HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, seçim çalışmaları kapsamında geldiği Siirt'te halkla buluştu. Uğur Düğün Salonu'ndaki buluşmada kenttin adayları Kadri Yıldırım, Besime Konca ve Fatih Dalğalı ile halkı selamlayan Yüksekdağ, yaptığı konuşmada barış mesajları verdi. Katılımın yoğunluğuna dikkat çeken Yüksekdağ, "Size burası dar geliyor biliyorum. Sabredin. Bu halkın kabından taşacağı, gürül gürül akacağı günler çok yakın. Halkımız kendisine çizilen bütün sınırlara ve kalıplara inat mücadelesinin karşısına çıkarılan bütün engellere inat 7 Haziran'da bir tarih yazdı. Halkımızın yazdığı bu tarihi, verdiği bu demokratik dersi hazmedemediler, anlayamadılar, öğrenemediler. Ama 1 Kasım'da öğreteceğiz onlara. 1 Kasım'da bu halkın iradesiyle oynamamaları gerektiğini öğrenecekler. Yenilgiye doyacaklar. 1 Kasım'da inadına barış, inadına direniş diyenler kazanacak, zalimlere diz çökmeyenler kazanacak. Savaş yapanlar değil, barış yapanlar kazanacak. 13 yıl boyunca halkımızın tepesinde bir zulüm iktidarı kurdular. Şimdi o saraylarda emir vererek, talimat vererek, savaş ilan ederek bu halkın kendilerine itaat edeceklerini sanıyorlar. Halklarımız onların karşısında boyun eğmedi 1 Kasım'da da boyun eğmeyenler kazanacak. Başı dik alnı ak, barış diyenler kazanacak" diye konuştu.

'SİİRT'İN İNADI DAHA BÜYÜK OLACAK'

7 Haziran seçimlerinin ardından Türkiye halklarının ilk kez yüzünün güldüğünü ifade eden Yüksekdağ, "Siirt halkının yüzü güldü. Barışın demokrasinin eşitliğin ve adaletin inşa edilebileceği bir yaşama kapı açıldı. Ama bunlar halkımızın sevincine düşman. Sizlerin zılgıtına düşman. Sizlerin mutluluğuna düşman. Bu düşmanlık nedeniyle 7 Haziran seçimlerini tanımadılar. Siirt'in büyük cevabını tanımadılar. O zaman Siirt'in cevabı daha büyük olacak. O zaman Siirt'in inadı daha büyük olacak. Onlara Kürt'ün, Arap'ın, halklarımızın inadının onların inadından daha güçlü ve kararlı olduğunu hatırlatacağız. Onlar savaşta inat ediyorlarsa bizler barışta, demokraside ve kazanmakta inat ediyoruz. Bu siyasi iktidar halkın gücünün, demokratik iradesinin karşısına savaş gücünü çıkardı" dedi.

'BARIŞTAN KORKTULAR'

Devrilen çözüm masasına da değinen Yüksekdağ, şunları söyledi: "Çözüm masasını seçimden önce devirdiler. 2 yıl boyunca bu topraklarda silahsız ve çatışmasız barış için, kalıcı çözüm için, değerli halkımız, İmralı'da Sayın Öcalan ve bütün demokrasi ve özgürlük güçleri mücadele yürütürken, bizler bu 2 yıllık süre içerisinde savaş ve çatışma siyasetine genç insanlarımızın kurban edilmesine rağmen ısrarla barış iradesini ayakta tuttuk. 7 Haziran seçim kampanyasını kelle koltukta yürüttük. Miting meydanlarımızda bomba patlattılar, bizleri hedef haline getirdiler, ırkçı faşist çetelerin, IŞİD çetelerinin hedefi haline getirdiler. Her yerde üyelerimizi, yöneticilerimizi gözaltına alıp tutukladılar. Ama buna rağmen bizler barış ve çözüm iradesinden bir adım geri atmadık. Ama gördüler ki bu 2 yıllık süre içerisinde, eğer barış olursa onlar kaybedecekler. Barıştan korktular. Ama barış iradesi onların iktidarlarını kaybetmemek uğruna başlattığı bu savaş karşısında yenilgiye uğrayacak kadar güçsüz değildir. Barış artık bizlerin bütün şehitlerimize borcudur. Ankara'da katlettikleri barış şehitlerimize sözümüzdür, vebalimizdir barış."

'TEHDİTLE OYLARINI YÜKSELTEMEZLER'

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Van'da yaptığı "Biz gidersek Beyaz Toroslar yeniden sahneye çıkacak" sözlerini anımsatan Yüksekdağ, "Karşımızda öyle hükümet olma, yönetme vasfını, liyakatini yitirmiş bir siyasi iktidar var ki, bazen düşünüyoruz biz hiçbir şey söylemesek de bunlar konuşsun kendi kendisini bitirsin. Bizim çok fazla konuşmamıza gerek yok. Bu ülkenin Başbakanı iki gün önce Van'da halkı tehdit etti, tehditle oy topladı. Beyaz Torosla, JİTEM'le tehdit edip orada oy oranını yükselteceğini sanıyor. Geçmiş olsun. Bu insanların karnı tok böyle tehditlere. Van halkı sizin her türlü şerrinizi gördü. Hiçbirine pabuç bırakmadı" diye konuştu.

'BAŞBAKAN GİTSİN ÇÖPÇATANLIK YAPSIN'

Başbakan'ın dün gençlere yönelik evlilikle ilgili yaptığı konuşmaya da değinen Yüksekdağ, "Dün koskoca Başbakan halka seslendi. Memleket yanıyor, katliam, ölüm var, savaş var, sokakta kimsenin can güvenliği yok, o gelmiş gençlere 'Evlenin çoğalmamız lazım, ananıza babanıza gidin size eş bulsun, bulamazsa bize gelin biz size eş buluruz' diyor. Bir ülkenin başbakanının ülke kan gölüne dönmüşken, derdine davasına bakın. O zaman Başbakan en azından savaş yapmasın yuva yapsın. Yuva yapmak sevaptır, savaş yapmaktan vazgeçsin. Halkın çocuğunun canıyla oynamaktan vazgeçsin yuva yapsın, bu da onun yeni işi olsun. Zaten başbakanlık yapamıyor belki hayırlı bir işe vesile olur, çöpçatanlık yapar. Belki onu daha iyi yapar" dedi. (DİHA)