üstün Akmen’in tiyatro sevdası, insanı şaşırtacak derecede tiyatro adına yapılanları kayıt altına alması, çalışkanlığı, kültür sanat öncülerine destek vermek için gösterdiği çabası, yazdıkları, kitapları, ülkesinin ve insanlığın aydınlığı için ortaya koyduğu eylemleri, protestoları, hakkında açılan davalar nedeniyle mahkeme kapılarında nöbet tutuşu, AKP iktidarına boyun eğmez dik duruşu, aydın tavrı, İstanbul dışında tiyatro yapanlara verdiği destek, Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nun oyunlarını ve düzenlediği festivalleri coşkuyla nasıl alkışladığı ve yazdığı, dostluğu, kibarlığı, ülke ve insanlık adına dertleşmeleri, sevgili eşi Şaylan Hanım’la tükenmeyen sevdaları, rakılı muhabbetleri, son kitabı “Özdemir Abi’me Mektuplar”ı bana ithaf edeceğini söylerken gözlerindeki sıcak samimiyeti çakan şimşekler gibi geçiyor gözümün önünden. 

Üç sözcükle geldi o melun haber… O anda yukarıda saydıklarım dolaştı beynimin ve yüreğimin derinliklerinde… Ve tarifsiz bir acı ve eksilme hissettim.

Sevgili kadim dostum, dost, hem de dosdoğru aydın dost ölümleriyle yüz yüze geldiğimde teselliyi Nazım Hikmet’in “Ölü Nevzalle Sohbet” şiirinde bulurum: 

“Dünya bu...Doğrusu zaten
hayatı seven, akıllı, 
iyi yürekli ölüler, 
ne kırk bir günlük yas ister,
ne "Benden sonra tufan!" der.
Faydalı bir şeyler, bir söz, 
bir ağaç, bir gülümseme
bırakarak çekip gider
ve dirilerle bölüşmez
kabrinin karanlığını
ve kendi başına taşır
ağırlığını taşının.
Ve dirilerden hiçbir şey 
istemedikleri için
ölmemiş gibi olurlar...”

Kadim dostum Üstün Akmen, sen tiyatro adına kültür sanat adına aydınlık çağdaşlık adına, demokrasi ve barış adına çok şey bıraktın. O nedenle ölmedin. Bize bıraktıkların için sana teşekkür ederiz. 

* Lefkoşa Belediye Tiyatrosu Kültür Sanat Koordinatörü

Evrensel'i Takip Et