26 Ekim 2015 00:58

Esad’ın Moskova ziyaretiyle bütün kartlar yeniden karıldı

Paylaş

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın geçen hafta gerçekleştirdiği ani Moskova ziyareti Suriye’de yeni bir aşamanın başlangıcı olarak değerlendirildi.  Lübnan’da yayımlanan el Neşra Yazarı Corc Abud “Bu ziyaret, sahadaki gelişmeler ve siyaset arasında yeni bir vizyondur” yorumunu yaptı. Abud, Esad’ın uluslararası arenaya dönmesinin sadece Moskova tarafından değil, bütün BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ülkeleri tarafından gerçekleştirilmiş ortak bir adım olduğunu dile getirdi. Rusya el Yevm de Putin ve Esad’ın önceliğinin sahadaki gelişmeler olduğuna dikkat çekerek  “Önümüzdeki günlerde savaşın dozu artacak” tespitini yaptı.

DÖRTLÜ BULUŞMADAN SONUÇ ÇIKMADI

Esad’ın Moskova ziyaretinin ardından yoğun bir diplomatik trafik başlatıldı. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Viyana’da ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye Dışişleri Bakanları ile bir araya geldi. Dörtlü buluşma olarak adlandırılan bu toplantıda taraflar birbirini ikna edemedi.  Lübnan gazetesi El Bina “Dörtlü Viyana buluşması Suriye’de siyasi çözümün başlangıcı olduğunu doğruluyor” yorumunu yaparken, Devlet sermayeli Mısır gazetesi Ahram “Viyana toplantısında Esad’ın kaderi konusunda mutabakat sağlanamadı” diye yazdı. Buluşmanın ardından Lavrov, İran ve Mısır’ın da görüşmelere katılması çağrısında bulundu. Ürdün gazetesi Al Rai de “Ürdün Kralı 2. Abdullah Cumartesi günü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile bir araya geldi” dedi. Kerry daha sonra Suudi Arabistan Kralı Selman ile buluştu.

KARTLAR YENİDEN KARILIYOR

Esad’ın Moskova ziyaretinde ne konuşulduğundan çok ziyaretin kendisinin ve zamanlamasının esas amaç olduğu görüşünde olan Rai al youm yazarı Abdulbari Atvan “Başlangıçta silahlı bir muhalefet ve onu destekleyenlerin üstünlüğü vardı. Bugün durum tersine dönmüş durumda. Sahada dengeler değişti” tespitini yaparak “Esad’ın ani Moskova ziyareti ile kâğıtların yeniden karıldığını” yazdı. 

MISIR’DA SEÇMENSİZ SEÇİM

Mısır'da 3 Temmuz 2013 tarihindeki askeri darbenin ardından ilan edilen "yol haritası"nın üçüncü aşamasını oluşturan, 18 Ekim'de başlayan ve 2 gün süren parlamento seçimlerinin ilk turu kapsamında seçmenler, 27 vilayetin 14'ünde sandık başına gitti. Müslüman Kardeşler önderliğindeki “Darbeyi Ret ve Meşruiyete Destek için Ulusal İttifak” ile Devrimci Sosyalistler, Muhammed el Baradey tarafından kurulan Düstur Partisi, Eymen Nur liderliğindeki Devrimin Yarını Partisi gibi siyasi akımlar seçim boykot etti. Seçimlerin ilk turu kapsamında 14 ilde yapılan ilk aşamada seçimlere katılım düşük oldu. El Kuds el Arabi gazetesi “Geçen pazartesi günü Başbakan Şerif İsmail, seçimlere katılım oranının sadece yüzde 15-16 civarında olduğunu söyledi. Seçimleri denetleyen hâkimler, katılım oranının yüzde 20 veya biraz daha fazla olabileceğini ifade ettiler” diye yazdı. 27 ili bulunan Mısır’ın diğer 13 ildeki birinci tur seçimleri 27-28 Ekim’de yapılacak. İkinci tur seçimleri 22-23 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek.


RUSYA-SURİYE ZİRVESİ: ULUSLARARASI İZOLASYONUN KIRILMASI VE YENİ BİR DÖNEMİN TESİSİ
Corc Abud / El Neşra

Suriye lideri Beşar Esad, yeni bir dönemi başlatan ve Moskova’da Rusya lideri Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede uluslararası izolasyonu kırmış oldu. Bu ziyaretle Suriye krizinde yeni bir anlayış doğdu.  Bu da herhangi bir siyasi çözümün cevherinin Esad olacağı yönünde. 
Moskova’daki görüşme ne geçici bir süreçtir ne de ilgili ülkelere sadece bir mesaj niteliğindedir. Aksine bu ziyaret, sahadaki gelişmeler ve siyaset arasında yeni bir vizyondur. Bu anlamda da sahadaki gelişmelerin asıl çıkış kapısı ve “öncül”ü olacağı anlaşılmaktadır. 

Bu ziyaretin Suriye’deki savaşla ilgili bazı çevreleri endişelendirmesi dikkat çekici. Bu ülkelerin başında Türkiye ve Suudi Arabistan gelmektedir. Zira bu ziyaret bu ülkelere şu mesajları göndermiştir:

1 Putin bu ziyaretle beraber, ABD, AB, Türkiye ve Arabistan’a Esad’ın Suriye’nin tek lideri olduğunu ve yönetimde ortağı olmadığını anlatmak istedi. Bu da bazı ülkelerin endişelenmesine asıl sebep olan nokta. 

2 Rusya’nın terörle mücadele kapsamında Suriye’ye müdahale etmesinden önce Suriye’deki krizin çözümüyle ilgili ortaya attığı fikirler artık geçerli değil. Ne Moskova görüşmeleri, Cenevre 1, ne de Cenevre 2 toplantıları çözüm için bir çerçeve oluşturmuyor.

3 Esad’ın uluslararası arenaya dönmesi sadece Moskova tarafından gerçekleştirilmedi. Aksine bütün BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ülkeleri tarafından gerçekleşti. Esad’ın Moskova’daki karşılanış biçimindeki şaşaa da bunu açıkça ortaya koymaktadır.


ESAD’IN ZİYARETİNİN SİYASİ VE ASKERİ SONUÇLARI
Rusya el Yevm

Esad’ın Moskova ziyareti basında büyük yankı uyandırdı. Bu doğaldır, ancak bazılarının bu ziyareti sadece medya ayağıyla düşünmesi, siyasi gelişmeleri nesnellikten uzak bir şekilde okumak anlamına geliyor. Zira Rusya’nın Suriye’deki rolünü göstermek için medya propagandasına ihtiyacı yok. Ki Rusya’nın askeri ve siyasi rolü oldukça açık. Aynı şekilde Rus yönetimine, teşekkürlerini sunmak için Esad’ın gizli ziyaretine de ihtiyacı yok.  Medvedev’in dediği gibi Rusya, Suriye’de kişileri değil, ulusal çıkarlarını savunmakta. 

Kremlin’e göre Esad ve Putin arasında öncelik sahadaki gelişmelerde oldu. Bu sahadaki gelişmelerden kasıt, askeri operasyonlar, radikal dinci teröristlerle savaş, Suriye ordusunun operasyonlarının desteklenmesi ve siyasi gelişmelerdir. Görünen o ki önümüzdeki günlerde savaşın dozu daha da artacak. Zira Rusya, önümüzdeki günler veya haftalar içerisinde operasyonlardan sonuç almayı bekliyor.

Moskova’nın bu konudaki hedefleri üç noktada özetlenebilir:
* IŞİD’in orta ve kuzeybatı Suriye’deki varlığına son vermek ve örgütü doğu ve kuzeydoğu Suriye’de hapsetmek. Bu da Rusya’nın askeri operasyonlarının ikinci ayağını oluşturuyor.

* Suriye ordusuna, Hama’nın kuzeyinde, Lazkiye’nin doğusunda, Halep çevresinde, İdlib’te silahlı grupların elinde olan bölgeleri ele geçirmesi konusunda destek vermek. Ancak Rusya, bu örgütlere Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’dan giden desteğin sürmesi halinde bunun zor olduğunu biliyor. 

* Sahadaki gelişmelerin sonuçlarına bağlı olarak, tekrar siyasi alanı harekete geçirmek.Viyana zirvesi de buna bir örnek. Rusya, Türkiye ve Suudi Arabistan’ı terörle mücadele devam ettiği sürece, Esad’ın gidişinin söz konusu olmadığı bir siyasi çözüme ikna etmeye çalışıyor.


ESAD’IN MOSKOVA ZİYARETİ BÖLGEYE VE DÜNYAYA ESAS MESAJ
Abdulbari ATVAN/Rai al youm    
   

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Moskova’ya ziyareti, Rus devletinin ileri gelenleri ve Putin’le buluşması; bölgesel ve uluslararası alanda birçok noktada meydan okuyan bir mesajdır. Bu ziyaret, neredeyse beş yıldan beri yurt dışına çıkmasının ilk örneğidir. Ziyaret, Suriye Devlet Başkanının ihtiyaç duyduğu güveni verdi. Özellikle onu ve rejimini devirmek isteyenler bir dönüm noktasındayken.
Bu ziyaretten önce baskın izlenim, Suriye Devlet Başkanının geri dönememek korkusu ile Şam’ı terk etmediği yönündeydi. Çünkü kendisini kuşatan dairenin kendisine karşı dönebilme olasılığı vardı. Lakin Moskova ziyareti ve Putin’in şahsi daveti, Kremlin’in resmi sitesinde belirtildiği gibi bu izlenimlerin tamamen yanlış olduğunu kesinleştirdi.

ZİYARETİN KENDİSİ MESAJ

Moskova ziyaretinde Putin ve misafiri arasında hangi konulara değinildiği ile ilgili çeşitli spekülasyonlar mevcut. Bunların arasında Suriye rejiminin geleceği, geçiş süreci ve Esad’ın bu süreçteki rolü ve ne gibi düzenlemelerin yapılacağı konuları var. Bize göre ise ziyaretin kendisi ve zamanlaması gerçek amaç. Bu ziyaret, bölgesel ve küresel güçlere birçok yönden mesajlar verdi. 

Rus lider, Suriye Devlet Başkanına ve iktidarına olan desteğinin büyüklüğünü ve muhalefetin bütün gruplarına ve kendisini devirmek isteyen devletlere karşı kendisiyle savaşmaya devam edeceğini bu ziyaretle teyit etmek istedi. Suriye halkına ve ordusuna da bu krizde sopayı ortadan tutmayacağı mesajını verdi.

İKİNCİ EMEVİ CAMİİ VAKASI!

Esad’ın rakiplerinin kendilerinde şok etkisi yaratan bu ziyaretten memnun olup olmadıklarını bilmiyoruz. Ziyaretin sonrasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları geldi. Erdoğan açıklamada Esad’ın geçiş döneminde 6 ay boyunca iktidarda kalabileceğini ifade etti. Aynı şeyi Suudi Arabistan Dışişleri bakanı Adil el Cubeyr tekrarladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın niye böyle bir açıklama yaptığını bilmiyoruz. Esad’ın iktidarda kalma süresini 6 ayla sınırlama nedenini ve hangi dayanaklarla yaptığını da bilmiyoruz. Lakin umarız bu açıklamaların sonucu, 5 sene önce olduğu gibi Esad’ın günlerinin sayılı olduğu ve Emevi Camiinde çok yakında namaz kılacağı açıklamaları gibi olmaz. 

ESAD KARŞITI CEPHENİN İŞİ ZOR

Beş sene boyunca Türkiye Cumhurbaşkanı ve Arap ve batılı müttefikleri; siyasi kuşatmaya, askeri ve mali desteğe rağmen Suriye rejimini deviremediler. Rusya lideri Putin’in ülkesinin askeri ve mali bütün ağırlığı ile Suriye rejiminin arkasında durduğu bir zamanda, daha önce başaramadıkları bu görevde daha kolay bir noktada oldukları fikrinde değiliz.  

Hiç kimse önümüzdeki aylarda veya yıllarda Suriye’deki çatışma haritasının nasıl olacağını tahmin edemiyor. Başlangıçta silahlı bir muhalefet ve onu destekleyenlerin üstünlüğü vardı. Bugün durum tersine dönmüş durumda. Sahada dengeler değişti. Askeri çatışma sahasında ise şunu ilk önce teslim etmek gerekir;  Rusların Suriyeli müttefiklerini destekleme kararlılıkları, muhaliflerin müttefikleri olan Arap ve Amerikalılardan daha sert.

İKİNCİ ZİYARET HANGİ BAŞKENTE?

Muhtemelen Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Moskova ziyareti sırasında, “orada kalmasını ve Şam’a dönmemesini temenni ediyorum” dediğinde muhaliflerin görüşlerini ifade ediyordu. Lakin temenni etme başka, gerçekler başka.

Esad Şam’ a döndü ve hasımlarının boğazında acı bıraktı. Ani ziyareti ile de kâğıtları yeniden kardı. Bu birkaç yıl süren “kuraklıktan” sonra başlı başına siyasi bir başarıdır. 

Burada ortaya çıkan soru; “Suriye devlet başkanının ziyaret edeceği ikinci başkentin hangisi” olacağıdır. Her hâlükârda bunun Riyad veya Ankara olacağını düşünmüyoruz. Ama bölgemizde gerçekleşen hiçbir şey sürpriz değil!


MISIR; SEÇİMLERDE SEÇMENSİZ İKİNCİ GÜN!
Ell Kuds el Arabi

Birçok Mısırlı seçmen, parlamento seçimlerindeki birinci aşama kapsamında 14 ilde yapılan seçimin son günü olan pazartesi günü seçim sandıklarından uzaktaydı. Bu durum Mursi’nin 2013’te azledilmesinden beri yaşanan gerçeklerin halkın hayal ettiklerinden farklı olduğunu göstermektedir. 

Geçen pazartesi günü Başbakan Şerif İsmail, seçimlere katılım oranının sadece yüzde 15-16 civarında olduğunu söyledi. Seçimleri denetleyen hâkimler, katılım oranının yüzde 20 veya biraz daha fazla olabileceğini ifade ettiler. 

Nüfusun çoğunluğunu oluşturan gençlerde ortaya çıkan ilgisizlik, 2011 ve 2012’deki coşkuyla büyük bir tezat oluşturuyor. 

İskenderiye’den Michel Basili, oyunu hak etmeyen birine vermeyeceğini söyledi. Basili, “Biz gençler olarak ülkede değişimin gerçekleşmesi için çabalıyoruz, lakin adaylar sadece kendi çıkarları ve para ile ilgileniyorlar” dedi. 

Sisi nüfus olarak Arapların en büyük ülkesindeki seçimleri demokrasinin en önemli köşe taşı olarak nitelendirmişti. Lakin hapislerdeki mahkûmların büyük sayısı, parlamentodan Sisi’ye karşı ciddi bir muhalefetin beklenmemesi, seçimlere katılımın düşük olmasının nedenleri arasında.

 

ÖNCEKİ HABER

Bizi tehdit edenlere değil vicdanımıza oy vereceğiz

SONRAKİ HABER

Sistemin cenazesini ancak birleşik halk muhalefeti kaldırabilir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...