27 Ekim 2015 00:51

‘Biri anlatsın hemen nedir bu normal’

Kadrosunda Oktay Kaynarca, Deniz Uğur, Levent Can gibi isimlerin yer aldığı 'Guguk Kuşu', baş eğmenin insanı nasıl ruhsuzlaştırdığını, başkaldırının ise ancak 'uslu çocuk' olmaktan vazgeçmekle mümkün olacağını gözler önüne seriyor.

Paylaş

Hakan GÜNGÖR
İstanbul

İtirazın, başkaldırının, “ele avuca sığmamanın” oyunu “Guguk Kuşu- Kafesten Bir Kuş Uçtu”, Ken Kesey’in romanından sinemaya uyarlandığında büyük yankı uyandırmıştı. Milos Forman’ın yönettiği filmde başroldeki Jack Nicholson ve Louise Fletcher öyle bir performans sergilemişti ki, bir daha kim metne el atsa, ortaya çıkacak ürüne tereddütle bakılıyordu. Ancak metin öyle güçlü, argümanlar o kadar kuvvetliydi ki, oyun her sahneye konuluşunda herkes dikkat kesiliyordu. Tıpkı şimdiki gibi...

AKIL HASTANESİNDEKİ GERİLİM

Çolpan İlhan-Sadri Alışık Tiyatrosunun sahneye koyduğu, yönetmenliğini Şakir Gürzumar’ın üstlendiği oyunda Oktay Kaynarca, Deniz Uğur, Galip Erdal, Bahattin Doğan, Levent Can, Kevork Türker  ve Kayhan Yıldızoğlu’nun da aralarında bulunduğu 20 kişi sahne alıyor.

McMurphy, tutuklu bulunduğu cezaevinden kurtulmanın yolunu deli taklidi yapmakta bulmuştur. Bir şekilde kendini bir akıl hastanesine sevk ettirmeyi başarır. Hastanede bulunan akıl hastaları bir yandan tedavi olmakta, bir yandan Başhemşire Ratched’in katı kurallarına harfiyen uymakta, öte yandan da hastane dışında artık “normal” biçimde yaşamalarına engel olan kaygı, huzursuzluklarıyla başa çıkmaya çalışmaktadırlar. McMurphy, zaman içinde başhemşi-renin tedavi adı altında hastalardan istediklerinin aslında onları sindirmekten ve ruhsuzlaştırmaktan başka bir şeye yaramadığını fark eder. McMurphy artık hem kaçma planlarını devreye sokacak, hem de hastanedekilere baş eğmemeyi öğretecektir. Tabii Başhemşire Ratched’ın buna karşı tedbirleri olacak ve doğacak çatışma beklenmedik sonuçlar yaratacaktır.

SÜRÜLEŞTİREN DÜZENE KARŞI BAŞKALDIRI

Oyun bir yandan deliliğin aslında ne olduğu üzerine çarpıcı sorular sorarken, diğer yandan “normal” olmanın, toplumsal “norm”lara uymanın insanı aynılaştıran yanlarına ışık tutuyor. Egemen olanın kendi çıkarları ya da rahat yönetebilme arzusu ile dayattıklarının bir süre sonra nasıl herkesçe başeğilen birer “norm” haline geldiğini ortaya koyan oyun, daha en başta iki kişi arasında bile ortaya çıkıveren hiyerarşiyi, altüst ilişkisini, sürüleştiren düzeni ve buna karşı koymamanın insanı nasıl özgürlüğünden alıkoyduğunu tüm çıplaklığı ile gösteriyor.

Deniz Uğur, Guguk Kuşu’nun beyazperde uyarlamasında Louise Fletcher’ın canlandırdığı ve Oscar kazandığı başhemşire Ratched’i canlandırırken, rölün altında ezilmiyor. Zaman zaman duygu yoğunluğu artan oyunda bir buz dağıymışçasına beliriveriyor. McMurphy ile aralarındaki çatışmayı belirginleştiriyor, gerilimi hissettiriyor. Oktay Kaynarca’nın zaman zaman abartılı ve bağırışları ile izleyiciyi yoran performansı ise finale doğru toparlanıyor. Tabii oynamak bir yana, düzenin uslu çocuğu olmayı matah bilen Kaynarca’nın bu oyunu defalarca izlemesini salık vermemek elde değil. Kızılderili Bromden rolünde Galip Erdal ve hastalardan Harding rolüyle Levent Can’ın oyunculukları ise oyundan sonra seyircilerin hâlâ konuştuğu konular arasındaydı. İkilinin rolleriyle oyunun lokomotifi olduklarını belirtelim. Kayhan Yıldızoğlu’nu da sahnede görmek adeta bir vuslat. Rolünü oynarken seyirciler tek bir mimik ve jest dahi kaçırmamak adına gözlerini dört açıyorlar.

BİR TOPLUM ÖZETİ: AKIL HASTANELERİ

Şakir Gürzumar oyunu yönetirken riske girmiyor, filmle yahut daha önceki Guguk Kuşu temsilleriyle yarışmayıp işine odaklanıyor. Doğru ışık ve oyunun ruhuyla da uygun olarak tasarlanan dekor da oyunun etkisine büyük katkı sağlıyor.

Guguk Kuşu, hele ki günümüzde bir metin olarak büyük bir önem taşıyor. Baş eğmenin sıradanlaştırdığı, ruhsuzlaştırdığı bir güruhun parçası olmak yerine direnmenin bireysel ama çokca da toplumsal etkilerine dair çok mühim teşhisler sunuyor. Her temsil, ayrı bir başkaldırıya işaret ediyor ve bir akıl hastanesi nasıl da toplumun özeti oluyor, ortaya koyuyor. Ortaçgil’in meşhur şarkısındaki “Biri anlatsın hemen/ Nedir bu normal” sorunun tiyatrolaşmış hali adeta Guguk Kuşu. Görünen o ki, “normalleşmeyecek” kadar aklı başında insanlar ise hâlâ var...

ÖNCEKİ HABER

Güle güle, sadece şut atmayı öğretmeyen adam

SONRAKİ HABER

Güney Kürdistan’da siyasi ve ekonomik bunalım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...