31 Ekim 2015 00:35

Yeşil Bursa kararmayacak

Paylaş

Can KAYLAN
Bursa

Demirtaş Organize Sanayi Bölgesinde kurulması planlanan ve Bursa halkının yoğun tepkisine neden olan DOSAB Termik Santraline yönelik mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Kurulması gündeme geldiğinden bu yana sayısız eylem ve etkinliğe konu olan DOSAB Termik Santraline ilişkin sorularımızı Bursa DOĞADER Başkanı Murat Demir yanıtladı.

Bursa’da üstelik şehrin bu derece içine bir termik santral yapılması ne anlama geliyor?
Biliyorsunuz Bursa Türkiye’nin 4. büyük şehri en büyük sanayi kentlerinden birisi, Bursa’da 14 tane organize sanayi bölgesi var. Bu organize sanayilerin en büyüklerinden bir tanesi Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’dir (DOSAB).
DOSAB yönetiminin aldığı karar gereği özellikle tekstil boyahaneleri başta olmak üzere enerjimiz ve boyahanelerin ihtiyacı olan su buharı doğal gaz ile değil, ucuz kömür yakarak karşılanacak. Ucuz kömür derken bu, günde 1500 ton kömür, 250-300 ton da kireç, yani günde 2 bin tonun üzerinde kömür yakmak demek. Doğal gazlı dönemden önce 4 kişilik bir aile kış döneminde ortalama 1 ton kömür alırdı. Bununla bütün kış idare ederdi. Bu şu demek 2 bin ailenin bir kış döneminde yaktığı kömürü bu termik santral 1 günde yakacak. Bursa’da hava kirliliği, Sağlık Bakanlığının belirlediği rakam yani 100 PPN olması gerekirken şu anda 950 PPN. Yani Bursa’da soluduğumuz hava halk sağlığına direk zarar veren, hasta yapan, yaşam kalitesini düşüren bir havadır.
Şimdi Bursa’daki yetkililer acil eylem planı yapıp Bursa’nın hava kalitesini düzeltmesi gerekirken, zaten havası kötü olan ve zehir soluyan Bursa’nın göbeğine, şehir merkezine 9-10 kilometre ötesine günde 2 bin ton kömür yakan bir santral kurmak isteniyor.

Bu termik santralin yapımına karşı kurulan DOSAB Termik Santrali’e Hayır Platformundan bahseder misiniz?
DOSAB yönetimi ÇED sürecinde halkı bilgilendirmeye yönelik toplantı yapması gerekirken yapmadı. Haktan gizleyerek “termik hayallerini” gerçekleştirmeye çalıştı. Ve halk buna tepki gösterdi. Biz platform olarak aslında bu tepkiyi örgütledik. Siyasi partilerden, meslek örgütlerine her türlü sivil ve siyasi kurumları bir araya getiren, yaklaşık 150 grubun içinde olduğu bir platform kurduk.
Bursa’da bu zamana kadar kurulmuş olan en büyük platformlardan biridir. Yaklaşık 2 yıldır da aktif olarak mücadele yürütmektedir. kuruluşundan beri 200 kişilik toplantılar da yaptığı olmuştur, 3 bin kişilik toplantılar da. Bursa’nın merkezinde termik santrale karşı 5 bin kişilik bir miting gerçekleştirilmiştir.  
Bursada DOSAB yönetimi ve onu destekleyen Bursa Valisi ve Belediye Başkanı haricinde bu projeyi onaylayan hiçbir kurum ve kuruluş yoktur. Yapmış olduğumuz sosyal medya kampanyalarında şunu gördük ki, Bursa’nın her köşesinden, her yöresinden bu projeye karşı çıkış vardır. Yaptığımız eylem ve etkinlikler halk taraıfndan karşılığı olan eylem ve etkinliklerdir. Halkın tepkisine ve kararlılığına rağmen Bursa’daki yetkililer ve DOSAB yönetimi bizi göz ardı ettiler, bildiklerini okumaya devam ettiler. Sonrasında ÇED sürecine yönelik bir dava açtık ve gelinen son aşamada Bursa 2. İdari Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermiştir.

Yürütmeyi durdurma kararı var. Termik santrale karşı mücadelede yeni bir döneme giriyoruz, önümüzdeki sürece dair ne yapmayı düşünüyorsunuz platform olarak?
Öncelikle, biliyorsunuz ki 1 Kasım’da ülkemizde seçimler yapılacak. Gerek DOSAB Termik Santral Projesi gerekse ülkenin diğer bir çok yerinde doğayı talan eden projeler var. Ki bunların sayısı yüzlerce, binlercedir. Eğer ki 1 Kasım’da doğa düşmanı AKP tek başına iktidar olursa, evet... DOSAB’a da termik santral kurarlar, Mersin’e de, İğne Ada’ya da Nükleer Santral kurarlar, HES projelerini yaparlar, halihazırda bekleyen 80 tane termik santral projesi hayata geçer. Sadece Bursa’da değil, ülkemizin birçok yerinde doğayı talan edecek projeler hayata geçer. Bu açıdan 1 Kasım seçimlerinde AKP’nin tek başına iktidar olmaması önemlidir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yani doğayı ve çevreyi korumakla yükümlü bir bakanlığın almış olduğu bir karar var. Bu karara göre mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermiş olsa dahi kamu yararı adı altında proje devam edebilecek. Biz buna da dava açtık, henüz sonuçlanmadı fakat siyasi konjonktür değişmez ise, birçok projede olduğu gibi mahkemeye siyasi bir baskı devreye girerse bu proje başka bir yolla yine önümüze sunulacaktır. Bu durumda 150 bileşenimizle birlikte mücadele etmeye ve bir tek kazma vurdurmamaya devam edeceğiz. Çünkü dediğim gibi havası zaten kirli olan Bursa’nın göbeğine günde 2 bin ton kömür yakacak bir termik santral kurmak demek, Bursa halkının ölüm fermanını imzalamak demektir. Ayrıca diğer 13 OSB’nin termik santral kurmak için önünü açmak ve durumun daha kötüye gitmesi demektir.

MAHKEME KARARINI TANIMAZLARSA YİNE DİRENECEĞİZ

Tokat Niksarlılar Derneği Başkanı Durmuş Berk: Topluma ve insanlığa zararı olan herşeye karşı durmaya çalışıyoruz. Günde 1500-2 bin ton kömürün kulanılması demek insan hayatının göz ardı edilmesi ve Bursa’nın havasının katledilmesi anlamına geliyor. Buna karşı  dur demek de insani bir görevdir.
Sanayi adı altında dünyayı kirletenlerle bu projeyi hayata geçirenler aynı kişilerdir. Dünyayı kirletenler aynı zamanda küresel ısınmanın da sorumlularıdır. Biz toplumun kanser olmasını istemiyoruz, torunlarımız, çocuklarımız var bizim. Onların kirli bir havayı solumasını istemiyoruz. Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararından sonra eğer termik santrali yapmak konusunda ısrarlı olurlarsa biz de mücadele konusunda ısrarlı olacağız. Duyarlı, düşünceli, kendisine insan diyen herkesin bu projeye karşı ses çıkarması gerekiyor

Panayır Cemevi Başkanı Hasan Polat: Cemevi olarak olayın başından beri içerisindeyiz. hızlı ve uzun süreli mücadele gerektiren bir süreç geçirdik. Yürütmeyi durdurma kararının verilmesi süreklilik ve kararlılığın neticesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu sonuç Bursa halkının kararlılığının sonucudur. Bu olaya seyirci kalmış olsaydık DOSAB Termik Santrali çoktan yapılmış olurdu.
Yürütmeyi durdurma kararının nihai bir karar olmadığını biliyoruz. Bizim açımızdan moral ve motivasyon anlamında güzel oldu. Mücadele edersen kazanırsın gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermiş oldu bu karar. Biz ‘bu termik santrali yaptırmayacağız’ dedik, yaptırmayacağız da.

‘EŞİM İŞİNDEN OLUR’ ENDİŞESİNİ TAŞIYANLAR BİLE...

Panayır Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Filiz Tali: Termik santrale karşı henüz bu konu yeni konuşulmaya başlanmışken içinde muhtarın, yöre derneklerinin ve bizim de bulunduğumuz bir komite oluşturduk. En başından itibaren bu termik santralin hayatımıza nasıl etki edeceğini Panayır halkına ve burada yaşayan kadınlara anlatmak gibi bir görev biçtik kendimize.
Panayır havası zaten kirli olan bir hava çevremizdeki fabrikalar nedeniyle akşamları boğaz yakacak derecede bir havayla karşılaşıyoruz.  Derneğimizde bu konuya ilişkin bir panel düzenledik ve orada şöyle bir söz geçti, “Bu termik santral havamızı kirletmekle kalmayacak, yer altı su kaynaklarını da tüketecek. Çünkü termik santralin işlemesini sağlayacak suyun elde edilmesi yer altı kaynak sularından sağlanacak”.
Zaten hava kirliliğinden şikayetçi olan kadınlar bu olacakları duyunca tepki gösteriyor. Her gün 2 bin ton kömürün mahallemizden geçmesi ve atığın tekrar kamyonlarla geri götürülmesini kabullenmiyorlar. Öte yandan , “Evet, ben de bu termik santrale karşıyım ama eşim DOSAB’da çalışıyor, eğer etkinliklere katıldığımı duyarlarsa eşimi işten atarlar” korkusuyla etkinliklere katılamayan ama katılmayı çok istediğini belirten kadınları da görüyoruz.

ÖNCEKİ HABER

HDP, Elazığ’da umutlu

SONRAKİ HABER

Beşiktaş-Kasımpaşa gol düellosunda kazanan çıkmadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...